Bahçeli sert çıktı!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bizim sözde Kürt sorunu kapsamında görüşme sürecine katılmadığımızı eleştirenler, iyi bilsinler ki Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'nin çözülmesini, Türk milletinin bölünmesini ve Türk vatanın ayrışmasını sağlayacak hiçbir masaya oturmayacak ve yanından dahi geçmeyecektir'' dedi.

Bahçeli sert çıktı!

''Neresinden bakarsak bakalım, Türkiye iyi yönetilememenin tüm sancılarını yaşamakta, istikrarsızlık ve düzensizlik halleri frenlerinden boşanmışcasına mesafe almaktadır'' ifadesini kullanan Bahçeli, Hakkari ve Mardin'de yaşanan terör saldırıları sonucu şehit olanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileğinde bulundu.

Özellikle, Hakkari Yeşiltaş Jandarma Karakolu'na yapılan saldırıdan sonra gündeme gelen görüşlerin, yapılan yorumların ve verilen mesajların her açıdan incelenmesi ve değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, ''Fırsattan istifade eden çıkarcı yüzler, işbirlikçi taraflar ve melun niyetler bölücü terör saldırılarını gerekçelendirmeye ve utanmadan mazeret bulmaya yönelmişlerdir. PKK'nın içinde kontrol edilemeyen unsurların bulunduğu, bir iyi bir de kötü PKK olduğu izlenimi kamuoyuna pompalanmaya çalışılmıştır. Bölücülüğü aklamaya ve temize çıkarmaya çalışan ne kadar gafil varsa bu çerçevede buluşmuş ve düşüncelerini pervasızca ortaya koymuşlardır'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, her yurtdışı çıkışına, her uluslararası temaslarına denk düşen dönemlerde, terörün namlusunu millete çevirdiğine dair kanaatlerde de bir hayli yoğunluk gözlendiğini savunan Bahçeli, ''Eğer Başbakan'ın yurtdışı seyahatleriyle terör saldırıları arasında hakikaten de bir illiyet bağı kuruluyorsa, o zaman Sayın Erdoğan'ın uçaktan biraz inerek Türkiye'de kalması son derece hayırlı ve yararlı olacaktır'' dedi.

''Erdoğan'ın, yurtdışında bulunmasıyla, saldırıların gerçekleşmesi arasında paralellik yalnızca pazarlıkların kızışmasına matuftur ki bu da bölücü terörün bilinen ve kanıksanmış ahlaksızlığından başka bir şey değildir'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

''Başbakan'ın terörle mücadeleyi kast ederek; 'Er veya geç bu işi başaracağız. Terörü kimse bizimle pazarlık konusu etmesin. Biz terörü hiçbir zaman pazarlık konusu olarak da telakki etmedik' sözlerinin, bu kapsamda bir manası ve karşılığı da bulunmamaktadır. İmralı canisiyle görüşerek mutabakat metinleri hazırlamak pazarlık değil midir? Yaklaşık bir asır önce etnik ve mezhep ikiliğini aramıza sokan sömürgeci zihniyetin güdümünde, PKK ile Oslo'da masaya oturmak pazarlık değil midir? Bunlardan dolayı AKP, CHP ve BDP ile aynı masaya oturmama irade ve kararlılığımız haklı değil midir?

Bizim sözde Kürt sorunu kapsamında görüşme sürecine katılmadığımızı eleştirenler, Anadolu'da barışa katkı vermediğimiz riyakarlığını propaganda edenler iyi bilsinler ki Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'nin çözülmesini, Türk milletinin bölünmesini ve Türk vatanın ayrışmasını sağlayacak hiçbir masaya oturmayacak ve yanından dahi geçmeyecektir.

Bizi masaya gelmemekle itham edenler önce 2003'ten bugüne kadar toprağa düşen 1021 şehidin hesabını vermelidir. Sorarım sizlere, biz daha fazla şehit gelmesi için mi ya da daha çok terör saldırısı gerçekleşsin diye mi masaya oturacağız? PKK'nın af edilmesi, İmralı canisinin özgürlüğüne kavuşması ve Türkiye'nin ikiye ayrılması için mi masaya oturacağız? Biz Kürt kökenli kardeşlerimizi sorun görenlerle, bölücülükle pazarlık yapacak kadar alçalanlarla elbette bir araya gelmeyeceğiz, elbette masaya da oturmayacağız.''

''Başbakan Erdoğan'ın, terörün çözümü konusunda peşmergenin ağzına baktığını ve en ufak beyanlarından bile medet umduğunu'' ileri süren Bahçeli, ''Hatta Hükümet'in sulu gözlü üyesi, Başbakanlığa vekalet ettiği Yeşiltaş Karakol baskınından hemen sonra, TRT Şeş'in Soranice yayına başlaması vesilesiyle peşmergeyle programa katılmış ve birlikte kutlama yapmışlardır'' şeklinde konuştu.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Her şeyden önce peşmerge ve onun gibi düşünen terör zebanileri bilmelidir ki son yurdumuzda yaşayan muazzam beşeri kıymetin ismi Türk milleti olup, aramızda başkaca bir millet kesinlikle söz konusu değildir.

Peşmerge reisinin sözde çözümden yana tavır alanlara teşekkür etmesi bir başka ilginç durumu ortaya çıkarmıştır. Allah'a hamdolsun ki, peşmerge bize teşekkür etmemiş ve bizi övmemiştir. Bu durum bile başlı başına ne kadar doğru ve haklı olduğumuzun bir kanıtı ve belirtisidir. Zira peşmergenin bize yönelik teşekkürü şöyle dursun, iması dahi 43 yıllık şerefli tarihimizi yok saymak, ilkelerimizi çiğnemek anlamına gelecektir ki, bunu da inşallah dünya gözüyle kimse göremeyecektir. Bize göre, Kandil yerle bir edilmeden, 4 Ekim 2011 tarihli grup toplantısında söylediğim gibi, Kandil'in tepesine Türk bayrağı dikilmeden terörün sonlanması mümkün değildir. Bu tarihi görev sınır ötesi hareket izni elinde bulunan AKP Hükümeti'nin omuzlarındadır.

Türk milletinin kendisine tehdit oluşturan neresi olursa olsun buralara girmesi ve hakkından gelmesi en tabii hakkı ve yetkisi dahilindedir. Bunun için Türk devleti kimseden icazet alacak değildir. Hele hele okyanus ötesinden izin alma iması dahi bizim tarihi birikimimiz ve millet gerçeğimizle asla bağdaşmamaktadır.''

KANDİL’İ DÜMDÜZ ETMESİ GEREKİR

Bahçeli, bölücü teröre karşı çözüm olarak sunacağı bazı öneriler bulunduğunu belirterek, ''Hükümet'in Meclis'ten aldığı sınır ötesi harekat iznini devreye sokarak, Kandil'i dümdüz etmesi gerektiğini'' söyledi.

''PKK terör örgütü, ön şartsız ve hiçbir mazeret ileri sürmeden silahlarını bırakmalı ve teslim olmalıdır veya militanlar son ferdine kadar teslim alınmalıdır'' ifadesini kullanan Bahçeli, önerilerini şöyle sıraladı:

-Türk adaletli bölücü örgüt üyeleri hakkında gereğini yapmalı ve PKK'lılar verilecek cezaları çekmelidir.

-KCK davasıyla birleştirilerek kapsamlı ve çok yönlü bir bölücülük soruşturması açılmalıdır.

-Kürt kökenli kardeşlerimiz kesinlikle terör örgütüyle ilişkilendirilmemeli, bireysel nitelikli haklarıyla ilgili çalışma ve girişimler ülkemizin diğer yörelerinde olduğu gibi hayata geçirilmelidir.

-Türk kimliğinin birleştirici, kapsayıcı ve yapıştırıcı özelliğine sahip çıkılmalı, Türkiyelilik zırvasından vazgeçilmelidir.

-Doğu ve Güneydoğu'nun sosyo-ekonomik ölçekteki kalkınması için hemen harekete geçilmeli, Kürt kökenli kardeşlerimizin işsizlik ve yoksulluk sorunları kökünden bitirilmelidir.

-Irak merkezi yönetimi kendi topraklarındaki terör yuvalarını ya def etmeli ya da Türkiye'nin müdahalesine saygı göstermelidir.

-Üçlü mekanizmalarla vakit kaybedilmemeli, ABD'den insansız hava araçları değil, kararlı ve sonuç alıcı hamleler talep edilmeli ve bu konuda tavizsiz olunmalıdır.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz