Bozdağ: 28 Şubat'ın asıl faili Demirel'dir

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kenan Evren'in açıklamalarına ilişkin, ''Bu esasında infazdan da daha kötü bir yaklaşım. Kabul edilemez bir durumdur'' dedi.

Bozdağ: 28 Şubat'ın asıl faili Demirel'dir

Bozdağ, Habertürk'te yayınlanan ''Perspektif'' programına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk ailelerden, şikayetler ya da farklı sebeplerle ''çocuklarının ellerinden alındığı ve Hristiyanlaştırıldığı, kötü yola düşürüldüğü'' yönünde bir durum olduğu belirtilerek, konuyla ilgili bilgi vermesi istenmesi üzerine Bozdağ, ''Çok büyük bir dram var'' diye konuştu.

''Göz göre göre bir nesil kaybediyoruz'' diyen Bozdağ, yurtdışında 155 ülkede yaklaşık 6,5 milyon Türk vatandaşı bulunduğunu, bunların da büyük kısmının Avrupa'da yaşadığını söyledi.

Bozdağ, bu ülkelerde ailelerinden alınan çocukların gençlik daireleri ya da ismi farklı olan yerlere verildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

''Bizim itirazımız şuna; gerçek olmayan sebeplerle çocukların alındığına ilişkin Türk ailelerin şikayetleri var. Ailenin yanından çocuğun alınmasını gerektirmeyecek nedenlerle çocuğun alındığına dair şikayetler var. Örneğin ailenin özürlü çocuğu var, ona bakıyor. Hastaneye götürüyor çocuğunu, zihinsel özürü var. Tedavisi için uğraşırken aile, çocuğa kötü muameleyle özdeşleştirilip çocuğu aileden alan yaklaşımın içine girebiliyorlar. Daha başka pek çok şey... İşin esasını araştırmadan çok basit nedenlerle de çocuğun alınmasını gerektirmeyecek nedenlerle çocukların aile yanından alınmasına ilişkin uygulamalar var.''

Öğretmenlerin, komşuların şikayeti üzerine, şikayeti gerçek kabul ederek çocukların ailelerinden alınabildiğini anlatan Bozdağ, buna itirazları olduğunu kaydetti.

Bozdağ, Türklerden kaynaklanan bir eksiklik de bulunduğunu dile getirerek, kurumların, ailesinin yanından alınan çocukları vermek için yine ilk önce Türk ailelere teklif götürdüğünü ancak onlar almayınca çocuğu başka ailelere, hiçbir aile almazsa kiliseye verdiğini bildirdi.

Türk ailelerin çocukları alması için özen gösterdiklerini, teşvik ettiklerini belirten Bozdağ, sivil toplum kuruluşlarının da bu noktada çalışmaları olduğunu ifade etti.

Bu konuyla ciddi şekilde ilgilendiklerini vurgulayan Bozdağ, ''Bu konuda hem vatandaşlarımızı bilinçlendirmek hem de ailenin yanından gerçekten alınması gerekenler varsa onların alınması halinde ailesiyle ilişkisini kurmasını sağlamak, dilini, dinini, kimliğini, kültürünü koruyarak yetişmesini sağlamak, bizim kabullerimize uygun olmayan yerlere verilmesini önlemek için de ciddi çalışmalar yapıyoruz'' dedi.

Bozdağ, yabancı ülkelerde cezaevlerinde de ayrı bir dram olduğunu ifade ederek, o ülkelerin cezaevlerinde yapılan uygulamaların insan haklarıyla, hukukla hiçbir alakası bulunmadığını söyledi. Bozdağ, bu noktada cezaevlerinde bulunan Türk vatandaşlarıyla ilgili de çalıştıklarını bildirdi.

-12 Eylül darbesi-

12 Eylül Davası sanıklarından Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın savunmaları ve süreci nasıl değerlendirdiği sorulan Bozdağ, şöyle konuştu:

''12 Eylül'ün gerçek yüzünü göstermesi açısından Kenan Evren'in bu açıklaması çok önemli. Kendi reklamını yapmak için kendisinin toplumda daha fazla kabulünü sağlamak için masum insanları astığını ifade ediyor. Sağdan ve soldan asılmaması gereken insanları astığını ifade ediyor. Niçin? Tarafsız olduğunu ispatlamak için. İnsanlar suç varsa, bunun cezası varsa, bununla ilgili birtakım prosedürler yerine geldikten sonra... Ama Kenan Evren diyorki 'biz tarafsızlığımızı ispat etmek için astık'. Bu esasında infazdan da daha kötü bir yaklaşım. Kabul edilemez bir durumdur. O yüzden çok talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. 12 Eylül'ün gerçek yüzünü göstermesi açısından da bu itirafı son derece önemli görüyorum.''

Avukatların darbe teşebbüsünün cezalandırıldığı, darbe yapılmasının cezalandırılmadığı yönünde savunması olduğunu belirten Bozdağ, bunu bir avukat kurnazlığı olarak değerlendirdi. Bozdağ, ''Bu aynen şuna benziyor, adam öldürmeye teşebbüs ederseniz biz sizi cezalandırırız ama adam öldürürseniz cezalandırmayız gibi bir yaklaşım ne kadar mantıklı ve doğru bir yaklaşımsa onların yaklaşımı da o kadar mantıklıdır'' dedi.

28 Şubat döneniminde Süleyman Demirel'in Meclisi feshetmeyi istemesine şaşırıp şaşırmadığı sorulan Bozdağ, ''Demirel'in bu beyanlarına şaşırmadım'' karşılığını verdi.

Bozdağ, şöyle konuştu:

''Bana göre 28 Şubat'ın asli failidir Demirel. Benim burada hiç şüphem yok. Demirel, 28 Şubat'ın olması için askerlerden fazla gayret sarf etmiştir. Hatta basına yansıyanlara baktığınızda askerleri yönlendirmiştir. Yani kendi siyasi tecrübesi, vesairesini kullanarak da askerleri bir yandan bu işin üzerine salarken öte yandan da siyasete dönüp 'bak ben darbeyi önledim. Ben olmasam bunlar darbe yapacaktı' manevrasını yaparak Türkiye'nin maalesef Demirel'in o dönemdeki siyasi hırsları, hesapları, beklentileri üzerine 28 Şubat bir noktada bina edilmiştir. Ben Demirel'in 28 Şubat sürecinde asli bir aktör olduğunu düşünüyorum ve demokrat birinin 'ben parlamentoyu kapatırdım' diye böyle bir lafı düşünülemez, kabul edilemez ama maalesef o dönemde demokrat değil. Rütbesi olmayan general gibi çalışmıştır. Bana göre de askerlerin tevessül etmesinde de bu süreçlerin yaşanmasında da en büyük teşvik edici, yönlendirici kişi Sayın Demirel'dir.''

-4. yargı paketi-

4. Yargı Paketi'nde, ''Şiddete bulaşmayan ve açıkça teşvik etmeyen'' ifadesinin bulunduğu ve bu ifadenin KCK zanlıları için açık kapı bırakacağı, zaaf oluşturacağı algısı olduğu belirtilerek, değerlendirmesi sorulan Bozdağ, 4. Yargı Paketi'nin henüz kamuoyuyla paylaşılmadığını, bunun üzerine yorum yapmanın doğru olmayacağını bildirdi.

Bozdağ, ''Sadece şu kadarını söyleyebilirim; ifade hürriyetiyle ilgili 4. Yargı Paketi içinde düzenlemeler olabilir. İfade hürriyetinin kapsamını genişleten adımlar olabilir ama terör eylemlerine bulaşmış, karışmış kişilerin lehine bir düzenleme bunun içinde bildiğim kadarıyla söz konusu değildir. Yani ifade hürriyetiyle ilgili bazı konularda düzenlemeler var ama bu KCK'nın lehine sonuçlar doğursun diye yapılmış bir düzenleme kesinlikle değil.

KCK'lıların lehine veya falanların lehine olsun diye bir düzenleme kesinlikle yapılamaz, yapılmazda. Bir düzenleme yaptığınızda genel yaparsınız. Bundan yararlanan olur, yararlanmayan olur ama siz doğru bir atacaksanız falancalar bundan yararlanıyor diye o adımı atmamaktan da vazgeçmek doğru olmaz.''

-2013'te en çok atama öğretmenlere-

Öğretmenlerin programa sanal ortamda gönderdikleri mesajlarla atama beklediklerinin belirtilmesi üzerine Bozdağ, değerlendirmesinden önce öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı. Bozdağ, ''Türkiye'nin geleceğini inşa edecek nesillerin yetiştirilmesinde en önemli görevleri yapan insanlar. Onların yaptıklarına paha biçilmez, değer biçilmez. Durumlarında önemli iyileştirmeler yaptık ama bunlar da yetmez. Keşke Türkiye'nin ekonomik imkanları daha iyi olsa, daha fazla yapabilseydik'' diye konuştu.

Görev yapan öğretmenlerin büyük bir kısmının AK Parti iktidarı döneminde atandığını anlatan Bozdağ, ''Ekonomik imkanlar ölçüsünde biz yapabileceğimiz atamaların azamisini yapmaya özen gösterdik. 2013 yılı içinde de en fazla atama yine öğretmenlerden yapılacaktır'' dedi.

Gazze'de ateşkesin yürürlüğe girdiğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, şunları söyledi:

''İsrail'in, bundan önce BM'nin ve BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı pek çok karar var. Hepsine de uyması lazımdı, hiçbirine uymadı. Ondan önce alınmış pek çok ateşkes kararları var. Onların hepsine uyacağını söyledi, uymadı. Umarız son ateşkes uygulamasına İsrail verdiği taahhüde uyar ve bundan sonra verdiği sözü bozucu başka adımlar atmaz. İsrail'in bu noktada pek çok sabıkası var. Dileğim o ki eski sabıkaları nüksetmesin, hiç olmazsa bu defa sözünü tutsun.''

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz