İntihara ve şiddete sürüklüyor

Sokak oyunlarının, yerini büyük oranda dijital ve sanal oyunlara bıraktığı günümüzde bu durum beraberinde getirdiği oyun bağımlılığı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de giderek bir halk sağlığı sorunu haline geliyor.

İntihara ve şiddete sürüklüyor

İçerisinde şiddet barındıran ve kişilerin psikolojisini olumsuz yönde etkileyen sanal ortamda geliştirilen oyunların özellikle küçük yaştaki çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Şanlıurfa Barosu eski başkanlarından Avukat Hikmet Delebe, bu tarz oyunların kişinin intiharına kadar sürüklediğini söyledi.

Sanal ortama sürülen oyunların ruhsatlandırma aşamasında bir denetleme mekanizmasının olması gerektiğini vurgulayan Delebe, Türkiye'de internetin yeteri kadar denetlenmediğini belirtti.

Delebe, zorbalık ve şiddet içeren simülasyon oyunlarından olumsuz etkilenen çocukların ebeveynlerinin dava açabileceğini ama yaşanan mağduriyetin  ispat edilmesinin zor olduğunu dile getirdi.

"İÇERİSİNDE ŞİDDET BARINDIRAN SANAL ORTAMDA GELİŞTİRİLEN OYUNLAR VAR"

Çocukların şiddet barındıran oyunların esiri olduğunu ifade eden Delebe, "Bilişim sektörünün gelişmesiyle birlikte insanlar arasındaki bağlar her geçen gün maalesef zayıflıyor. Dolayısıyla çocuklar da evde, arkadaş ortamında veya başka bir yerde sürekli sosyal medyayı takip ediyor. Bunun dışında oyun sitelerinde oyunlar oynuyorlar. Çoğu yerde içerisinde şiddet barındıran, kişilerin psikolojisini olumsuz yönde etkileyen sanal ortamda geliştirilen oyunlar var. Ebeveynler çocukları üzerinde hassasiyetle durmadıkları takdirde çocuklar maalesef bu tür oyunların esiri olabiliyorlar. Sürekli cep telefonunda, tablette vakit geçirmek için bu tarz filmleri izleyebiliyorlar. Bu bakımdan hem okuldaki idarecilerin hem öğretmenlerin hem de anne babaların çok hassas olması gerekiyor. Milli Eğitim müfredatında bilişim dersleri var. Küçük yaştaki çocukların kendisini rahatsız edebilecek oyunlara tevessül etmemeleri yönünde bir eğitsel çalışma yapılabilir. Bu durum, toplumda son derece yaygın olan bir durumdur. Medyaya da intikal ettiği üzere bazı çocukların intiharına dahi sürüklenebiliyor." dedi.

"SANAL ORTAMIN MUTLAK SURETTE BİR DENETİM MEKANİZMASI OLMALI"

Sanal ortamı denetleyen bir mekanizmanın olması gerektiğine dikkat çeken Delebe, "Sanal ortam çok geniş bir alandır. Sanal ortamın mutlak surette bir denetim mekanizması olmalı. Öncelikle ruhsatlandırma aşamasında bir denetleme mekanizmasının olması gerekiyor. Türkiye'de maalesef internet yeteri kadar denetlenemiyor. Bu bakımdan bu tür oyunlar çocukların dünyalarına rahat bir şekilde girebiliyor. Film üreten firmalar üzerinde de ciddi anlamda çalışmalar yapılabilir. En önemlisi ruhsatlandırma çalışmasının bu konuda öne çıkması gerekiyor. Çocuk oyunlarıyla ilgili firmaların ruhsat aldıktan sonra bunu internet ortamında paylaşabilmeleri gerekmektedir. Bu konuda bakanlığa önemli görevler düşer." diye konuştu.

"TAZMİNAT HUKUKU'NA GÖRE BİR DAVA AÇMA ŞANSLARI VAR"

Zorbalık ve şiddet içeren simülasyon oyunlarından etkilenenlerin hukuki hakları olduğuna işaret eden Delebe, "Hukukta sebep-sonuç ilişkisi takip edildiği zaman firmaların ürettiği oyunlar çocukların dünyasında ciddi anlamda bir tahribata, çöküntüye yol açtıysa; çocuklar ve aileler bundan dolayı bir zarara uğradılarsa Tazminat Hukuku'na göre bir dava açma şansları var. Bunun ispatı çok zordur. Bir çocuk herhangi bir şekilde bir zarara uğradığı zaman bunun doğrudan o oyundan/filmden kaynaklandığına dair bir ispat yapılmazsa mahkeme kabul yönünde karar vermeyecektir. İnsanların buna ilişkin bir mücadelesi olabilir ama bunun ispatı hayli zordur. Suç işlendikten, çocuklar zarara uğratıldıktan sonra mücadele yapılmalı ama denetleme kadar etkili olmaz." şeklinde konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz