'BDP ve CHP'ye inat mücadeleye devam'

''Gençlerin kanıyla beslenen BDP'ye inat, akıl tutulması yaşayan CHP'ye inat, birilerinin elinde oyuncak olan medyaya inat, biz 14 Ağustos 2001'deki samimiyetimizle, cesaretimizle, gönül dilimizle fitneye, fesada mahal vermeden çözüm için mücadeleye devam edeceğiz''

'BDP ve CHP'ye inat mücadeleye devam'

AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün, BDP'nin istismarını anlayabileceklerini ama CHP'nin, medyanın, hatta uluslararası medyanın bu meseleyi istismar etmesini kabullenemeyeceklerini belirterek, ''Wall Street Journal. Sana ne ya? Sana ne oldu? Seni kim rahatsız etti? Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek senin neyine?'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, güvenlik güçlerinin hem büyük bir fedakarlıkla, canı pahasına terörle mücadeleyi sürdürdüğünü hem de demokratik bir toplumdaki açıklık ve şeffaflık içinde hareket ettiğini söyledi.

''Biz hiçbir hatayı örtmeye çalışmayız, ama hiçbir hata yüzünden de yargısız infaz yapmayız'' diyen Erdoğan, bu yüzden soruşturmaların nihayete ermesini beklemek gerektiğini kaydetti.

Uludere'nin terörle mücadelenin hassasiyetinden dolayı çok ciddi şekilde istismar edildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Şimdi soruyorum: Silvan'da 13 şehit, Çukurca'da 26 şehit, Çukurca karayolunda 11 şehit, Reşadiye'de 7 şehit, Aktütün'de 15, Ulupınar'da 9, Güngören'de 18 - hani 'batı batı diyorlar' ya işte buyurun batıda da var - Dağlıca'da 12, 1990'lı yıllara gitmiyorum. Bu saydıklarımı niye konuşmuyorlar acaba? Niye bunlar gündeme getirilmiyor? Çünkü ucunun nereye dokunduğu belli de ondan. Ben milletimin hassasiyetine özellikle burada ifademle yaklaşmak istiyorum. Biz, terör örgütünün istismarını anlarız, işleri bu. BDP'nin de istismarını anlarız, çünkü onların zaten iradeleri yok, ipleri terör örgütünün elinde. Ama CHP'nin, medyanın, hatta uluslararası medyanın bu meseleyi istismar etmesi kabulleneceğimiz bir durum değildir. Bu işin uluslararası boyutu var. Neydi o, Wall Street Journal. Sana ne ya? Sana ne oldu? Seni kim rahatsız etti? Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek senin neyine? Biliyoruz ki şu anda ABD'de yaklaşan bir seçim var, bu seçimde o da bir yere çalışıyor. Bir yere çalıştığı için mevcut yönetimi sıkıntıya düşürmenin gayreti içerisinde. Niye? Mevcut yönetimin Türkiye ile münasebetleri iyiymiş de onun için, ondan rahatsız oluyorlarmış. Neden? Çünkü Yahudi lobisi de rahatsız. Bakın, tezgah içinde tezgahlar. Bunların hepsine evelallah Türkiye gerekli dersi, cevabı sandıkta her zaman verdi ve verecektir.''

-''Hiçbir şeyin üzerinin örtüldüğü yok''-

Başbakan Erdoğan, devlet ve Hükümet'in Uludere'de şu ana kadar yapılması gerekenleri misliyle yaptığını söyledi. Uludere hadisesinin, hassasiyetiyle orantılı olarak son derece dikkatli şekilde takip edildiğini ifade eden Erdoğan, ''Hiçbir şeyin üzerinin örtüldüğü yok, hiçbir şeyin üzerinin kapatıldığı yok'' dedi.

Televizyonlarda bu konuların tartışıldığını ifade eden Erdoğan, ''Onlar çok şeyler biliyorlar. Ne olur ya bunları konuşacağınıza ilaç gönderiverin, derdimizin dermanını bulalım. Ona göre uygulamayayım, ne yapmamız lazım, bunları da bize anlatın. Sadece yaptıkları eleştiri, yargısız infazı onlar yaparlar. Genelkurmay Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı kendilerine göre orada esip gürlerler'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 136 yıl öncesine ait şu olayı anlattı:

''Balkanlar'da, Vidin'de Osmanlı generaline bir köylü geliyor ve askerlerin köyü yağmaladığını, çitleri söküp yaktığını, zarar verdiğini söyleyerek şikayetçi oluyor. General, o zamanki ismiyle Müşir, köylüyü yanına alıp köye gidiyor ve anlatılanın doğru olduğunu görüyor. Hemen komutanı yanına çağırıyor, belinden kırbacını çıkarıyor. Kırbaç havadayken bir başka general elinden tutuyor ve 'Paşa hazretleri, karşınızdaki Devleti Aliyeyi Osmaniye'nin bir subayıdır. Onu sizin kırbacınız değil, ancak kanun cezalandırabilir' diyor. Ne demek bu? Yani yargısız infaz yapamazsınız. 'Onu senin kırbacın değil, ancak kanun cezalandırır.' Uludere konusunda adli, idari sorgu devam ediyor, yargı süreci devam ediyor.

