Vatandaşı kazıklama

Vatandaşı bir çok kalemle söğüşleyen elektrik dağıtım şirketleri, şimdi de "temsil ve ağırlama" giderlerini abonelere yükledi. Karar, "vatandaşı kazıklama" olarak değerlendirirken, Diyarbakırlılar tepki gösterdi.

Vatandaşı kazıklama

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 3 Aralık'ta aldığı ve Resmi Gazete'nin 8 Aralık'taki sayısında yer alan karara göre elektrik dağıtım şirketleriyle elektrik tedarik şirketlerinin yaptıkları masrafların 2021 ile 2025 arasındaki 5 yıllık dönemde de faturalara yansıtılmaya devam edecek olması Diyarbakırlılar tarafından tepki ile karşılandı.

Elektrik dağıtım şirketlerinin abonelere yönelik sergilediği tutumu zulüm olarak nitelendiren Edip Akgök, "Elektrik dağıtım şirketlerinin yıllardır bu bölgeye bir antipatisi ve yaptığı zulüm vardır. Elektrik faturalarından bunu görebiliyoruz. Halka her türlü zulmü yapıyorlar. Zaten ödediğimiz elektrik faturalarında TRT payı ve sayaç bedeli gibi birçok katkı payı var. Elektrik dağıtım şirketi çalışanlarının maaşlarını dahi biz veriyoruz. Artık şirketler; misafirlerinin yeme, içme ve konaklama parasını da halktan almaya çalışıyor. Bu haksız bir uygulamadır." dedi.

Kurumun kendi ihtiyaçlarını bütçelerinden ödemeleri ve masraflarını halka yansıtmamaları gerektiğini belirten Akgök, "Neticede halk zaten geçim derdinde. Her şeyin fahiş fiyatta olduğu bir dönemdeyiz. Halk, evinin geçimini bile zor sağlıyor. Bu karar yaşanılan zorluklara tuz-biberdir. Bu karardan bir an önce vazgeçilmesi lazım. Buradan yetkililere sesleniyorum: Bu durum bir dayatmadır, bunun neticesinde halk daha da yoksullaşır. Alınan bu karardan dönsünler." ifadelerini kullandı.

"ÖZELLEŞTİRİLEN KURUMLAR HALKTAN NEMALANMAMALI"

Enerji dağıtım şirketlerinin halktan haksız kazanç elde ettiklerini söyleyen Şeyhmus Aksa, "Elektrik dağıtım şirketleri, halkı soyuyor. Abone, faturasını geciktirdiğinde de ödemesini yaptığında da enerji bilgisayardan kesilip verilmesine rağmen açma kapama bedeli olarak 50 TL alınıyor. Bu durumun hukuksuzluk ve adaletsizlik olduğunu bizzat kendim elektrik dağıtım şirketine ilettim. Ama değişen bir şey olmadı. Kendi misafirlerini ağırlayıp yedirip içirerek harcadıkları parayı halk ödemeye mecbur değildir. Özelleştirilen kurumlar halktan nemalanmamalı." şeklinde konuştu.

"ŞİRKETLERİN YEME İÇME MASRAFLARINI HALKTAN ÇIKARMALARI ZULÜMDÜR"

Yakın zamanda elektrik faturaları hususunda mağduriyet yaşadığını dile getiren Remzi Türk, "Geçtiğimiz günlerde bir yıllık fatura borcumu ödemek için gittiğim DEDAŞ'tan EBSAŞ'a yönlendirildim. EBSAŞ da elektrik borcumun 17 bin TL olduğunu ve DEDAŞ'ın da ayrı bir fatura kestiğini belirterek toplam borcumun yaklaşık 23 bin TL olduğunu söylediler. Yılda 5 klima çalıştırsam bu kadar fatura gelmez. Bunu bana açıklamaları lazım. Ne kadar elektrik harcadığımı bana söylesinler. Ayrıca şunu belirteyim, fatura ödemek için gittiğim DEDAŞ'ta birçok kişi aynı durumdaydı. Yani herkesin faturası en az 12 bin TL gelmişti." diye belirtti.

Türk, "Misafirlerinin yeme içme masraflarını da bizden çıkarıyorlar. Zaten kestikleri faturalar herkesin malumu. Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işe bir göz atsın. Çünkü insanlar mağdur durumda ve bu paraları nasıl versinler ki? İnsanlar bu ek faturaları vermek zorunda değil. Biz bunu kabul etmiyoruz." dedi.

Elektrik sayaçlarının direklere asılması uygulaması üzerinden tepkisini dile getiren İlhan Demir, "Elektrik dağıtım şirketleri bu bölgeye zulüm yapıyor. Fakir-fukara insanlar elektrik parasını ödeyemiyor. Dünyanın hiçbir yerinde abonelerinin saatlerinin direklere asıldığı görülmemiş. İnsanlar faturalarına yansıyan tüketim bedelini dahi göremiyor. Halkın faturaları ödemeye gücü yok. Örneğin bizim mahallede elektrik faturasını ödeyemediği için günlerce karanlıkta kalan komşularımız vardı. Kişi, tek gözlü bir evde elektrik sobası kullansa yüzlerce TL para ödemek zorunda kalıyor. Bu durumun düzeltilmesi lazım." ifadelerini kullandı.

TRT, açma- kapama ve sayaç payları gibi uygulamalar ile 50 liralık faturanın 200 lirayı bulduğuna dikkati çeken Demir, "Faturaları belirleyenler gelsinler bizim yaşadığımız şartlarda çocuk büyütsünler, kömür ile ısınsınlar, neden kaçak kullanıldığını ve geliri olmayan insanların faturayı ödemedeki zorluklarını görsünler. Yetkililerin söz konusu durumlara müdahale edip sonlandırmaları gerekiyor. Çünkü insanlar faturaları ödeyemiyorlar. Özelleştikten sonra kendi çalışanlarının maaşları ve şirketlerinin yeme içme masraflarını dahi halktan çıkarmaları bir zulümdür. Yetkililer halka kulak versin ve ciddiye alsınlar. Bu durumu sonlandırılması için hangi adım atılıyorsa atılsın." dedi.

"180 TL'LİK FATURANIN 350 TL'Yİ BULMASI BAŞLI BAŞINA BİR SÖMÜRÜDÜR"

Elektrik dağıtım şirketlerinin cesareti hükümetten aldığını iddia eden Semih Fidancı, "Özelleşsin veyahut özelleşmesin, elektrik dağıtım şirketlerinin arkasında devlet olmazsa tek başına bu kararı almaya cesaret edemezler. Alınan bu karar ile kıt kanaat geçinen insanlar daha da çileden çıkacaklar. Bu karar kabul edilemez. 180 TL'lik faturanın 350 TL'yi bulması başlı başına bir sömürüdür. Fakirin ne yaptığını, nasıl yaşadığı ve elektrik faturasını nasıl ödediğini kimse görmüyor." şeklinde konuştu.

Fidancı, "Elektrik faturalarına yeme içme ve konaklama gibi bütün giderler yansıtılıyor. Ben buradan yetkililere sesleniyorum, sizce bu adalet midir? Bunun adil olmadığını herkes biliyor. Ama görmemezlikten geliyorlar. Oturdukları yerden mecliste bütçe görüşmeleri, asgari ücret tartışmaları yapıyorlar. Avrupa'da asgari ücret 3 bin Euro'yu bulurken Türkiye'de belirlenen asgari ücret ile geçim yapmak çok zor ve kendileri de bunun haksızlık olduğunu biliyorlar." diye belirtti.

"VATANDAŞIN ZORLU GEÇİM ŞARTLARI GÖRMEZLİKTEN GELİNİYORSA BU HÜKÜMETİN EKSİKLİĞİDİR"

Hükümetten beklentilerini dile getiren Fidancı, "Bizim devletten temennimiz, Allah rızası için bu konuya el atmalarıdır. Zaten faturalar çok kabarık, insanlar kıt kanaat geçiniyor. Buna ek olarak şu an gündemde olan; konaklama, yeme ve içme ücretlerinin de halka yansıtılması vatandaşı daha çok zor duruma sokar. Bu durum onların umurunda değil. Eğer devlet vatandaşın zorlu geçim şartlarını görmezlikten geliyorsa bu devletin eksikliğidir, halka yapılan bir zulümdür. Ben hakkım olan kullanım ücretinin fazlasını zaten ödüyorum, yeme içme masrafını neden ödeyeyim? Bu başlı başına zulümdür, haksızlıktır." ifadelerini kullandı.

"HÜKÜMET BU ZULME ORTAK OLMASIN, HALKINI DÜŞÜNSÜN"

Temsil ve ağırlama giderlerinin faturalara yıllardır yansıtıldığını ve yeni kararla 5 yıl daha bunun süreceğini sosyal medyadan öğrendiğini söyleyen Nasır Anuçtekin, "Çok saçma bir durum. Biz zaten kullandığımız elektriğin parasını veriyoruz. Onların, yemek parasını veya yol parasını vermemiz doğru olmaz. Buna devletin el atması lazım, vatandaşını mağdur duruma getirilmemesi lazım. Zaten bizden her türlü para kazanıyorlar. Tüketim bedelinin yanında; yemek, yol gibi giderlerinin parası gibi her şeyin ücretini de biz ödüyoruz. Bu doğru bir karar değildir. Zaten pandemiden dolayı sıkıntılar çekiyor, iş yapamıyoruz. Şimdi de onların yemek paralarını biz mi verelim? Kendi kurumlarının parasıyla yesinler. Devlet halkın tepkisine kulak vermeli ve bu işi halletmeli." diyerek sitemini dile getirdi.

Anuçtekin, "Biz devletten elektrik şirketlerinin bu zorbalığına engel olmalarını istiyoruz. Çünkü bugün yemek parasını isteyen yarın başka bir şey de ister. Devlet bu zulme ortak olmasın, halkını düşünsün ve yardımcı olsun." şeklinde konuştu.

Engin Yardım ise, "Bu kurumların 100 TL'lik faturayı 500 TL'ye ödettiğini herkes biliyor. Şimdi ise bu pandemi sürecinde kendi mazot, yeme ve içme masrafını da alacaklar. Faturalarımıza yansıtılan tutarın üstüne bir de onların masraflarını mı ödeyeyim? Kendi ihtiyaçlarımı karşılayamazken bir de onların ihtiyaçlarını mı karşılayacağım? Faturalarımıza yansıttıkları bedeller yüzünden faturalarımızı ödeyemiyoruz. Elektriklerimiz kesiliyor, 70 TL açma parası alıyorlar. Bunlar başlı başına haksızlıktır." dedi.

Yardım, "Yetkililerin halka yardımcı olmalarını, faturalara düzenleme getirmelerini istiyoruz. Pandemi sürecinde esnaftan ve maddi durumu kötü olanlardan elektrik faturalarının alınmaması, faturalarımıza yansıtılan giderlerin araştırılması ve enerji hariç, diğer yansımaların paraları tekrar halka iade edilmesi lazım. Bu zulüm karşısında tek umudumuz devlettir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz