DİYARBAKIR SPORDA SAHİPSİZ Mİ ?

“Sahipsiz memleket” klişe sözünün en fazla kullanıldığı şehirlerden biri Diyarbakır’dır. Siyasette, ekonomide, ticarette, sporda. En çok da sporda kullanılır. Çünkü 2 milyonluk şehir sporun hiçbir alanında beklenen konumda değil. Nasıl olsun ki? 12 yıldır futbolda en üst iki ligde yok. Diğer takım sporlarında da temsiliyeti yok üst liglerde. Bireysel branşlarda zaman zaman başarılı olsa da bu durum zevahiri kurtarmaya yetmiyor.

Diyarbakır,sporda başarıya aç. Nüfusun yarıdan fazlası genç ve gençlerin önemli bir bölümü üst ligleri görmedi. Büyüklerden dinledikleri geçmiş Diyarbakırspor başarıları da kaın doyurmuyor artık. Bir nesil başarıdan yoksun şekilde hayallerle yaşıyor. Her geçen yılın hüsranla bitmesi de umutlarını kırıyor.

Son Amedspor-Tarsus İdman Yurdu maçındaki inanılmaz tribün atmosferi aslında bu kentin tüm bileşenleri için ciddi mesaj içeriyor. Ahali ,”bu kente sahip çıkın, birlik olun, gücünüzü birleştirin,bırakın ayrışmaları” diye haykırıyor.

Gelin görün ki bu mesaj ulaşılması gereken yerlere ulaşmıyor. En azından kulak kabartan yok. Bu atmosfer başka şehirde olsa o şehrin ileri gelenleri, bileşenleri o kadar çok şey yapardı ki. Maalesef Diyarbakır’da seçilmişler ve atanmışlar, kentin ekonomi ve iş dünyası, sivil toplum örgütleri efsane Ali Gaffar Okkan’ın gösterdiği duyarlılığın vızıltısı kadar olamadı. Zaten bütün sorun da burada.

Bu kent sahipsiz değil. Tam aksine bütün mesele sahiplerinin çok olması. Herkes kendi penceresinden ve egosundan bakınca başarı için şartlar oluşmuyor. Bir türlü doğruların etrafında birleşemiyor. Kent milliyetçisi olamıyoruz. Bunu başarabilirsek, bir akıl buna öncülük ederse emin olun Diyarbakır sporda Avrupa kenti olur.