Türkiye, artık CHP dönemlerinde olduğu gibi, ne askerin sivilin kulağını çektiği, ne de sivilin askerin ensesine vurduğu bir ülke değildir. Ne de BDP'li kalleşlerin, PKK'lı kalleşlerin benim subayımı, askerimi gelip arkadan şehit ettiği bir ülke değildir. Türkiye hukuk devletidir, yanlış yapan bedelini öder, ödüyor ve ödeyecektir. Hata yapan, bedelini öder, ödüyor ve ödeyecektir. Ama güvenlik güçlerini her olayda yargısız infazla suçlayanların... Güvenlik güçleri bir şey yaptığı zaman hemen yargısız infaz. Ama terör örgütü tarafından yapıldığı zaman hepsi beraber saklıyor. Burada güvenlik güçlerimize yargısız infaza müsaade etmeyiz.''

''Kime yarar sağlıyor, zarar veriyor?'' sorusu

Başbakan Erdoğan, herkesin, ''6 aydır Uludere'nin gündemde kalması, acaba kime yarar sağlıyor? Kime, neye zarar veriyor?'' sorusunu sormasını istedi.

''Bu konunun böyle istismar edilmesinden kim çıkar sağlıyor, kim rant elde ediyor. Bu konuyu sürekli gündemde tutanlar, faturayı bize kesmek isteyenler, acaba öbür taraftan kimin ekmeğine yağ sürüyorlar?'' diyen Erdoğan, ''Norşin Katliamını, 15 kadın teröristin kendi deyimleriyle - korkak tavuklar tarafından - yalnız bırakılmasını, mağarada infaz edilen teröristleri, 30 yılda ölmüş 40 binden fazla vatandaşı konuşmayanlar, sorgulamayanlar, acaba bugün Uludere'de neden bu kadar hassaslar? Eğer bu soruların cevabı verilirse Uludere anlaşılır'' diye konuştu.

Erdoğan, herkesin, medyanın, muhalefet partilerinin yargı sürecine saygı duymak zorunda olduğunu vurgulayarak, ''Uludere üzerinden AK Parti'ye, Hükümete, terörle mücadeleye karşı son derece sistemli bir operasyon yürütülüyor. AK Parti'nin, Hükümetin, terör sorununu çözmemesi, Kürt kardeşlerimin sorunlarını çözmemesi için son derece planlı bir kampanya yürütülüyor. Ben bugün size konuştum, yani milletime konuştum. Bundan sonra da sadece ve sadece milletime konuşacağım. Biz, Kürt meselesiyle ilgili 2005'te Diyarbakır'da konuştuk ve üzerimize düşen ne varsa yaptık, yapıyoruz. Terör meselesinde sadece milletimizle hareket ettik, yine milletimizle yürüyeceğiz. Partimizin programında doğu, güneydoğu sorunu ile alakalı 2 sayfalık metin vardır. Oradan hareketle milli birlik ve kardeşlik projesini oluşturduk.

Bizi, birliğimizi, kardeşliğimizi hedef alan bu kampanyalara karşı çok dikkatli olacağız. Gençlerin kanıyla beslenen BDP'ye inat, akıl tutulması yaşayan CHP'ye inat, birilerinin elinde oyuncak olan medyaya inat, biz 14 Ağustos 2001'deki samimiyetimizle, cesaretimizle, gönül dilimizle fitneye, fesada mahal vermeden çözüm için mücadeleye devam edeceğiz. 14 Ağustos 2001'de, 3 Kasım 2002 akşamında neredeysek biz yine oradayız. Biz yine milletin partisiyiz, Allah'ın izniyle hep öyle kalmaya devam edeceğiz.''

AK Parti'ye katılımlar

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti'ye katılan belediye başkanlarına rozet taktı. AK Parti'ye katılan belediye başkanlarının isimleri şöyle:

''Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Gümüşgöze Belediye Başkanı Ali Durmuş, Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Alemdar Belediye Başkanı Mesut Kılıç, Elbistan ilçesine bağlı Izgın Belediye Başkanı Ömer Çolak, Nurhak ilçesine bağlı Kullar Belediye Başkanı İbrahim Kazan, Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı Uzungöl Belediye Başkanı Abdullah Akgün, Trabzon'un Of ilçesine bağlı Bölümlü Belediye Başkanı İsmail Hakkı Mercan, Trabzon'un Of ilçesine bağlı Eskipazar Belediye Başkanı Mehmet Ayaz, Trabzon'un Of ilçesine bağlı Uğurlu Belediye Başkanı İsmail Hikmet Yalçınkaya.''

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz