Egeli Turizmciler 2016 Turizm paketini yetersiz buldular ve beğenmediler, bakın neden beğenmediler?

Tasarıda bulunan senede 400 bin kişi getiren acentelere verilecek teşviğe dikkat çeken turizmciler, bu rakamları gerçekleştirebilecek acente sayısının epeyce az olduğunu , bu sebeple küçük ve orta ölçekli acenteler için planın genişletilmesi istendi.

Egeli Turizmciler 2016 Turizm paketini yetersiz buldular ve beğenmediler, bakın neden beğenmediler?

Ege'nin önde gelen Bodrum ve Marmaris ilçelerinde faaliyet gösteren turizmciler, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun izah ettiği 2016 Turizm Eylem Planı'nı değerlendirdi.Ülkemiz Gezi Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Bodrum Yürütme heyeti Başkanı Sevinç Gökbel, şu şekilde dedi:

"Yaşadığımız krizden yalnızca turizm değil, turizme ilişkili öbür sektörlerde kapsamlı çaplı şekilde etkilendi. Ülkemizde her pazar bu krizden etkilendi. Davutoğlu'nun acil eylem planındaki maddeler hakikaten çok pozitif ve krizi hafifletecek şekilde fakat yeterli değil. Ama en azından her şeyi devletin üzerine yıkmamamız gerekmektedir . Mahalli yönetimler, STK'lar bu aşamada devlete hükümete dayanak olmalı, her biri taşın altına elini koymalı. Bugüne kadar çok krizler gördük. Krizlere alışık ve tecrübeliyiz bu sebeple takım olursak bu krizi de aşarız. Moralimizin yüksek olması ve mücadele kararlılığımızı bırakmamız gerekir. Zira her birimiz bu sürecin bir parçasıyız. Sorun da bizde, çözüm de bizde. Geçmişten iştirak eden alışkanlıklarımızı başka bir deyişle problemi birinin devletin üzerine yıkıp kenara çekilme alışkanlıklarımızı bırakmalı, sıkıntılara sahip çıkmalıyız. Bu sebeple bu eylem planına sonuna kadar dayanak veriyor , pozitif buluyoruz. Turizmin politika üstü bir pazar olduğunu onay etmeli ve sorunları siyasilere rücu etme hastalığından kesinlikle kurtulmalıyız ki bu krizi de aşabilelim."

PLANIN BAŞARILI OLMASI İÇİN TAVSİYELER

Bodrum Otelciler ve Turistik İşletmeciler Derneği (BODER) Başkanı Halil Özyurt ise, acil eylem tasarısının hazırlanmasının iyi niyet göstergesi olduğunu fakat , yeterli olmadığını söyledi. Özyurt, şu şekilde dedi:

"Devletin bu konuda daha detaylı daha açık çalışması ve küçük ve orta ölçekli tesislerinde elinden tutması gerekir. Başbakanımızın izah ettiği kadar 750 bin doların üstünde geliri olan tesislerin ihracatçı sayılması özellikle Ege ve Akdeniz bölgesindeki küçük ve orta ölçekli işletmeleri kolay değil durumda bırakır. Zira bunlar ÖTV ve KDV ödemeyecekleri için haksız rekabet ortamı doğacak. Bu sebeple bu rakam 100 bin dolara çekilmeli. Örneğin bu plan içerisinde Ege ve Akdeniz'deki turistik tesislerin belini büken ecrimisil fiyatları, bu yıl başbakan tarafından ötelenirken; biz ötelenmenin değil bu fiyatların normale çekilmesini istiyoruz. Aksi takdirde sahilde ecrimisil ödeyen küçük ve orta ölçekli işletmeler bu fiyatlarla turizm yapamaz hale gelir. Yeşil yıldızlı otellerden en düşük oranda alınan elektrik ve su bedeli uygulamasının bu yıla mahsus olarak öbür turistik tesislere de uygulanması gerekir. Bununla Birlikte yine bu yıl için kredi alan turizmcilerin faizlerinin alınmaması ve en azından bu yıl için borçların ertelenmesi kararları alınabilir. Çok yüksek hızda şekilde yurt dışında yeterli tanıtım yapılarak turistik tesislerin yer aldığı bölgelerde can güvenliği konusunda bir sorun olmadığı anlatılmalı, krizi arttıracak söylemlerden kaçınılmalı. Zira can güvenliğinin olmadığı bir ülkede turiste bedava yatak verseniz o turisti ülkenize getiremezsiniz. Başka Bir Deyişle bu paketin içi doldurulursa en küçük turizmciden, pansiyondan beş yıldızlı otele kadar herkese aynı olanak sağlanırsa paket epeyce başarılı olur."

TANITIM ATAĞI VURGUSU

Bodrum Skal Grubu Başkanı Ömer Karacalar da yaptığı değerlendirmede Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun turizmde acil eylem planı izahını çok doğru ve tam vaktiyle bulduklarını söyledi. Karacalar, "Geriye yapılması lazım iştirak eden en önemli olay ise turizm beklentisi içerisinde olduğumuz ülkelerde yüksek hızda ve etkili bir tanıtım yapılarak bu bölgelerde can güvenliğinin olduğunu , güvenlik problemi bulunmadığını anlatmamız gerekir" dedi.

KÜÇÜK ACENTELER İÇİN DE TEDBİR ÇAĞRISI

TÜRSAB Marmaris Yerel Yürütme Heyeti Başkanı İsmail Özbozdağ da paketin genel anlamda olumu olduğunu fakat küçük acenteleri desteklemeyeceğini söyledi. Uçaklarla ilgili olan teşviklerin gayet pozitif olduğunu söyleyen Özbozdağ, şu şekilde konuştu:

"Uçaklarla ilgili alınan kararlar gayet pozitif ve teşvik edici. Fakat öbür kararlara baktığımız zaman örneğin senede 400 bin kişi getiren acenteler verilecek teşviklerden bahsediliyor. Benim bölgemde yaklaşık 300 acentem var. Ama bu rakamları gerçekleştirebilecek acente sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Buna Bağlı Olarak küçük çapta çalışan incoming acenteler bu aşamada iflasın eşiğindeler. Açıklanan program onları kurtarabilecek nitelikte değil. Bununla Birlikte yalnızca incoming acentelerde yok. Tekne turu, cip safari kadar operasyon anlamında hizmet veren gezi acenteleri var. Bunlara destek anlamında bir dayanak yok. Buna Bağlı Olarak biz bugünkü şartlarda önümüze sunulan paketle acentelerin birçok çoğu açıkta kaldı diyebiliriz. Tanıtım önemli fakat bu küçük acenteler kuvvetli rüzgara karşı duracak önlemler bekliyor. Yine deniz turizmi yapan ve yıllık 750 bin doların üstünde gelir sağlayan kaç acente var? Benim bölgemde ya bir, ya da iki tane vardır. Üçüncüsünü bulamazsınız."

"KAYIP RUSLAR'LA SINIRLI DEĞİL"

Özellikle kolay dayanak kredisinin küçük acenteleri de kapsaması gerektiğini bildiren Özbozdağ, bir sonraki sezonla ilgili birçok bir değerlendirme inşa etmeye gerek bulunmadığını söyledi. Özbozdağ, şu şekilde devam etti:

"Ülkemiz'nin hem komşularında, aynı zamanda içerisinde bir barış iklimi yok. Barışın olmadığı yerde siz ailenizle rezervasyon yapar mısınız? Bir an önce normal yaşama dönülmesi gerekir. Kaybımız gittikçe fazlalaşıyor. Sorun yalnızca Rus pazarı değil. Bizim alanda bakıldığında 200 bin Rus ağırlıyoruz. Biz bunu belki de telafi de edebilirdik. Fakat sorun yalnızca Ruslarda değil. Aldığım bilgilere göre İngiliz sektöründe da kaybımız yüzde 30'ların üstünde . Bu da en az 300 bin İngiliz'in gelmemesi demektir. Arap ülkelerinden gelecek yolcu sayısı bu kayıpları karşılamaz. Bizim hemen yerel olarak hem tanıtım faaliyetlerine hız vermemiz aynı zamanda alanda güven ortamının olduğunu deklare etmemiz gerekmektedir . Hep bir ağızdan içerde ve dışarda barış olduğunu söylemeliyiz."

