Kürtçe belgesel İsveç'te

Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Dekanı Prof.Dr.Sedat Cereci 2011 yılında Kürtçe olarak çektiği ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kültürel tarihini konu edinen belgesel filmle 22-28 Ekim tarihleri arasında İsveç'in Uppsala kentinde düzenlenecek.

Kürtçe belgesel İsveç'te

Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Dekanı Prof. Dr. Sedat Cereci 2011 yılında Kürtçe olarak çektiği ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kültürel tarihini konu edinen belgesel filmle 22-28 Ekim tarihleri arasında İsveç'in Uppsala kentinde düzenlenecek olan 31. Uppsala Uluslararası Kısa Film Festivali'ne katılacak.

Bir akademisyen tarafından çekilen ilk Kürtçe belgesel film olan "Demek ji Dema" (Zamanın İçinden) adlı filmin, Almanya, Avusturya ve İspanya, Ermenistan ve Yunanistan'ın ardından Ekim ayındaki film festivalinde gösterilmek üzere İsveç'e gönderildiği öğrenildi. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin tarihini ve kültürel değerlerini, canlı tarih görüşmeleriyle Kürtçe olarak belgeleyen "Demek Ji Dema" (Through the Time-Zamanın İçinden) adlı belgesel filmin, 22-28 Ekim tarihlerinde İsveç'in Uppsala kentinde düzenlenecek olan 31. Uppsala Ulslararası Kısa Film Festivali'nde gösterilecek Türk filmlerinden biri olduğu bildirildi.

AKADEMİSYEN VE BELGESEL

Akademisyen ve belgesel film yönetmeni Prof. Dr. Sedat Cereci'nin Batman'ın köylerinde 9 kişilik bir ekiple yaptığı çekimlerde, 20. yüzyılın başlarında doğan 89 yaşındaki Halil Zengin, 80 yaşındaki Hamza Yıldırım ve Nasibe Özdemir'le yapılan görüşmelerde, yaklaşık 80 yıl önce Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin koşulları, ekonomik yapı, insan ilişkileri, kültürel ortam, başkentte yaşananların yöreye yansımaları, Türkiye'deki gelişmelerin değerlendirmesi, yaşlı kuşakların gençlere bakışı dile getirildi. Köylerde yaşayan canlı kaynaklarla yapılan Kürtçe sözlü tarih görüşmelerinin filme kaydedilmesiyle yöre tarihinde yaşananlar, resmi tarihe kaydedilmeyen bilgiler, yöredeki önemli gelişmeler ve bilinmeyenler belgelendi. Koordinatörlüğünü Öğr. Gör. Orhan Zengin, Öğr. Gör. Ali Kemal Ceylan'ın üstlendiği belgesel filmde, Tarkan Demir'in kameraman ve kurgu operatörü, Nuri Abaşlıoğlu'nun teknik Yönetmen, Emine Polat, Nuray Yılmaz ve Halit Kavak'ın teknik düzenleme sorumlusu olarak görev yaptığı bildirildi. Uluslararası üne sahip Kürt müzisyen Aram Tigran'ın müzikleriyle kurgulanan filmin, uluslar arası festivaller için İngilizce altyazıyla hazırlandığı belirtildi.

Tamamlandığı 2011 yılından bu yana Almanya'da düzenlenen Oberhausen film Festivali, Avusturya'da düzenlenen Festival Der Nationen etkinliği, İspanya'da düzenlenen Bilbao Film Festivali,

İNTERNATİONAL DRAMA FİLM

Yunanistan'da düzenlenen International Drama Film Festivali, Ermenistan'da düzenlenen Golden Apricot Film Festivali ve Hırvatistan'da düzenlenen Tagor Film Festivali'ne gönderilen Demek ji Dema adlı Kürtçe filmin, Türk ve Kürt kökenli yurttaşların bulunduğu ülkelerde büyük ilgiyle karşılandığı, yabancıların da özgünlüğünü halen koruyan Kürt Kültürü'ne büyük ilgi gösterdiği, Anadolu'nun en eski halklarından biri olan Kürtleri daha yakından tanımak istedikleri bildirildi. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı İsveç'te de ilgi görmesi beklenen belgesel filmin, genç kuşaklara geçmişin değerlere konusunda önemli bilgiler aktardığı dile getirildi.

KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLAR

 

Kürt kökenli vatandaşlar ile yapılan görüşmelerde, Türkiye'de yaşanan siyasi değişimlerle kültürel yapının da değiştiğine, insanların yaşama ve dünyaya bakışlarından beklentilerine kadar hemen hemen tüm alanlarda dönüşüm yaşandığına, teknolojik olanaklar gelişirken insancıl değerlerin azaldığına ve çatışmaların arttığına dikkat çekildi. Modern pek çok olanakların yokluğuna, yoksulluğa, ulaşım ve haberleşme konularındaki sıkıntılara rağmen geçmiş dönemlerde insanların büyük bir huzursuzluk içinde olmadığının vurgulandığı sözlü tarih görüşmelerinde, manevi duyguların ve geleneksel insan ilişkilerinin toplumsal yapıyı diri ve sağlam tutmada büyük rol oynadığı belirtildi.

EKONOMİK BUNALIMLAR

20. yüzyılda yaşanan savaşlara, ekonomik bunalımlara, yokluklara rağmen insanların eskiden birbirlerine yardımcı olduklarını, birbirlerini koruduklarını, birbirlerinin sıkıntılarını gidermek için çabaladıklarını belirten canlı tarih kaynaklarının, o dönemlerde toplumun samimi insan ilişkileri ve manevi değerlerle sürekliliğini koruyabildiğini anlattıkları bildirildi. Katırlarla yapılan seyahatlerden, büyük ailelerin bir arada oturduğu akşamlarda anlatılan efsanelerden, yaşlıların kendi aralarında yaptıkları samimi şakalardan, zorlu hac yolculuklarından söz edilen film çekimlerinde, samimiyete dayalı insan ilişkilerinin ön plana çıkarıldığı öğrenildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz