MİLLİ İRADE HAKİMİYETİ DİMDİK AYAKTADIR (V)

Sohbet serimiz devam ediyor.. Bugün de, beşinci sohbetimizi gerçekleştiriyoruz... Siyasi irade, "samimi, ihlaslı ve emanete" sadık olmalı..  Her kim, milletin oylarıyla seçilip, devletin mührünü elde ediyorsa, onun en önemli ulvi görevi; milletin tevdi ettiği emanete sahip çıkması gerekir.. Onunla hemhal olmalı.. Eğer emaneti gözardı edip, arka plana atarsa, kavramları lafızdan ibaret kullanırsa, hem emanete hem de emanetin sahibine, ihanet etmiş olur.. Kaldı ki, millet ihanet edeni affetmeyeceği gibi, hakkını da, hukukunu da, helal etmez!...

***

İşte bu tahrifat ve aldatma, ihanet zincirinin yaşanmaması için illaki siyasi otorite, milli ruhun beklentilerine odaklanması lazım.. Onun isteklerini yerine getirmeli?... Ki bugün bir çok ulvi değerler kadar milletin istek ve arzusu, temennisi siyasilerin tevdi edilen emanete sahip çıkmasıdır...

Emanet, derken bir eşyadan söz etmiyoruz.. Sözünü ettiğimiz; her şeyden evvel inançtır, imandır, İslam’dır, yüce kitabımız Kur’an-ı Hâkim’in hükümleridir. Siyaset dünyasında bunlar eğer ön plana alınmıyorsa, demek ki; devletle milletin arası açıktır.. Birbiriyle zıtlaşmış ve büyük çelişkiler söz konusudur.

***

Millet emanetini siyasetçiye veriyor, siyasetçi de “salla başını, al maaşı” gibi bir haller yaşıyorsa, TBMM'de saltanat misali oturuyorsa, bu milleti hiçe saymak demektir, milleti hafife almak demektir.  Bu itibarla milletin ve halkımızın temennileri, istek ve arzuları, siyasetçiye emanet ettiği oylarının karşılığını görmek istiyor.  “Ben sana emanetimi verdim, seni TBMM’ne gönderdim. Fakat sen orda hiç bir şey yapmayıp eski tas eski hamam misali yürüyorsun” dediği zaman, iş işten geçmiş olur... 

***

AK Parti 20 yıldan buyana, salt çoğunlukla iktidarda.? Ki bu seçimde de teveccüh AK Parti'den yana.. Bugüne kadar, maddi ve manevi yönde, çok şeyler yaptı.. Devrim niteliğinde adımlar attı.. Ama, yeterli mi değil?. Ne diyoruz, milletin emanetini omuzlarına alıp taşıyorsa, o zaman milletin hakkını vermesi gerekir.. Milletin talep ve arzuları doğrultusunda adım atmaları lazım...

***

Ne diyoruz, milletin tek derdi para, pul, makam, mevki değildir... Milletin maddiyattan daha çok maneviyat yönünde, devrim niteliğinde adımlar atması gerektiğini söylüyor..  Çünkü milletin derdi ahlaktır, inançtır, imandır, ecdat kültürünün yenilenmesidir. İşte bu emanetler kutsal değerler olarak korunup kollanmıyorsa bu milleti sükut-u hayale uğratır... Vebali çok ağırdır.

***

Dünkü yazımızda dile getirmiştik.. Ki tekraren dile getiriyorum... Öyle inanıyoruz ki AK Partinin başında bulunan muhterem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın taşıdığı misyon da bu yöndedir.  Onun için mecliste desteklemek lazım, milletin desteklemesi lazım…

Desteklenmezse milletçe çok büyük bir vebal altına girmiş oluruz..

Neden mi? Çünkü siyaset dünyasında 70-80 seneden beri aradığımız siyasetçidir. Milletin ruhunu okuyan ve temsil eden bir kişi...

***

Abdestsiz, namazsız, besmelesiz olan, terör örgütleriyle işbirliği yapan, tabiri caizse herkese öpücük dağıtan Kemal Kılıçdaroğlu’na ve onun zihniyeti olan CHP’ye oy verilemez.  Verilmesi halinde, büyük bir vebalin altına girmiş olunur...

***

Lakin, yüce İslam dinine inanmış birisi varsa, mutlak surette ya oyunu geri ister, ya da çok büyük tövbe istiğfar etmesini ister... Ki kendisi de, “Ya rabbi beni affet, bu küfür sistemine ben nasıl oy verdim” diye nedamet duyacak.  Bu inançsızlık güruhuna nasıl oy verilir diyerek tövbe etmesi gerekir.  Milletimiz ferasetlidir ve o ferasetle yaşamak istiyor.  Biz de öyle inanıyoruz.

***

Müslüman bir millet, inancına ve dini gerçeklerine, kural ve kaidelerine uymalıdır.  Küfre, inançsızlığa, kelime-i şehadet dahi getiremeyen insanlara oy vermemelidir... Verildiği takdirde çok absürt bir durum içine girer, tövbe etse dahi belki tövbesi de kabul edilmeyecek.

Çünkü mutlak bir küfre oy vermiş oluyor. İslam’ın semtinden geçemeyen bir zihniyeti hakim kılmış olur..

***

Siyaset milletin emanetidir.. Milletin o emanetine sahip çıkmak lazım ve sadakatle emanetini omuzlarında taşıyan insanlara oy vermesi lazım… Aksi takdirde kıblesi olmayan, ibadeti olmayan, başı secdeye değmeyen insanlara oy verilmez, verildiği takdirde onun vebali çok ağır olur.  Allah’ın huzuruna büyük bir suçla çıkmış olur ki maazallah.  Allah’ın yolunu tanımayanlara oy verilmez, verildiği takdirde sorumluluğu ve vebali çok ağırdır ve affedilemez.

En derin saygı ve sevgilerimle…