Oruç tutan şeker hastaları hipoglisemi tehdidine dikkat etmeli!

Her yıl ramazanda diyabetli hastalardan gelen ortak soru “Ramazan ayında oruç tutabilir miyim?” oluyor.

Oruç tutan şeker hastaları hipoglisemi tehdidine dikkat etmeli!

Şeker hastalarının, uzun yaz günlerinde sıvı kayıpları, şeker düşüklüğü ya da yüksekliğine karşı daha fazla dikkat etmeleri gerekir. Şeker seviyesi düzensiz olan, yakın zamanda şeker düşüklüğü veya yüksekliği komasına girmiş olan, çoklu doz insülin tedavisi kullanan hastalar ile şeker hastası olan gebelerin oruç tutmaları önerilmemektedir. Buna karşın oruç tutmakta ısrarlı olanların doğabilecek sonuçlardan haberdar olması ve bu süreci daha güvenli nasıl geçirebilecekleri konusunda bilgilendirilmeleri son derece önemlidir. Bu hastalar için, tedavi ve beslenme rejiminin Ramazan ayı boyunca ayarlanmasına ihtiyaç vardır. Bu nedenle, Ramazan ayında oruç tutmak isteyen diyabetik hastalar bu isteklerini, kendilerini takip eden hekime, mutlaka bildirmelidirler. Diyabetik hastalar oruç tutarken, hayati risk oluşturabilecek en önemli olumsuzlukların başında hipoglisemi (ani şeker düşmesi) atakları gelmektedir. Bu durumdan korunmak için, kullanılan insülinler ve insülin salgılatıcı ilaçların hipoglisemi etkisi yaşanmaması için dozlarının mutlaka ayarlanması gerekir.

Oruç tutacak diyabetlinin, takip eden hekimi tarafından aşırı şeker düşüşü (hipoglisemi) yapmayan ilaçlar ile tedavisinde değişiklik yapılması gerekir. Ramazan ayı bittikten sonra da hemen önceki dozlara geri dönülmesi ancak doktor kontrolünde sağlanabilir.

SICAKLARDA FAZLA HAREKET ZARARLI OLABİLİR

Hastaların hipoglisemi ataklarından korunmak için, aşırı sıcaklarda uzun süren sportif faaliyetlerden uzak durmaları, mümkünse iftardan sonra kısa yürüyüşler yapmaları, sahur öğününün de mümkün olduğu ölçüde geç yapılması kan şekeri dengesini sağlamada faydalı olacaktır. Diyabet hastalarının kan şekerindeki anlık değişimleri yakalayabilmek için, gün içerisinde daha sık şeker ölçümlerini yapmaları gerekir. Bu ölçümlerde, kan şekeri 70 mg/dl altına inerse ya da tam tersi 300 mg/dl üzerine çıkarsa, hayati risk yaşamamaları için, orucu bozmaları önerilmektedir.

KALP, HİPERTANSİYON VE BÖBREK HASTALARI DİKKAT!

Diyabetle birlikte kalp ve hipertansiyonu olan hastaların da diğer diyabetikler gibi beslenme ve sıvı alımına dikkat etmeleri gerekir. Bu hastalarda uzun süre sıvı kaybının (dehidrasyon) yaratacağı etkiler; tansiyon düşmesi, böbrek fonksiyonlarında bozulmalar, konsantrasyon yeteneğinde bozulmalar, koma, şuur kaybıdır. Bunun yanında şeker seviyelerinde de bozulmalar ortaya çıkabilir. Sıcak havanın etkisi ile sıvı kaybına bağlı belirtiler daha da şiddetli seyredebilir. Bunun için Ramazan ayında hastalar diğer zamanlara göre daha fazla şeker ölçümü yapmalıdırlar.

Kaynak: Diyarbakır Söz