Eyvallah edemeyiz!

Başbakan Erdoğan, BDP'li milletvekillerinin sokakta muhalefet yapmasını eleştirerek, "Buna eyvallah edemeyiz, edenle de kimse kusura bakmasın beraber yürümeyiz" dedi.

Eyvallah edemeyiz!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partili milletvekillerine, 'Değerlendirme ve İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada dokunulmazlıklar konusunda tavizsiz bir tutum sergiledi. Erdoğan BDP’li milletvekillerinin sokakta muhalefet yapmasını eleştirerek, "Buna eyvallah edemeyiz, edenle de kimse kusura bakmasın beraber yürümeyiz” dedi.

Bu sözler, AKP içinde dokunulmazlıkların kaldırılmasına muhalefet eden başta Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu olmak üzere tüm vekillere mesaj olarak değerlendirildi.

İşte Erdoğan’ın dokunulmazlıklara ilişkin sözlerinden satırbaşları:

- Partimizi kurduğumuz andan beri Türkiye’nin en önemli meselesi olan Kürt kardeşlerimizin sıkıntıları ile ilgili gönül diliyle konuştuk. Herkes bir defa etnik dili, bölgesel dili bir kenara koysun. Biz hakkın ve haklının dilinden konuşmak zorundayız. TBMM ülkemizin başına gelebilecek en ağır sorun karşısında bu sorunu çözmek üzere millet iradesinin tecelligahı olan, soruna çözüm üretecek bir makamdır. Aynı şekilde milletvekili de sorun çıktığında sorun çözecek bir makamdır. 10 senedir kendisini milli iradenin üstünde gören yapıları değiştirdik. Attığımız her adımda milletin iradesini gözettik. Değerli arkadaşlarım dokunulmazlık milli iradeyi güçlendirmek üzere verilmiştir ve milli iradenin eksiksiz gerçekleştirilmesi için vardır. Biz AK Parti’yi kurduğumuzdan beri terör konusunun Meclis çatısı altında çözümü için BDP’li vekilleri teşvik ettik. Bizim tüm iyi niyet ve teşviklerimize rağmen BDP çözümün değil terörün parçası oldu. BDP bugüne kadar sorunun çözümü için hangi adımı atmış hangi samimi adımın sahibi olmuştur? BDP yaşatmayı değil ölmeyi ve öldürmeyi öne sürmüştür.

"TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN DE KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNİ DE KARŞISINDAYIZ"

- Biz yola çıktığımız andan itibaren Türk milliyetçiliğinin de Kürt milliyetçiliğinin de karşısındayız dedik. O çocuklar dağda birer ölüm makinesi dönüştürülüyor. Kızlar ne hallere getiriliyor. Bunları anlatıyorlar artık, gizli saklı değil. Ama bütün bunların benim Kürt kardeşlerim tarafından belirlenmesi lazım. BDP adeta terörü kutsuyor, o gençlere hayatı zehir ediyor ama korktuğu zaman da başını öne eğiyor. Cesetlerini bile istismar ediyorlar. En son gittiler kameraların önünde eli kanlı teröristle sarıldılar. Bu hareketlerde bu eylemlerde çözüme yönelik en küçük bir işaret var mı?

- Siyasetin önü kapatılmasın deniyor, kapatılmayacak da... Ama bunlar siyaset mi yapıyor? Bunlar 12 Eylül referandumunda parti kapatmaya niye hayır demediler?

Ben BDP’ye oy vermiş kardeşlerime de soruyorum: Bugüne kadar sizi mi temsil ediyor terör örgütünü mü temsil ediyor? Dokunulmazlık zırhına bürünüyorsun. BDP bundan istifade etmenin yollarını aradı. Dosyaların sayısına bakın! Seçimde seçmenler, bundan sonraki zamanlarda milletvekili arkadaşlarım tehditte. Eğer biz Türkiye’yi özgürlüklerin olduğu bir ülke yapacaksak bu zemini Ak Parti olarak yapmalıyız. "Böyle bir karar çıkarsa ayrımcılık olur" deniyor. Olmaz! Biz İngiltere, İspanya örneklerini de inceledik, bu parlamento hak edene de hak ettiğini verir. 1994’e benzetiyorlar. 1994’te değiliz 2012’deyiz. Bir genel başkan nasıl kalkar da, ‘silahlanın’ der? Milletvekili olmadan önce bunu söyleseydin ya! Buna sessiz kalırsak Allah da bizi affetmez. BDP şımardıkça şımarıyor. Teröristle sarmaş dolaş olurken siyaset üretilebilir mi? Dokunulmazlık altında her gün sokaklarda 7 yaşında çocuğu terörize eden bir anlayış demokratik olabilir mi? Buna eyvallah eden hiç kimse ile de bizim beraber yürümemiz söz konusu olmaz kimse kusura bakmasın.

"KAPATILMAMIZI KÜRESEL SERMAYENİN İSTİKRAR ARAYIŞI ENGELLEDİ"

- BDP’nin yakın bir gelecekte terör örgütü ile ilişkisini keseceğine inanan var mı? Onlar artık bir korku türbülansına girmiştir. En iyi niyetlisi bile dağın sözcüsü olmuştur.

Bizim partimiz yüzde 65 parlamentonun çoğunluğuna sahipken kapatılmaya kalkıldı sokaklara milleti döktük mü? Hayır, çünkü haklı olduğumuzu biliyorduk. Saçmasapan bir iddianame olduğunu biliyorduk, hak yerini buldu. Üstelik ideolojik ayrıma rağmen. Ancak, o bir seneyi kaybettik. Parti olarak demiyorum ülke olarak diyorum. Peki nasıl aşıldı? Çünkü küresel yatırımcı istikrar arıyor, o sayede aşıldı. Bugün bırakın küresel sermayeyi, Batmalı sermayedar, Diyarbakırlı sermayedar niye Batman’a, Diyarbakır’a yatırım yapmıyor?

Dokunulmazlık fezlekeleri önümüze geldiğinde vicdanımızla karar vereceğiz.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler