Gazeteci Sedef Kabaş'tan adliye önünde açıklama

Hakim karşısına çıkan gazeteci Sedef Kabaş, Twitter hesabından attığı tweetlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu'na yönelik "Terör örgütlerine hedef gösterme ve tehdit" suçu iddiasıyla İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan gazeteci duruşma sonrası açıklamalarda bulundu.

Gazeteci Sedef Kabaş'tan adliye önünde açıklama

Kabaş'a CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Melda Onur da destek verdi.

"ATTIĞIM BİR TWEET NEDENİYLE HUZURUNUZDAYIM"

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde yaptığı açıklamada Sedef Kabaş, davasının artık Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edeceğini belirterek, "Savcı Vedat Yiğit dosyayı hangi mahkemeye göndereceğini bilememiş. İddianamesinde bana isnat edilen suç, 'Terörle mücadele eden kamu görevlisini hedef göstermek ve tehdit etmek' dolaysıyla bu dava teknik olarak Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edecek" dedi.

Kabaş bu açıklamanın ardından önceden hazırladığı basın metnini okudu. Kabaş, "Attığım bir tweet nedeniyle huzurunuzdayım... Biz gazeteciler eskiden kalem kullanırdık, şimdi çoğumuz twitter kulanıyor. Ama sonuç değişmiyor... Bizim elimizde silah, tabanca, top, tüfek yok. Sadece yazıyoruz, görüş bildiriyoruz, tespit yapıyoruz, eleştiriyoruz" dedi.

"SAVCI BEYİ TANIMIYORUM ANCAK VERDİĞİ KARAR..."

Yargılanmasına neden olan süreci anlatan Sedef Kabaş, "Yazdığım tweetin tarihi 19 Kasım 2014. Bu tarihte CHP'li milletvekilimiz Sayın Erdal Aksünger, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı veren Başsavcı Hadi Salihoğlu'nu HSYK'ya şikayet ettiğini açıkladı. Aksünger'in bu şikayeti haber sitelerinde, gazetelerde, televizyonlarda geniş yer buldu. Ben de bu haber sitelerinden birini ek yaparak, bir tweet yazdım. Hatta savcı beyin fotoğrafını kullanmış dedikleri, bu haberlerden birinde kullanılan fotoğraf... Yazdığım tweette Başsavcıyı verdiği takipsizlik kararı nedeniyle eleştiriyorum. Savcı beyi tanımıyorum ancak verdiği kararın ülkemiz açısından son derece kritik olduğunu düşünüyorum" dedi.

"YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM"

Kabaş, "Konumu ne olursa olsun, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve her türlü hukuksuzluğa bulaşmış kişilerin soruşturulmasını, mahkemeye çıkartılarak yargılanmasını talep etmenin en temel vatandaşlık görevlerimiz arasında olduğuna inanıyorum. Ben yazdım, eleştirdim, susmadım. Huzurunuzda tekrar etmek isterim ki, ömrüm el verdiği sürece yazmaya devam edeceğim. Sonunda adalet kazanacaktır" ifadelerinde bulundu.

"YANLIŞ BİR DAVA AÇILDIĞINI BUGÜN HAKİM İFADE ETTİ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, davanın Asliye Ceza Mahkemesi'nden görevsizlik nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini eleştirerek, "Yargıç duruşmada diyor ki, 'Yasalar o kadar çok değişiyor ki savcının gözünden kaçmış' bu durum hukuk güvenliğinin bütün yurttaşlar açısından ayaklar altına alındığının bir göstergesi... Eğer savcılar, yargıçlar değişen yasaları takip edemiyorsa vatandaşlar nasıl takip edecekler. Yanlış bir dava açıldığını bugün hakim ifade etti" diye konuştu.
Tanrıkulu iddianamede cep telefonları ve iPad'lerin suç aleti olarak gösterildiğini ileri sürdü.

"SİLAH KULLANMIŞ OLSA ASLİYE, TWEET ATTI DİYE AĞIR CEZA..."

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, davanın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine tepki göstererek, "Bu ülkede hırsızlık, yolsuzluk yapmak takipsizlik kararıyla sonuçlanıyor. Esrar eroin taşımış olsaydı, silah kullanmış olsaydı; Asliye Ceza'da yargılanacaktı. Bir tweet attı diye Ağır Ceza'da yargılanıyor. Hukukun geldiği nokta maalesef artık bitmiş durumda" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz