'Enflasyon düştükçe vatandaş kazanacak'

Erdoğan: Enflasyon düştükçe, ekonomideki olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza, emeklilerimize yansıtacağız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uyguladıkları ekonomik programın sonuçlarının bu yılın ikinci yarısından itibaren görülmeye başlanacağını belirterek, "Esasen genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi. Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız, tarihimizin en yüksek seviyesinde. Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız" dedi.

'Enflasyon düştükçe vatandaş kazanacak'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri için Isparta'da, 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı'nda vatandaşlarla buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Isparta Belediye Başkanı ve adayı Şükrü Başdeğirmen ve AK Parti İl Başkanı Furkan Cem Er ile sahneye çıkıp, Ispartalıları selamladı. Uygulanan ekonomik programın sonuçlarının bu yılın ikinci yarısından itibaren görülmeye başlanacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esasen genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi.

Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız, tarihimizin en yüksek seviyesinde. Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız. Bunun dışındaki palavralara sakın ha kanmayın. Eski Türkiye'de bu palavracı siyaset anlayışı yüzünden ülkenin onlarca yılı heba edildi. Güvensizliğin, istikrarsızlığın, programsızlığın, plansızlığın, kol gezdiği bir ülkede herkes kaybeder, en çok da çalışanlar ve emekliler kaybeder. Hatırlarsanız bu ülkede emekliye, memura, işçiye maaş ödenememe tehlikesinin yaşandığı günler oldu. Üstelik o günlerin hem çalışan ve emekli sayıları, hem bunların toplam bedelleri bugünle mukayese edilemeyecek kadar küçük rakamlardır.

Türkiye, bugün 32 milyonu bulan çalışan, 16 milyona ulaşan emekli sayısıyla gerçekten çok farklı bir ligin oyuncusudur. Biz güven ve istikrar iklimini muhafaza ederek diğer faktörler ne olursa olsun ülkemizin hedeflerinden sapmasına asla izin vermedik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Dışarıda ve içeride ne yaşarsak yaşayalım milletimizin işini, aşını, huzurunu, güvenliğini koruma kararlılığımızdan asla geri adım atmıyoruz" diye konuştu.?

'BU ÜLKENİN ADI, TÜRKİYE'

Meydanda 35 bin kişinin bulunduğunu belirten Erdoğan, "Önümüzdeki süreçte milli gelirimizi iki kat daha büyütebiliriz. Böylece hepimiz daha iyi refah seviyelerine kavuşabiliriz. Ama bunu oturup sadece eleştirerek veya yattığımız yerden ahkam keserek değil, çalışarak, hem de çok çalışarak yapmamız gerekiyor. Hiç çalışmadan dünyanın en yüksek refah seviyesinde bir hayat yaşamayı umut etmenin adı hayalperestlik değil, başka bir şeydir. Milletimizin çalışkan, üretken, becerikli olduğunu biliyoruz. Biz insanımızın bu vasıflarını harekete geçirebileceği, kullanabileceği, katma değere dönüştürebileceği bir altyapı oluşturmanın peşindeyiz. İşte savunma sanayi, bunun örneklerinden biridir. Şu anda biz dünyada havada var mıyız, insansız uçaklarımızla var mıyız? Şu anda Kızılelma'yla var mıyız? Aynen devam. Akıncımızla var mıyız? Devam. Dünyada insansız hava araçlarında ilk 3, ilk 4'ün içindeyiz. Peki, bu ülkenin adı, Türkiye. Daha düne kadar neredeyse tamamen dışa bağımlı bir savunma sanayimiz var. Yüzde 20'si yerli. Ve ne yapıyorsun sen? Hiçbir şey. Biz geldik, bu yüzde 20'yi yüzde 80'e çıkardık" dedi.

'MİLLETİMİZİN MORALİNİ ÇÖKERTME TAKTİĞİ UYGULUYORLAR'

