Bırakın vatandaş konuşsun

Söz Haber, 18 milyona yakın öğrencinin cuma günü alacağı karne öncesi, velinin nabzını yokladı. Veliler sınıfların kalabalığından şikayetçi olurkan, öğrenci ve öğretmenler somestr tatilini dolu dolu geçirmenin, heyecanını yaşıyor.

Bırakın vatandaş konuşsun

Türkiye geneli 17 milyon 973 bin 913 öğrenci, önümüzdeki cuma günü karne alacakken, velileri tatlı bir heyecan sardı. Notları görmek için sabırsızlanan velilere, zayıf ve başarılı öğrencilerine nasıl tepki verdiklerini Söz Haber, "Bırakın Vatandaş Konuşsun" köşesiyle, nabız yokladı. İşte velilerin, değerlendirmesi.

Velilerden Zülfiye Şimşek, çocuğunun karnesinin zayıflarla dolu olmasına rağmen ceza vermeyeceğini ancak karnesinin iyi olması durumunda ödüllendireceğini söyledi.

“CEZA DEVRİ GEÇTİ”

Abdülsamet Kaya, da kendi çocuklarıyla ilgilendiğini belirterek, “Hakkımızda ne hayırlısı ise o olsun. Bende demin öğretmeniyle çocuğumun karne durumu üzerine konuşuyordum. Durumu iyi ama iyi olmasa da ceza yöntemi uygulamam artık. O devirlerin geçti” dedi.

“TATİLİNİN İLK HAFTASINI GEZEREK EĞLENEREK GEÇİRİYORUZ”

Sömestr tatilinde çocukların eğlenmesi gerektiğini ifade eden Abdullah Aşan ise, “Çocuğumun karnesi iyi olursa ödüllendiririm zaten ödüllendirmesemde kendisi zorla aldırtıyor. Kötü olmasıyla alakalı değil zaten ödüllendiriyoruz. Yarıyıl tatilinin ilk haftasını gezerek eğlenerek geçiriyoruz. Sonraki haftada ise ders çalışmaya başlıyor” diye konuştu.

“GELECEKLERİ İÇİN ÇIRPINIYORUZ”

Necmettin Bey de, beklentisinin çocuklarının iyi bir gelecek elde etmesi olduğunu vurgulayarak,  “Daha iyi bir gelecek daha iyi bir eğitim daha iyi bir yaşam. Çocuklarımızı alfabe harfleri gibi a’dan z’ye kadar takip ediyoruz. Mesela şuan okula gidiyor, sonrasında geleceği için çırpınıyoruz. Elbette ki bunların neticesinde bir beklentimiz oluyor ve bu ilginin de meyvesini alacağıma inanıyorum. Onun için şimdiden karneniz iyi olursa sizi halaya götüreceğiz, dedeye götüreceğiz köye götüreceğiz diye söylüyoruz yani demem o ki her şey baştan yapılır. Tabi sadece bizimle velilerle olmuyor aile okul öğretmenle başlar. Yarıyıl tatilini de köyde geçiririz okul açılınca da tekrar geliriz” şeklinde konuştu.

“HATASININ FARKINA VARMALI”

Gurbet Yaşar da, “Bende çocuğum kadar heyecanlıyım karnesini iyi bekliyorum ama kötü olursa da sözlü iletişime geçer uyarırız o da hatasının farkına varır. Yarıyıl tatilini dinlenerek geçirecek” dedi.

“SINIFLAR ÇOK KALABALIK”

Mehmet Arpa ise, çocuğunu okula zorla götürdüğünü ve okula karşı ilgisiz olduğundan şikayet ederek, “Son zamanlarda başka semtlerden bu okula öğrencilerinde alınması sınıflardaki sayıları artırdı. Tatili evde geçirecek ders çalışmak isterse çalışır. Bir abisi vardı gece ikiye kadar çalıştı ama boş çalıştı” diye konuştu.

“VELİLER ÇOCUKLARA ŞEFKATLE YAKLAŞMALI”

Velilerin öğrencilere karşı şefkatçi olması gerektiğine dikkati çeken Aydın Elmacı, “Dört çocuğum üniversiteye gittiği için bende pek fazla karne heyecanı yok. Velilerin çocuklara şefkatle yaklaşması gerekir. Eğer çocuğun karnesi kötüyse bunu düzeltebilirsin diyebilmelidir. Kızmamam lazım. Sevgiyle yaklaşmak lazım ve çocuğu iyi şeylere teşvik etmek gerekir” şeklinde konuştu.

“BAZI VELİLER ZAYIF GETİREN ÇOCUKLARI DÖVMEKLE TEHDİT EDİYORLAR, BU ÇOK YANLIŞ”

Fatih Altınboğa, “Biri 12 biri 8 yaşında iki çocuğum var. Bugüne kadar çocuklarım çok kere karne aldı ama ben hiç heyecan yapmadım. Zayıfları olsa da onlara karışmıyorum. Karnesi kötü olan çocuklara veliler iyi davranmalı. Çocuğun bir suçu yok. Ailelerin çocukla baskı yapmaması lazım. Çocukların zayıf karne getirmesi normaldir. Bazı anne ve babalar zayıf getiren çocukları dövmekle tehdit ediyorlar, bu çok yanlış bence. Bu çocuğun psikolojisini daha da bozar. Sömestr tatilinde çocukların ders çalışması lazım. Ondan sona da tatil yapması lazım” diye konuştu.

“ÇOCUKLARI ÖDÜLLENDİRİRKEN DE FAZLA ŞIMARTMAMALI”

Nizamettin Tural da, karnesi kötü olan çocuğu kendi haline bırakması gerektiğini savunarak, “Benim görüşüm bu. Nasihat edeceksin. Seni dinlerse ne mutlu ona, dinlemezse zaten yapacak bir şey yok. Ben isterim ki benim çocuğum en başarılı olsun. Çocuğun daha başka başarılı çocuklara kıyaslanması yanlıştır. Demek yeteneği o kadardır. Başarılı çocukları ödüllendirirken de fazla şımartmamak kaydıyla ufak hediyeler alınabilir, bu normaldir. İstediği oyuncaklar olabilir. Ben bisiklet alınmasına karşıyım. Çünkü bisikletle kaza yapabilir” dedi.

 Öte yandan karne ve veliler üzerine görüşüne başvurduğumuz uzmanlardan Klinik Psikolog Özlem Soysal, yaptığı açıklamada, karnenin çocuklarda kaygı yaratabileceği gibi anne ve babayı da heyecanlandırabileceği uyarısında bulundu.

“KARNE DERSLERLE İLGİLİ GENEL DURUMUNU GÖSTEREN, GELİŞİMİ İÇİN YOL GÖSTEREN BİR ARAÇ “

Soysal, şöyle konuştu:

“Şüphesiz her anne baba çocuğunun başarıl olması ister. Karne ulaşılması gereken bir amaç değil, başarıya götüren bir araçtır. Karnesi kötü olan öğrenci için ailesinin tutumu ve tepkisi önemlidir. Karneye gereğinden fazla anlam yükleyen aileler, çocuklarını aşağılayıcı, kıyaslayıcı ve utandırıcı tavırlar sergilerler. Bu davranışlar çocuklarda olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olur. Bu sebeple karneyi çocuğun derslerle ilgili genel durumunu gösteren, gelişimi için yol gösteren bir araç olarak görmek gerekir.”

Çocuğun kendine güvenini ve motivasyonunun olumsuz etkileyen en etkin davranışlar arasında kendisinin sınıf arkadaşları veya başka çocuklarla kıyaslan olduğuna dikkati çeken Soysal, çocukların başkalarıyla kıyaslandıkça ailelerine karşı daha agresif ve saldırgan olduklarını ifade etti.

“CEZA VERMEK ÇOCUĞUN KİŞİSEL GELİŞİMİNİ ENGELLER”

Soysal, karnesi kötü olan çocuklara ceza verilmesi yerine önce çocuğun dinlenmesi gerektiğini aktararak, “Çocuk karnesi ile eve geldiğinde hızla göz atmak ve hemen tepki vermek yerine, onunla karne üzerinde konuşmak için uygun zaman belirlenmelidir. Kötü notlar için onu cezalandırmak yerine kötü notlar ve öğretmenlerin olumsuz fikirleri sorulmalıdır. Çocuğu cezalandırmak anlık bir çözüm üretebilir fakat uzun süreli çözümle için olanak vermez. Ceza vermek çocuğun kişisel gelişimini engeller. Anne ve babanın çocuğu cezalandırmak yerine başarısızlığın altındaki nedenleri iyi araştırması gerekir” dedi.

“KARNESİ İYİ OLAN ÇOCUĞU ÖDÜLLENDİRİRKEN AŞIRIYA KAÇILMAMALI”

Karne hediyesinin abartılmaması gerektiğini anlatan Soysal, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Karnesi iyi olan çocukları ödüllendirirken, abartmamaya özen gösterilmedir. Çocuğun büyük hediyeler için değil geleceği için çalışması sağlanmalıdır. Ayrıca çocuğa verilecek hediyelerin okul başarınsa ve bireysel gelişimine katkı sağlayacak hediyelerden seçilmesine dikkat edilmedir. Maddi değeri yüksek hediyeler yerine yaşına uygun işlevselliği yüksek hediyeler tercih edilmedir. Hediyelere ek olarak çocuğa sözel olarak da başarıları hakkında bol geri bildirimlerde bulunulmalıdır.”

Kaynak: Diyarbakır Söz