"İşitme kaybında erken tanı ve eğitim çok önemli"

Prof. Dr. Ahmet Ataş, işitme engelinin doğuştan ortaya çıkması durumunda, konuşma ve dil becerisinin de gelişemediğini belirterek, işitme kaybında erken tanı ve erken eğitimin çok önemli olduğunu söyledi.

Ataş,   çok ileri derecede veya total işitme kaybı olan çocuklarda ya da yetişkinlerde işitme cihazının yetmediği durumlarda iç kulağa özel bir protez yerleştirdiklerini belirterek, bu uygulamaya "koklear implant" (biyonik kulaklık) adının verildiğini anlattı.

Bunu özellikle çocuklar olmak üzere yetişkinlerde de kullanabildiklerini belirten Ataş, "Sonradan işitmesini çeşitli sebeplerle kaybetmiş yetişkinler olduğunda yine cihazdan faydalanamıyorlarsa koklear implant uygulaması onlara da yapılıyor." diye konuştu.

"BU ÇOCUKLAR TOPLUMA FAYDALI İNSANLAR HALİNE GELSİN"

İşitme engelinin özel durumu bulunduğuna dikkati çeken Ataş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle doğuştan ortaya çıkması durumunda tek başına işitme kaybına neden olmuyor. En önemli sıkıntı, işitme kaybıyla ilgili değil, işitemediği için çocukta konuşma, dil becerisi gelişmiyor. Erken tanı ve erken eğitime çok önem veriyoruz. Çocukları normal eğitime katabilmeyi hedefliyoruz ki bu çocuklar sürekli birilerinin yardımına muhtaç olmaktan kurtulsun, topluma faydalı insanlar haline gelsin."

Prof. Dr. Ahmet Ataş, Sağlık Bakanlığı'nın yaklaşık 12 yıldır yenidoğan işitme taraması yürüttüğünü dile getirerek, bebeklerin yüzde 90'ından fazlasının doğar doğmaz işitme taramasından geçtiğini aktardı.

Ataş, şu bilgileri verdi:

"Bu, yüzümüzü güldüren bir tablo. Çocuklar, işitme kaybı tanısı konulduktan sonra ilk taramanın ardından ikinci ve üçüncü basamaklara gönderiliyor. Temel amacımız, daha ayrıntılı tetkikler yaparak çocuktaki işitme kaybının derecesini tespit etmek. Hedefimiz çocuk daha altı aylık olmadan işitme kaybının derecesini tam olarak belirlemek. Onu yaptığımız zaman altıncı ayda işitme cihazı uygulamaya başlıyoruz, bir yaşına kadar ki dönemde çocuğu işitme cihazıyla eğitime başlatıyoruz. Bir yaşına kadar işitme cihazı ve eğitimle çocuğun gelişimini takip ediyoruz. İşitme cihazından arzuladığımız bir seviyede bir kazanç yoksa o zaman çocuğu ameliyat için hazırlamaya başlıyoruz. Hedefimiz bir veya bir buçuk yaşına kadar ki dönemde koklear implant uygulamasını yapmak. O dönemde bu ameliyatı yaparsak yine ameliyattan sonra 'işitsel rehabilitasyon' dediğimiz eğitim programına alıyoruz. Hedefimiz ilkokul çağına gelinceye kadar bütünüyle normal işiten, konuşabilen bir çocuk haline getirmek."

- "OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARA İŞİTME TARAMASI PROGRAMI GERÇEKLEŞTİRİLİYOR"

İşitmeyle soyut kavramların da öğrenildiğini dile getiren Ataş, çocukları ilkokul çağına kadar bu kavramları öğretecek şekilde süreçten geçirdiklerini kaydetti.

Ataş, çocukları ilkokulda normal eğitim alabilir hale getirdiklerini anlatarak, "Okul çağındaki çocukların hepsine işitme taraması programı gerçekleştiriliyor. Türkiye'de okula başlayan bütün çocukların işitme taramasını yapacağız. Onların içinde doğuştan duyan ama sonradan işitmesini kaybeden çocukları tespit edip eğitim programımıza alabilme şansımız olacak." diye konuştu.

- "ANNE, KUŞLARIN ÖTÜŞÜNÜ DUYABİLİYORUM"

Doğuştan işitme engelli olup koklear implant takıldıktan sonra duymaya başlayan 10 yaşındaki Ata Dündar, biyonik kulaklık takmadan önce bir şey duyamadığını bildirerek, taktıktan sonra her şeyi duyabildiğini ifade etti.

Anne Arzu Dündar da oğlu Ata'nın doğuştan işitme engelli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"11 aylıkken cihaz taktık. Cihaz idare ediyordu ama işitme kaybı devamlı yükseldi ve ameliyata karar verildi. Birinci sınıfa giderken ameliyat oldu. O zaman duyması çok daha güzel oldu. Biyonik kulaklık takıldıktan sonra kuşların ötüşünü, su dalgalarının sesini dinledi. 'Anne bunları duyabiliyorum, kuşların ötüşünü de duyabiliyorum.' demesi çok hoşuna gitmişti."

Ata'nın derslerinin çok iyi olduğuna vurgu yapan anne Dündar, oğlunun kendisini ifade edebildiğini ve yaşıtlarından geride kalmadığını dile getirdi.

Doğuştan işitme engelli olup biyonik kulaklık takıldıktan sonra duymaya başlayan 8 yaşındaki Dilara Kandemir ise memnuniyetini anlattı.

Anne Hatice Kandemir, kızının 2,5 yaşındayken kulağında sorun olduğunu öğrendiğini kaydederek, "15 ay işitme cihazı taktı. Sonra 'anne, baba' demeye başladı. Ardından 3,5 yaşında ameliyat oldu, koklear implant takmaya başladı." dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz