Çorum İskilibin en önemli adamlarından İskilipli Atıf Hoca kabri başında Kur'an okunarak anıldı

Kelebekler Sonsuza Uçar filmi ile hayatının anlatıldığı İskilipli Atıf Hoca, Çorum'da doğduğu şehir olan İskilip ilçesindeki mezarı başında anıldı. Ölümünün akabinde geçen 90 seneye rağmen unutulmayan İskilipli Atıf Hoca mezarı başında kuran okundu

Çorum İskilibin en önemli adamlarından İskilipli Atıf Hoca kabri başında Kur'an okunarak anıldı

Kelebekler Sonsuza Uçar filmi ile hayatının anlatıldığı İskilipli Atıf Hoca, Çorum'da doğduğu şehir olan İskilip ilçesindeki mezarı başında anıldı. Ölümünün akabinde geçen 90 seneye rağmen unutulmayan İskilipli Atıf Hoca mezarı başında kuran okundu

Atıf-Derneği tarafından çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla organize edilen program, İskilip ilçesindeki Gülbaba Mezarlığı'nda bulunan İskilipli Atıf Hoca Anıt Mezar ve Külliyesi'nde Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başladı.

TBMM İdare Amiri Salim Uslu, burada yaptığı konuşmada, bir şehidi anmak için bir araya geldiklerini belirterek, "Merhumu darağacına çeken cellatlar unutuldu ama şehidimiz hala yaşıyor. Şehadetinin 90'ıncı yılında bile ayrı bir heyecan ve sorumlulukla kendisini yad ediyoruz" dedi.

Atıf Hoca'nın İstiklal Mahkemeleri tarafından hukuksuz şekilde idam edildiğini ifade eden Uslu, şöyle devam etti:

"Hukuksuzluğu, katliamı, aynı zamanda yetişmiş alimlerin sırf 'modernleşme projelerine karşı' diye katledilmesi, hayatına son verilmesi, üstelik bunu yaparken hukukla ilgisi olmayan birkaç parlamenterden müteşekkil İstiklal Mahkemelerinin karar vermiş olması elbette acıdır. Ancak bugün hala bazı çevrelerin İslam düşmanlığı yapmak adına oradaki hukuksuzluğu, o günkü hukuksuzluğu görmezden gelerek savunuyor olması daha acıdır.

Modern zamanda hukukun üstünlüğüne inanan herkesin hemfikir olması gerekirken Atıf Hoca'nın, babası Rıza Efendi'nin idamına karar verenler savunma alma ihtiyacı bile duymamışlardır. Oysa savunma mukaddestir, kutsaldır, hiçbir güç savunma hakkını elden alamaz. Hele de idama gönderilen kişiyi savunmasız bir şekilde darağacında sallandırmak en büyük zulümdür."

Salim Uslu, "Allah’ın izniyle bizim neslimiz Atıf Hoca’nın nesli olarak sadece Atıf Hocaları anmakla kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Bundan sonra yeniden bu tür cinayetlerin işlenmemesi temennisinde bulunan Uslu, "İnsanların hayatına kıyılmasın, ülkenin birikimleri zayi olmasın, yeniden insanlar dinlerinden, dillerinden, inançlarından hatta kılık kıyafetlerinden dolayı dışlanmasın diye herkesin hürriyetini güvence altına alacak düzenlemeleri yapmaya çalışıyoruz. İnşallah bunda da muvaffak olacağız. Atıf Hoca’nın şehadeti bir mum gibi çevresini ve bizleri aydınlatmaya devam edecek."

Uslu ve beraberindekiler, mezarlıktaki anmanın ardından Şeyh Yavsi Camisi'nde Atıf Hoca ve şehitler için okutulan mevlite katıldı. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan mevlitte Atıf Hoca ve şehitler için dua edildi.

Programa Uslu'nun yanı sıra AK Parti Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt, İskilip Kaymakamı Şuayib Gürsoy, Belediye Başkanı Recep Çatma, AK Parti Çorum İl Başkanı Rumi Bekiroğlu, Atıf-Der Başkanı Mustafa Lek, İskilipli Atıf Hoca'nın torunu Ahmet Faruk İmal ile vatandaşlar katıldı. (AA)

Atıf Hoca, şapka devriminden önce yayımlamış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesinde Müslümanları amel-iman bütünlüğüne davet ediyordu. Müslümanların Müslüman olmayanların kılık kıyafet ve kültürel alışkanlıklarına benzemeye çalışmasının caiz olmadığını söylüyordu. Bir Müslüman ile Hıristiyanın veya bir Yahudinin kılık kıyafetinden ayırt edilebileceğini, hatta edilmesi gerektiğini savunuyordu. Kendi ifadeleriyle "Batı medeniyeti ancak insanın hayvani ve cismani yönüne hizmet ediyor"du.[4]

26 Aralık 1925'te, risaleyi yayınlayan ve dağıtanlarla birlikte, 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara'ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Salı günü Ankara İstiklal Mahkemesindeyargılandı. Risaleyi kanunun çıkarılmasından önce yayınlamış olduğunu, içerikleriyle ilgili görüşlerinden vazgeçmemiş olduğunu, bununla birlikte kanuna karşı bir harekette bulunmadığı şeklinde bir ilk savunma yaptı.Mahkeme başkanının şapka ve sarığı karşılaştırarak, ikisinin de bez parçasından ibaret olduğunu söylemesine karşılık, hakimin arkasındaki bayrağı göstererek onun hammaddesinin de İngiliz bayrağının hammaddesiyle aynı olduğunu söyleyerek cevap verdi.

Savcı, İskilipli Âtıf Hoca için 3 yıl hapis cezası istedi. Mahkeme, müdafaa için bir gün sonraya bırakıldı. Ancak Atıf Hoca savunma haklarından tümüyle vazgeçtiğini belirtti. Ertesi gün, mahkeme reisi Ali Çetinkaya, savunma yapmaya gerek görmeyen Atıf Hoca'yı idama mahkûm etti. Atıf Hoca 1 hafta sonra Ankara Samanpazarı Meydanı'nda asıldı.

Ölümünden sonra Ankara'da bulunan mezarı, 2009 yılı başında bulunduğu park yerinden alınarak İskilip Gülbaba mezarlığına taşınmıştır. Mezar yeri değişikliği 2010 yılı başında kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Kaynak: Diyarbakır Söz