Türkiye'ye tabanca bile verilmezken, şimdi yerli tabancalara dünyanın dört yanından talep olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Şu anda aynı alanda dünyanın önde gelen ihracatçıları arasına girdik. İHA teknolojisinde dünyanın ilk 3 ülkesinden biriyiz. Milli savaş uçağımız KAAN'la 5'inci nesil uçak yapabilen dünyadaki 4 ülkeden 1'i olduk. Aynı tabloyu makineden gıdaya, giyimden seramiğe, turizmden müteahhitliğe her alanda görmek mümkün. Her kim bu ülkenin yandığını, bittiğini, çöktüğünü iddia ederek etrafına umutsuzluk saçıyorsa, emin olun kafasında başka hesaplar vardır. Eskiler, 'Otu çek köküne bak' derler. Bunların da köküne baktığınızda ya kifayetsiz muhterislerini, ya terör örgütü yandaşlarını, ya emperyalistlerin beşinci kol elemanlarını görürsünüz. Amaçları karamsarlık bulutlarını tepemize toplayarak milletimizi yıldırmak, insanımızın mücadele azmini kırmak, hepimizin dikkatini dağıtmaktır. Geçmişte aynı şeyi, toplumsal farklılıkları çatışmaya dönüştürerek, vesayetçilerin önünü açarak, terör örgütlerini kullanarak, darbecileri destekleyerek, ekonomik tetikçileri harekete geçirerek yapıyorlardı. Şimdi yöntem değiştirmişler. Milletimizin moralini çökertme taktiği uyguluyorlar. Halbuki bu milletin morali, Çanakkale'de yedi düvel üzerine geldiğinde çökmedi. En zor şartlarda, 'Milli Mücadele'de çökmedi. Rahmetli Adnan Menderes'in bedenini canıyla ödediği demokrasi mücadelesinde yaşanan o kesintilerde çökmedi. Daha başımıza gelen nice badirelerde çökmedi. Gezi'sinden, 15 Temmuz'una, son dönemde maruz kaldığımız onca saldırılarda çökmedi. Aslında bunlara yanıldıklarını, 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta gösterdik ama bunlar hala anlamadı, anlamayacaklar. Şimdi 31 Mart'ta bunlara bunu anlatmaya hazır mıyız?"

Gazze'de yaşananlara da değinen Erdoğan, "Türkiye olarak bilinen ve bilinmeyen yardımlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanındayız. Rabb'im oradaki kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyoruz. Bizim hem kendi insanımız, hem dünyadaki tüm mazlumlar için yapacağımız en iyi şey birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak ülkemizi hedeflerine ulaştırmaktır. Bunu başardığımızda artık yepyeni bir Türkiye, yepyeni bir bölgeye, yepyeni dünyaya Allah'ın izniyle gözlerimizi açacağız."

'DESTE DESTE DOLARLARLA İSTANBUL'DA SEÇİM KAZANMAK İSTİYOR'

Hizmet ve eser siyaseti anlayışıyla Isparta'ya 21 yılda 76 milyar liralık yatırım yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımları da detaylarıyla anlattıktan sonra video gösterimi yapıldı. 31 Mart'tan sonra belediyelerle iş birliği içinde, yatırımlara çok daha fazlasını ekleyeceklerini de anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Değerli kardeşlerim, bizim için en büyük mükafat, insanlarımızın gönüllerinden kopararak söze döktükleri, 'Allah razı olsun' duasıdır. Yaptığımız eserlerle gök kubbede hoş bir seda bırakmadıktan sonra siyasetin, hükümetin, ünvanların ne önemi var? Hep medeniyet diyoruz. Medeniyet davası diyoruz. Medeniyet, içi boş kavgalarla, kimseye faydası olmayan polemiklerle, ülkenin vaktini ve enerjisini boşa harcayarak inşa edilmez, geliştirilmez. Deste deste dolarlarla öyle mi, nereye gidersin? İşte şimdi Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye başkan adayı deste deste dolarlarla İstanbul'da seçim kazanmak istiyor. Ben Ispartalı kardeşlerime İstanbul'daki hemşehrilerini arayarak onları da dikkatle uyarmalarını istiyorum. Öyle mi? Uyaracağız. Ecdat gece gündüz harama uyku çözmeden, harama eyvallah etmeden, helalinden kazandılar, helalinden yediler ve böyle ter döktüler. Şimdi Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in bu topraklarda vurduğu her mühür, miras olarak, bizlere emanet ettiği her bir eserin gerisinde, işte böyle zorlu bir mücadele var. Ne diyor o güzel Isparta türküsünde, 'Bahçelerde saz olur. Gül açılır, yaz olur. Ben yarime gül demem, gülün ömrü az olur'. Evet, ecdadın bize bıraktıklarıyla yetinmeye kalkarsak milletçe bu vatan topraklarındaki ömrümüz az olur. Sürekli üzerine daha fazlasını, daha güzelini, daha iyisini koyarak devam edeceğiz ki devraldığımız emanetin hakkını verelim. Bizden sonraki nesillere daha büyümüş, daha güçlenmiş, daha zenginleşmiş bir Türkiye bırakacağız ki onlar da çıtayı daha yükseğe koyabilsinler. Tabii birileri hiçbir iş yapmadan, hiçbir eser ve hizmete imza atmadan, sadece eleştirerek, sadece hata yapılmasını bekleyerek siyaset yaptığını sanıyor. Bu, 'Armut piş, ağzıma düş' zihniyetinin hasbelkader yönetimlerini ele aldıkları şehirlerimizi nasıl geriye götürdüğünü siz de görüyorsunuz. Üstelik bu uğurda bölücü örgütün uzantılarıyla demlenmekten, eskiden bizimle birlikte olanları, güya kurnazlık yapıp karşımıza çıkarmaktan, deste deste para görüntüleriyle siyaseti kirletmekten öte gitmiyor."

Kaynak: Diyarbakır Söz