Ege Bölgesi, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden biridir. İsmini kıyısında olduğu Ege Denizi'nden alır. Ege (Asıl Ege, Kıyı Ege) ve İç Batı Anadolu (İç Ege) olmak üzere iki bölüme ayrılır. Kuzeyde Marmara, doğuda İç Anadolu, güneyde Akdeniz bölgeleriyle ve son olarak batıda Ege Deniziyle çevrilidir. Türkiye'nin en uzun kıyı şeridine sahip bölgesidir.

Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]

Sınırlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Bölgenin Sınırları;

Kuzey; Kaz Dağı, Madra Dağı, Simav Dağları ve Dominiç Dağıdır.

Doğuda; Türkmen Dağı ve Emir Dağlarıdır

Güneyde; Karakuş Dağı ve Göreli Dağıdır.

Batıda; Çanakkaleye bağlı Bababurundan başlayarak tüm Edremit Körfezi, İzmir ve Aydın illerinin tüm kıyı şeritleri ve Muğla'da, Köyceğiz hariç olmak üzere, kuzeyden güneye Köyceğiz kıyılarına kadardır.

Ovalar: Orta Çağ Ege Bölümü'nde horstlar arasında kalan grabenler birer alüvyon ovasıdır. Bunlar Bakırçay, Gediz, Büyük ve Küçük Menderes grabenleridir. Bu graben ler fiziksel bir haritada yeşil renk ile gösterilir. Gediz ağzında Menemen Delta ovası, Büyük Menderes ağzında Balat Delta ovasından oluşmuştur.

Nüfus ve Toplumsal Yapı

Kentleşmenin en yoğun yaşandığı bölge konumundadır.Ege Bölgesi'ndeki kentler, çoğunlukla ana yolların geçtiği oluklar ve verimli ovaların kenarlarında yer alır; kıyı kesiminde ise körfezlerin kenarlarında bulunur. Kırsal yerleşmeler, genellikle ovalardaki akarsu kenarlarında ve vadi içlerinde görülür. Türkiye nüfusunun 1/8 kadarı Ege Bölgesi'nde yaşamaktadır. Bu nüfusun yarıdan fazlası (%62,2) kentlerdedir. Ege Bölgesi'nin ortalama nüfus yoğunluğu ise Türkiye ortalamasının üzerindedir. Nüfus yoğunluğu açısından Marmara Bölgesi'nden sonra ikinci sırada bulunur. Ege Bölümü'ndeki ovalar üzerinde fazla olan nüfus yoğunluğu, İç Batı Anadolu Bölümü'nde ve Menteşe Yöresi'nde azalır.

Ekonomi ve Yerleşim

Tarım

Ege Bölgesi’nde nüfusun çoğunluğu iklim toprak koşulları ve ulaşım kolaylıklarının da elverişliliğiyle geçimini tarımdan sağlar. Ege bölümünde Akdeniz iklimine uygun bazı bitkiler (zeytin, üzüm vb.) ağır basar. Ege bölümünden, İçbatı Anadolu bölümüne geçildikçe, tarımın niteliği değişir; tahıl ekimi artar ve hayvancılık geçimde daha önemli yer tutar. Tahıl ekiminde buğday başta gelir, onu arpa ve mısır izler. Buğday özellikle Afyon ve Denizli’de üretilir bu illeri İzmir, Aydın ve Muğla izler. Arpa ise Afyon ve Manisa illerinde, mısırın da başlıca ekim alanı Manisa’dır. Pirinç ekimine ovalarda az miktarda yer verilir. Bölgede yaş ve kuru sebze üretimine de önem verilir. İklim koşulları uygun olduğu için, turfanda sebze (domates, fasulye vb.) yetiştirilerek diğer bölgelere yollanır. Soğan ve patates ekimi yaygındır; baklagillerden en çok nohut ekilir. Kavun ve karpuz üretimi de yaygın biçimde yapılmaktadır.

Bölgede yetiştirilen sanayi bitkileri arasında tütün, pamuk, susam, keten ve şekerpancarı baş sıralarda yer alır. Edremit Körfezi kıyıları yağ zeytini üretimi kesir ağaç sayısı bakımından önemlidir. Üzüm bağlarına da bölgenin her yerinde rastlanır. Üzüm ayrıca şarap ve pekmez yapımında da kullanılır. Kuru üzüm Manisa-İzmir civarında, kış soğuna dayanamayan incir ise kıyı kesimlerde özellikle Aydın'da yetişir. Türkiye'deki incir ağaçlarının yaklaşık olarak %81’i Ege Bölgesi’ndedir. Turunçgiller bölgenin özellikle güney kesiminde yetişir; Bodrum’da mandalina; Aydın ve Nazilli arasında portakal, limon, mandalina ve turunç yetişir.

Hayvancılık

Didim'de Apollon tapınağındaki Medusa kabartması.

Ege bölgesinde hayvancılık çok gelişmemiştir. Üstelik yakın dönemde otlakların daralması nedeniyle, hayvan sayısında azalma gözlenmektedir. Kıyı kesimde daha çok kıl keçisi, tiftik keçisi ve koyun, iç kesimlerde sığır ve manda besiciliği yaygındır. Balıkçılık ise eski önemini kaybetmiştir. Özellikle İzmir Körfezi ’nin sularının pis olmasından dolayıdır. Yine eski önemini yitirmiş olmakla birlikte Bodrum kıyılarında sünger avcılığı yapılmaktadır.Aynı zamanda Ege Bölgesi'nde kümes hayvancılığı ve arıcılık da yapılır.

Sanayi

Afyonkarahisar Bayat Türkmen Kilimi

Sanayi bakımından Marmara Bölgesi ' nden sonra ikinci sırada gelir. Bölümler arasında gelişmişlik ve sanayi oranı bakımından büyük farklılık vardır. Asıl Ege Bölümü sanayi bakımından daha gelişmiştir. Zaten bölgenin en büyük ve gelişmiş kenti İzmir de bu bölümde yer alır. İzmir sanayisi, fuarı, ve ihracat limanı ile bölgenin önemli kentidir. İzmir’de Aliağa Petrol Rafinerisi de bulunmaktadır. İzmir'de otomotiv, madeni eşya, kimya, seramik, dokuma, çimento, sigara ve zeytinyağı, Edremit ve Ayvalık'ta zeytinyağı, Aydın ve Manisa'da zeytinyağı, Denizli ve Uşak'ta dokuma, Uşak'ta şeker, seramik, kümes hayvancılığı, altın madenciliği ve deri Afyon Karahisar'da şeker , çimento ve mermer, Uşak, Gördes, Kula, Demirci ve Simav'da halıcılık sektörleri, Aydın da incir işleme fabrikaları vardır. İhracat sıralamasında Denizli , İzmir , Manisa ilk 10 da kendilerine yer bulmaktadır. İşsizlik oranın en düşük olduğu illerin başında Denizli gelir, nüfusuna oranla en fazla sanayi ve ticaret hacmine sahip olması bu durumda etkilidir.

Ege Bölgesi'nde üretilen incir, zeytin vb. gibi ürünlerin sanayileri yapılır. İzmir'de toplanmış olan başlıca sanayi kolları arasında dokumacılık da vardır. Dokumacılık ve tekstil Denizli ve Uşak'ın ilçelerinde oldukça fazladır.

Turizm

Ege Bölgesi turizm potansiyeli olarak Türkiye'de Akdeniz Bölgesinden sonra gelmektedir. Birçok tarihi eser, yapıt, kalıntı Efes, Didim, Pamukkale,Hiearpolis,Laodikeia gibi tarihi yerler ve buna ilave olarak doğa harikası sahilleri Fethiye, Bodrum, Marmaris, Didim, Kuşadası ve Çeşme gibi önemli plajları mavi bayraklı sahilleri ile gözde turizm ve tatil bölgeleri mevcuttur.

Kaynak: Diyarbakır Söz