O dik duruştur bugünü yaşatan

Çiçek: 28 Nisan'da o yanıtı vermeseydik, bugün olanların hiçbirisi olmazdı

O dik duruştur bugünü yaşatan

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 27 Nisan e-muhtırası ile ilgili, "28 Nisan'da o yanıtı vermeseydik, bugün olanların hiçbirisi olmazdı. Üçüncü dünya ülkesi olma yolunda hızla ilerlemiş olurduk.'' dedi.

Cemil Çiçek, TBMM'de CNN TÜRK yayınında 27 Nisan e-muhtırasıyla ilgili soruları cevapladı. 27 Nisan'ın ardından gelen günlerde belli kesimlerin iyi sınav vermediğini belirten Çiçek, ''Sürece müdahaledir, bunda tereddüt yok. Çünkü orada Meclis'in yaptığı yanlış bir iş yoktu.'' diye konuştu.

Geriye dönük açıklamalara bakıldığında, 'başörtüsünün belki işin bir bahanesi olduğunu' belirten Çiçek, ''Demokratlığı ölçecekseniz, 28 Nisan sabahı kim nerede ona bir bakın.'' dedi.

Çiçek, ''28 Nisan'da o yanıtı vermeseydiniz ne olurdu?'' sorusuna, ''Bugünkü olanların hiçbirisi olmazdı. Bugün yanlış yolda ilerlemeye devam ederdik. Yani bir üçüncü dünya ülkesi olma yolunda hızla ilerlemiş olurduk.'' karşılığını verdi.

E-MUHTIRA'YA HÜKÜMETİN TEPKİSİ

Çiçek, şunları söyledi: ''Gece yarısı böyle bir bildiri, yani anında kafamda 40-50 tane soru belirdi. Bunu konuşmak lazımdı, neticede biz bir hükümetiz, sorumluluğunu taşıyoruz, bir inisiyatif başlaması gerekiyor, bunun birlikte değerlendirilmesi söz konusu oldu. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanımız bir kaç arkadaşla beraber, telefonla veya birlikte... Bazı arkadaşlarla beraberdik zaten. Sayın Başbakan ile telefonla, Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber, sabaha kadar bu değerlendirmeler yapıldı. Nedir, neye ihtiyaç var, neden bu yola gidildi. Önünde ne var, arkasında ne var, bunun bir sonraki hamlesi nedir? Bu sadece bir bildiriden ibaret değil. O gece başlangıçta görüştüğümüz arkadaşlar dâhil, açıklama yapılmaması yönünde bir görüş olmadı. Mutlaka bir açıklama yapılması lazım. Çünkü bu açıklama yapılmadığı takdirde, ben önceden de biliyorum, bir hükümetin var olup olmadığı, yaşayıp yaşamadığı nereden belli olacak."

28 ŞUBAT'TAN BETER OLURDU

"Bir cevap verilmesi gerektiği noktasında bir tereddüt yok o arkadaşların arasında." diyen Çiçek, "Bu işleri kişiselleştirmek de doğru değil. Olumlu ya da olumsuz, sorumluluk da başarı da, övünülecek yanı da yerilecek yanı da müşterek olur bu işlerin, öyle yapmak daha doğrudur. Bir cevap verilsin, bu cevabın içeriği ne olsun, o konuşulmuştur. Daha sonra da bunlar ortaya konup, daha geniş çaplı bir istişarede 'bunun nasıl verilmesi lazım, Hükümetin sitesine mi konulsun, yok yazılı bir açıklama yapılsın, yok Sayın Başbakan tarafından mı yapılsın, Hükümet sözcüsü tarafından mı yapılsın...', işin bu kısmıdır. Tabii bu açıklama yapılacak saate kadar da daha bilinmeyen pek çok şey var.'' ifadelerini kullandı.

''Uykusuz mu kalındı?'' sorusuna Çiçek, ''Tabii. Benim o günkü kıyafetim de basın toplantısına uygun bir kıyafet değildi. Neticede gece neyle geldiysek, öğleye kadar da o kıyafetle... Diğer arkadaşlarımızın durumu da öyledir. Maalesef tatsız bir gecedir. Ama demokrasiyi kazanmak, kurumsallaştırmak da kolay olmuyor.'' karşılığını verdi.

O geceye gelinceye kadar, yazılanlara, seçim yaptırmamak için gerekçe icat edenlere bakmak gerektiğini belirten Çiçek, ''Geriye dönün, darbelerde bu var, müdahalelerin hepsinde bu var. Yani belli unsurların, kesimlerin günahı hiç az değildir.'' dedi.

'27 Nisan'ın dava konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cemil Çiçek, ''Onu ben bilemem. Bugüne kadar konuyu değerlendirirken hep siyasi olarak yaptık. Hukuken değerlendirme olacaksa, bu şikâyete bağlı bir suç değil. Eğer bir ülkede bir suç işlendiyse, işleniyorsa, buna da soruşturma makamları bir şekilde muttali olduysa, savcıların otomatikman harekete geçmesi gerekiyor.'' diye konuştu.

DAVA AÇILIRSA MÜDAHİL OLUR MU?

Çiçek, ''Dava açılırsa müdahil olur musunuz?'' sorusuna ''E, o güne gelelim'' cevabını verdi.

Tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir soru üzerine ise Çiçek, bugün bu konuda çıkan haberlerin kendi doğruladığı konular olmadığını söyledi.

Çiçek, şunları kaydetti: ''Bir konuda bir neticenin alınması için birden çok faktör varsa, faktörler ve aktörler konusunda uzlaşma belli bir noktaya gelmedikten sonra bunu öyle acur bir davranışla kamuoyu ile paylaşmak geçmişten beri yapılan basit siyasetin uzantısıdır. Biraz bu konularda sorumlu davranmamız gerekir. Üç partinin çok farklı farklı taleplerde bir yaklaşım beraberliği içinde olduğu ortaya çıkıyor, bunun değerlendirilmesi gerekiyor. Bir resim düşünün, 10-12 parça var, tamamını yan yana getirip koymadığınızda o tablo çıkmaz. Ben şimdi parçaları yan yana getirmeye çalışıyorum."

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler