SEÇİME 2 GÜN KALDI!?
Evet, bugün ve yarın.. Diğer gün ise pazar.. Milli irade temsiliyet noktasında, Pazar günü sandık başına gidip “reyimizi” kullanacağız.. Temennimiz, ümit ve beklentimiz, “ülkenin ve milletin âli menfaatine yönelik” bir sonuç çıkmasıdır.. Ki kaç gündür bu minvalde, sizlerin nam-ı hesabına ve tabi ki milletin “inancı paralelinde” kelam ediyoruz..
***
Bu kadir şinas millet, aba ecdatlarından beri, İslam kültürü ve medeniyetiyle yaşaya gelmiştir.. Her daim, İslam mefhumuyla kendini ayakta tutmuştur ve kendine de Kur’an-ı Kerim’i rehber kılmıştır.. Peygamber Efendimiz’in yaşamını, hadislerini de, insani, vicdani ve rahmani olarak, kendine karakter olarak biçmiştir.. Gerektiği yerde savaşmış, gerektiği yerde barışmıştır, ama her daim çıktığı yolda zaferler elde etmiştir..
***
Kimseye boyun eğmemiş, diz çökmemiştir.. Haçlıları tarih boyunca denizlere döken, ümmet olmuştur… Bunu da, tevhid inancı sayesinde gerçekleştirmiştir.. Kişilerin ve zümrelerin değil; “iman şuurunu” hakim kılarak, becermiştir.. “Ölsem şehidim, kalsam gaziyim” ilkesiyle mücadelesini sürdürmüştür.. Aynı anlayış içerisinde gerçekten yeryüzünün üçte birini rahatlıkla alabilmiştir.
Gittiği yerlerde de kelime-i şahadet mefhumunu enjekte etmiştir. Orada camiler, minareler, medreseler yaptırmıştır. İslam kültürüyle, ahlakıyla o alınan yerlerin insanlarını eğitmiştir ve onları da yine İslam’a kazandırmıştır. Hiçbir şekilde başıboş kalmamıştır ve hakimiyeti altındaki milletleri de, sahipsiz bırakmamıştır…
***
Kupkuru bir Türkçülük anlayışıyla değil, Kemalizm anlayışıyla hiç değil… Laikçilik anlayışıyla da değil… İslam’dan uzak bir cumhuriyet felsefesi ve anlayışıyla da değil… Cumhurun İslam ilkeleriyle donatılarak yola çıkılmıştır, o inançla hareket etmiştir. Kelime-i şahadet inancını kendine bayrak yapmıştır, sancak yapmıştır, parola yapmıştır ve yürümüştür. Yürürken de kazanmıştır. Bu itibarla daima üstün anlayışa sahip olmuştur.
***
Ne zaman ki, zafiyetler içerisine girmiş, İslam’sız, imansız, inançsız kavramlarla kendini meşgul etmeye başlamış, işte o zaman da ne zafer kazanabilmiştir, ne de bir ilerleme kaydedebilmiştir.. Zira olup bitenler tarih sayfasında yer almaktadır.. Geçmişe yönelik, tarihe yönelik her şey ortadadır, kimse de yaşananları inkâr edemez.
***
Ecdat yadigârı olarak bize kalan bu topraklar, inanın ki şühedaların kanıyla sulanmıştır. Onun için bugünkü mevcut “ay yıldızlı bayrak” Kosova’da I. Murad, şehitlerin kanına yansıyan ay yıldız görüntülerden esinlenerek bayrak yapmıştır. Dolayısıyla bu ülke, bu vatan, bu memleket insanı İslamsız ne yaşar, ne de bir yere varabilir..
***
İslam’ı ortan kaldıran anlayış kesinlikle batıya ve batıla hizmet ediyor ve ajanlık görevi yapmışlardır. Bu itibarla tarih boyunca i’la-yı kelimetullah uğruna mücadele veren aba ecdadın evlatları da bugün aynı yoldadırlar. Yani manasız bir laikçilik anlayışı bu memleketi bir yere götüremez. Onun için her zaman bu sütunlarda yazıyoruz. İlkemiz; bir devlet olabilmemiz için, bir bütünlük içerisinde yaşayabilmemiz için “ümmet olmalıyız?”…
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ya; “Bir olalım, iri olalım, diri olalım, hep birlikte Türkiye olalım…” İşte bu şiar ve beyan; ülke ve millet için yerli yerinde bir ifadedir. Ki bu da ancak toplumu İslam kültürüyle aşılamakla olabilir. Siyasiler, kanunların engel teşkil ettiği İslam kelimesini telaffuz edemiyorlar, ama kesinlikle İslam ve iman, inanç kültürü olmadan millet olunamaz…
***
Nitekim hal-i âlem ortadadır. Çok kirli toplumsal ahlaki çöküntülerden de kendimizi kurtaramıyoruz. Onun için Kur’an-ı Kerim’in üstünlüğünü kendimize bayrak yaparak yola çıkmamız lazım. Mevcut bayrağımız da yine aynı o manadadır. Zira kırmızı zemin şüheda kanını andırıyor. Bu itibarla biz ne yaparsak yapalım, dışa bağımlı anlayışlar ve o anlayışların temsilcileri, kurulan cumhuriyetimizi İslamsız bir mana olarak ortaya koymuşlarsa da artık bugün o devir geçmiştir. Bugün cumhuriyetimizi, kültürümüzü, İslam inancıyla donatalım ve yola çıkalım. O zaman dünyanın efendisi oluruz ve yeryüzünün üçte birine hâkim oluruz.
***
İslam paralelinde adım atamayan bir millet hiçbir zaman kendini toparlayamaz ve kendini üstün seviyede yürütemez.
Her daim ifade ettiğimiz gibi.. “Ecdatlarımız gibi biz de Kur’an-ı Kerim’in anlamını, manasını ve lafzını gençliğimize enjekte edelim ki terû taze imanlı bir gençlikle güçlü bir toplum haline gelelim. Yoksa mevcut manzara hiç de sağlıklı değil… Nereye gidersen git, her tarafta dopdolu insan var, fakat inanç kültüründen yoksunlar… Memleket inançsız siyasetle bir yere varamaz.
***
Siyasilerimiz de inanç kültürüyle yola çıkmalıdır ki bir yere varabilsinler. Aldatmacalarla, makyajlı konuşmalarla memleket, ülke bir yere varamaz, toplum da aldanamaz. Bir yere kadar gider, sonra millet farkına varır ve şamarını indirir. Bu itibarla yüz yıldan beri CHP’yi yani solu iktidara getirmeyen bu millet, hiçbir zaman kendi benliğini yitiremez, kaybedemez.
***
Amma velâkin sağ geçinip, muhafazakâr geçinip solun kültürünü, geleneklerini memlekete enjekte etmeye çalışan bir zihniyet varsa, millet geçici olarak ona inanabilir ancak farkına vardığı an her şeyi tersyüz eder ve aldatıcılara da deyim yerindeyse lanet okur.
Onun için diyoruz ki sakın zinhar, İslam çizgisinden çıkmasın siyaset.
En derin saygı ve sevgilerimle.