Başbakan'dan CHP'ye: 28 Şubat'ta neredeydiniz?

Başbakan Erdoğan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gençlik Şöleni’nde gündemdeki konulara yönelik önemli mesajlar verdi.

Başbakan'dan CHP'ye: 28 Şubat'ta neredeydiniz?

Başbakan Erdoğan, Genelkurmay’ın bir gazete yazarına yönelik açıklamasını eleştiren CHP’ye şu cevabı verdi: “Bütün tarihi boyunca yasamaya, yargıya, yürütmeye müdahale edilirken çıtını çıkarmayan adeta kedi gibi pısan CHP, Genelkurmay'ın bu açıklaması karşısında kağıttan bir kaplana dönüştü. Siz kaplandınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz? Siz kaplandınız da 27 Nisan bildirisinin yayınlandığı gün neredeydiniz. Bugüne kadar Genelkurmay açıklamalarına sesiniz çıkmıyordu. Bugün size ne oldu?”

"BU YÜZYIL TÜRKİYE YÜZYILI OLACAK"

Bu yüzyılın güçlü büyüyen ekonomisiyle barışa kardeşliğe dostluğa hizmet eden aktif dış politikasıyla Türkiye'nin yüzyılı olacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Her birinizden bu imanı göğsünüzde taşımanızı rica ediyorum. Her birinizin imanla geleceğe bakmanızı sizlerden rica ediyorum. Her birinizin TC kimliğini, TC pasaportunu onurla göğsünüzü kabartarak taşımanızı göstermenizi istiyorum." dedi.

Başbakan Erdoğan, "Büyük bir tarihten devraldığınız şanlı bir mirasla bu coğrafyada barışın kucaklaşmanın türkülerini söyleyen gençler olacaksınız. Siz ülkenizin gençlerine model oldunuz. Model olmaya devam edeceksiniz. Bu ülke sizin öz yurdunuz. Bu ülke sizin öz vatanınız. Ne size ne de 75 milyon vatandaşımıza kimse garip muamelesi yapamaz." şeklinde konuştu.

"Bu millet istiklale aşık bir millettir. Bu millet canını verecek istiklalini vermeyecek kadar büyük bir millettir." diyen Erdoğan, "Bu aziz millet 19 Mayıs 1919'la başlayan süreçte istikbale olan aşkını bir kez daha tüm cihana göstermiştir. Amasya Sivas ve Ankara'da Kurtuluş Savaşı'nın hazırlıkları yapılmış kurtuluşla aynı zamanda kuruluşun temelleri atılmıştır. Tüm vilayetlerden gelenlerle mevlitler okunarak sancak taşınarak cuma günü Hacı Bayram Veli'den TBMM'nin o tarihi binasına doğru yürüyüp o bina açılmıştır." diye konuştu.

Mustafa Kemal Atatürk'ün 22 Nisan 1920'den hemen önce valilere bir telgraf çektiğini ve mesajında 'Bu günden yani 23 Nisan 1920'den itibaren bütün sivil ve askeri makamların başvuracağı yegane merci TBMM olacaktır' sözünü hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu ifadelerin çok önemli olduğuna dikkat çekti. "Maalesef Cumhuriyet tarihi boyunca bazıları bu ifadeyi hiç anmadı ve anlamak istemedi. Birileri 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim ruhunu da anlayamadı, özümseyemedi, kabullenemedi." diyen Erdoğan şöyle konuştu: "Milli iradeyi hazmedemediler. Milletin egemenliğini hazmedemediler. Ne yazık ki 27 Mayıs, 12 Mart’ta, 12 Eylül, 28 Şubat’ ta milli iradeye kast ederek milletin tercihlerini yok saydılar. Atatürk’ün adını istismar ederek Atatürkçüyüz diyerek, kemalistiz, ulusalcıyız diyerek Atatürk’ün ilkelerini, Kurtuluş Savaşı'nın ruhunu, kuruluşun felsefesini kendi elleriyle tahrip ettiler. Bu dönemde de fırsat buldukça o çirkin o kirli zihniyetlerini milleti aşağılamak için gündeme getiriyorlar. Milli iradeye o kadar saygısızlar ki millete 'bidon kafalı' demekten kaçınmıyorlar. Bunlar Atatürk maskesinin arkasına sığınarak millet aptal diyerek, milletin seçimini tercihini aşağılayarak, en başta Gazi Mustafa Kemal’in ideallerine zarar veriyorlar."

"CHP DARBELERE ALKIŞ TUTTU"

CHP’nin tarih boyunca milli irade düşmanlığı yaptığının altını çizen Erdoğan, "Bu CHP, 27 Mayıs askeri darbesine alkış tutmuştur. Bu CHP, merhum Menderes ve arkadaşlarının asılmasına bıyık altından gülümseyerek seyirci kalmıştır. Bu CHP 28 post modern darbesini alkışlamıştır. Bu CHP ordu göreve diyenlerle yan yana, omuz omuza iş tutmuştur. Bu CHP 27 Nisan bildirisinin karşısında altına imzamızı atarız diyecek kadar milletten, milli iradeden uzaklaşmıştır. Şimdi tahrik edemedikleri orduyu tahkir etmeye başladılar. Kendileri, kendi yandaş yazarları, kendi yarım porsiyon aydınlarıyla harekete geçiremedikleri şimdi orduyu karalamaya, kötülemeye ve hakaret etmeye başladılar. Bakın burada şu hususun altını özellikle çiziyorum. Demokraside anayasal sistemde her kurumun görevi vazifesi görev alanı ve sınırları bellidir. Yasa ve anayasayla belirlenmiş, yazılı olarak kayda dökülmüş, siyaseti başbakan, bakanlar kurulu icra yapar, Meclis yasa yapar, yargı millet adına adaleti tesis eder. Karayolları yol yapar kredi yurtlar kurumu yurt yapar. Polis iç güvenliği sağlar, asker de Türkiye’nin dış güvenliğini sağlar. Yargı siyaset yaparsa düzen bozulur. Siyaset yargıya karışırsa adalet bozulur. Biz işte bugüne kadar milli iradenin anlam kazanması, güç kazanması her kurumun, her erkin görevini yapması için mücadele verdik. İş birliği olacak ama kimse birbirinin görev alanına, yetki alanına karışmayacak. Herkes kendi işini yapacak. İşte biz milli iradeyi ayaklar altına alan, zayıflatan bu zihniyetin üstüne kararlılıkla gittik. Milletten aldığımız güçle ile çetelerin, mafyaların, karanlık suç örgütlerinin üzerine kararlılıkla gittik."

Genelkurmay Başkanı'nın önceki hafta yaptığı bir basın açıklamasını hatırlatan Erdoğan şöyle konuştu: "Kendileriyle ilgili bazı iddialara, bazı hakaretlere cevap verdi. Şunu altını çizerek ifade ediyorum: Her kurum kendisiyle ilgili iddialara, ithamlara ve söylentilere cevap vermek cevap verme hakkına sahiptir. Kendi alanıyla ilgili, kendisi olduğu sürece her kurum kendisini, imajını, çalışanlarını elbette savunacaktır. Bunlar tarihleri boyunca milletin yanında değil, milletin karşısında durdular. Bugün de milletin yanında değil millete, devletin kurumlarına, devletin şerefli askerlerine hakaret edenlerin, yanında duruyorlar. Sanmayın ki değiştiler bunlar aynı yerdeler. Dün milletin karşısındaydılar bugünde aynı yerde milleti aşağılayanların yanındalar."

GENÇLERE TAVSİYELER: YÜRÜTTÜĞÜMÜZ MÜCADELEYE SAHİP ÇIKIN

Konuşmasında gençlere tavsiyelerde bulunan Başbakan Erdoğan, şu tavsiyelerde bulundu: "Sizin çok önemli görevleriniz, vazifeniz var. Sizi çok büyük bir sorumluluk bekliyor. Bizim 9,5 yıl boyunca yürüttüğümüz kararlı mücadeleye siz sahip çıkacaksınız. Merhum Adnan Menderes’in, Merhum Turgut Özal'ın mirasına biz nasıl sahip çıktıysak sizler de AK Parti'nin mirasına güçlü şekilde sahip çıkılacaksınız. Buna hazır mısınız? 9,5 yıldır Türkiye çetelerle kararlı bir şekilde mücadele ediyor. 9.5 yıldır AK Parti demokrasi adına kararlı cesur bir mücadele yürütüyor. Bu bayrağı devraldığınızda bu mücadeleyi kararlı şekilde siz yürüteceksiniz. Biz bu ülkede taşların yerine oturmasını sağladık siz bu taşları daha sağlam haline getireceksiniz. Biz demokrasiye müdahale edilmesine asla müsaade vermedik. Siz de aynı şekilde asla ve asla izin vermeyeceksiniz. Türkiye'nin yürümesini sağlayacaksınız.

Sizden reformlara sahip çıkmanızı istiyorum. Sizden size emanet edilen Türkiye’yi daha yüksek seviyelere çıkarmanızı istiyorum. Demokrasiye ve milli iradeye baş kaldıranlar karşısında aynen bizim gibi dimdik gibi durup demokrasiyi ve milli iradeyi korumanızı, kollamanızı sizlerden rica ediyorum."

"ANNESİZLİĞİN ACISINI YÜREĞİMDE YAŞIYORUM"

Bugünün Anneler Günü olduğunu hatırlatan Erdoğan gençlere şöyle seslendi: "Sevgili gençler bugün biliyorsunuz Anneler Günü, sabah annelerinizin elini öptünüz mü? Arayıp Anneler Günü'nü kutladınız mı? Anneleriniz hayır dualarını aldınız mı? Bir genel başkanınız bir ağabeyiniz, bir Başbakan'ınız olarak nasihatte bulunmak istiyorum. Sevgili annemi ben 57 yaşımdayken kaybettim kısa bir süre içerisinde. Bu yıl ilk kez annemsiz bir Anneler Günü yaşıyorum. 58 yaşında annesizliğin öksüzlüğün acısını yüreğimde taşıyorum. İşte onun için annelerinizin kıymetini bilin. Bugünden annelerinizin kıymetini bilin. Annenize babanıza öf bile demeyin. Sizin en büyük zırhınız en sağlam dayanağınız en güvenilir sığınağınız biliniz ki ayağının altına cennet serilmiş olan annelerinizdir. Yeri geldiği zaman annelerinizin ayaklarının altını öpün orada cennet var cennetin kokusu var. Aranızda öksüzler, yetimler varsa onları da muhabbetle şefkatle kucaklıyorum. Anne babalarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Özellikle şehit annelerimize buradan onlara sabır diliyorum. İnanıyorum ki bu stattaki AK gençlik, tüm şehit annelerinin evladıdır. Bu vatanın bir evladı olarak şehit annelerini ziyaret etmenizi rica ediyorum."

FENERBAHÇE’YE ELEŞTİRİ

'Ben bugün böyle bir şeyi söylemek istemezdim ama söylemek zorundayım. Spor denince ağırlıklı Türkiye'de futbol akla geliyor. Ve maalesef dün akşam, işte bir final maçında Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki müsabakada ortaya konulan tablo bir Başbakan olarak şahsen beni üzmüştür. Ortada bir netice var ve futbolun 3 neticesi var. Galibiyet, beraberlik ve mağlubiyet... Bu 3 neticeye de katlanmak durumundasın. Eğer bu 3 neticeye katlanamıyorsan bu işi yapma. Fair play denilen olay budur. Çok daha ilginci, bayanlar tribünlere çekildi ki tribünler bu noktada ahlaki bir standarda kavuşsun, ulaşsın diye. Ama baktık ki sadece bayanların ve çocukların oldukları maçlarda bile aman Yarabbim küfür gırla gidiyor. Böyle bir spor anlayışı veya böyle bir futbol seyircisi olur mu? Erkekleri kadınlar ıslah edecek diye beklerken baktık ki aman Yarabbi hanımlarda da felaket bir tablo...Dün akşamki olaya baktım, Galatasaray berabere kalmak suretiyle şampiyon oldu. Tebrik edeceksin, kutlayacaksın, alkışlayacaksın. Ben bir Fenerbahçe taraftarı olabilirim ama ben tebrik ettim, tebrik ediyorum, kutluyorum. Ve bunu yaymamız lazım. Maçtan sonra her tarafı yakıp yıkmak, bütün polis araçlarını, her şeyi devirmek, bu nedir yahu? Bunu biz terörde görüyoruz. Ama bu tribünlere terörü hakim kılmak isteyen zihniyeti de lanetliyorum. Burada geleceğiz, adeta eğleneceğiz, dinleneceğiz. Bunu yapmamız lazım. Bu noktada üzgünüm. Ve bu anlayışı telin ediyorum ve Galatasaray’ı da tebrik ediyorum, kutluyorum.''

CİHAN

Kaynak: Diyarbakır Söz