"AÇ KÖPEKLER" HA!…

Affınıza sığınarak, sormak istiyorum.. Sizce, "Aç köpekler" ifadesi "hakaret" içeriyor mu, içermiyor mu?.. Yani, "suç teşkil" edici bir yönü var mı, yok mu?…

***

Öyle inanıyorum ki, "en hasım ve siyasi rakibiniz" dahi olsa, "kabulü" ve ifadenin kullanımı mümkün olmaz?.. İmtina edersiniz?.. Saygı ve onur noktasında; “rezilce” bir ifade dersiniz!.. Hele ki, bu çirkin tanım üzerinde hedef alınan bir bayan ise!...

***

Ama gel gör ki, bu ifade alenice ve sosyal medyada, "bir bayana" yönelik, kullanılıyor.. Hedefteki kişi, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un eşi Fatmanur Altun.. Bu "laf" hanımefendiye ediliyor..

***

Kullanılan cümle şöyle.. "İslam'la alakası yok bu aç köpeklerin…" Bayan Altun da, "fütursuzca sergilenen ahlaksızlığı", yargıya taşımış, "hakaret davası" açmış..

***

Sizce mahkeme ne karar vermiş olabilir, açılan bu "hakaret" davasına ilişkin!?.. Ceza mı, beraat mı?.. Ne hazindir ki, "bu ifadede suç teşkil edicilik yok, hakaret söz konusu" değil, denilerek "beraat kararına" hükmedilmiş!?..

***

"Aç köpek" ifadesinin bir "olgusal temeli" olduğuna kanı getirerek, kararını tıkır tıkır döktürmüş.. "Olgusal temel" ne demek?.. Açılımı şöyle; "Deney ve gözlemle doğrulanabilecek kadar doğru" bir ifade, olduğunu yazarak, açıklık getirmiş?..

***

Bakar mısınız hal-i duruma!… Biri size, "Aç köpek" diyecek, Yargı da "gözlemle doğrulanabilecek bir durum" diyecek.. Ve böylece; "Aç köpeklik" tescil edici bir karara imza atılacak?.. Bir ölçüde, "siz o sözü hak ediyorsunuz" demeye getirecek…

***

En vahşi fütursuzluksa da!.. Kendini demokrat, liberal, sosyalist, feminist, kadın hakları savunucusu olarak gösteren, örgütlerin bu karar üzerine, tepinmeleri… Bakış açıları her zamanki gibi "faşizan!…" Ne diyorlar, Altun'un eşine yakıştırılan "Aç köpekler" ifadesiyle ilgili… Neymiş; "Fikir ve Düşünce Özgürlüğü…"

***

Yani, onlar için, onların cephesi için şerefi, haysiyeti, onuru ve saygınlığı "ayaklar altına" alan, her söylem "fikir ve düşünce" özgürlüğü kapsamındadır.. Ama iş kendilerine gelince, "kuyruğuna basılmış kedi misali" fikir de yok, düşünce hiç yok çatlağı var!…

***

Nitekim, "hakaret davasında" sanığı koruyup kollamanın yansıra, bilfiil suça iştirak etmiş olan, Hakim'le ilgili, Altun'dan gelen serzenişe gösterilen tepki de var!.. Vay sen misin, "O hakimi" hedef gösteren, tepki veren!.. O'nu HSYK'ya nasıl şikayet edersin, paspaslığı!

***

Tablo der demez insana; hani ya  birileri, "adalet adalet, yargı yargı" deyip duruyordu sözünü ikmale getirtiyor!.. Ne diyorlardı çığırtkanlar, "Bu Yargı AKP'nın yargısıdır.. Hakimler ve Savcılar, bu iktidarın el pençesindedir.. Ha bir de, HSYK'ya "Alçak kurul" diyenler de vardı?.. Sizce "olgusal bir temel" noktasında, kim onlar?..

***

AYM'Yİ KAPATMAK!…

Bahçeli "hız" kesmiyor?.. Anayasa Mahkemesi'ne çok kızgın.. HDP'nin "kapatma davasını" usulden, iade etti diye… Diyor ki, "HDP kadar, AYM de kapanmalıdır?"..

***

Öyle ya!.. Adam, "bakkal dükkanı" kapatır gibi, AYM'yi kapatmak istiyor.. Kimse de, demiyor "de hadi kapat?"… Vaki mi böyle bir makam, merci ve güç!… Aslında var; o da denir ya "sıkarsa"…

***

AYM'yi kaldırmak için, öncelikle "Anayasa Dayanağı" ortadan kaldırılmalı.. O da, 146 madde.. Bunun için de, Anayasa Değişikliği şart.. Eee; ahali olarak ne diyoruz "Sivil bir Anayasa.."

***

Buyrun, AYM'nin "kapatılması" gerekçesiyle, çıkın yola!… Anayasayı değiştirin… Sivilleşin.. Vesayetlerden kurtulun.. Demokratik, çağdaş, özgürlükçü, sivil, milli iradeyi önemseyen Anayasa, ikmale getirin..

***

Ardından, isterseniz AYM'yi de, isterseniz MGK'yı da, isterseniz TTK, TDK, YÖK hatta RTÜK ve BİK'leri, "yetti diyerek" bir kenara, koyabilirsiniz.. Ama nerdeeee; o yiğitlik!… Sizinkisi, salla gitsin!...

***

 

ADALETİN BU MU DÜNYA?..

Neyse, Selda Bağcan'ın "Adaletin Bu mu dünya" şarkısını, burada seslendiremeyeceğim…

Tabi, şarkının metni de aktarmayacağım..

Ama, kısa bir öykü ile "hukuku ve adaleti, adaletsizliği" aktarmak istiyorum…

Çünkü, "hak" noktasında atılan ilk, adım "haksızlığı" ihtiva ediyorsa, tüm adımlar peşi sıradır..

***

Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer..

Girer girmez de; bir öğrenciye yüksek ses tonuyla adını sorar.

Öğrenci,

“Ali” diye yanıt verir.

Öğretmen bir anda tepki verir..

Ve der ki;

-“Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme..”

Sınıf buz kesmiş…

Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedirler..

Ali neye uğradığını anlamadan, sınıfı terk eder..

Herkes ne olduğunu anlamak için, suspus kesilmiş bekliyor..

Tek bir ses yok..

***

Öğretim görevlisi sınıftaki sessizlikle beraber ileri geri dolaşmış sınıfın içerisinde..

Öğrencileri süzüyor Öğretmen…

Öğrenciler de, öğretmenle göz temasına gelmemek için kaçınıyorlar…

Bir süre sonra Öğretmen'den yükselen ses..

-“Kanunlar ne için vardır?..”

Öğrencilere sorarak, derse başlar…

Bir çok yanıt gelmiş öğrencilerden…

Biri düzeni korumak…

Diğeri toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak…

Öbürü yaşam haklarını idame ettirmek…

Bir başkası devlete güveni, o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek…

Bir diğeri de her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek..

***

Hoca başka diye tekrar sorunca, bir öğrenci çıkıp şöyle der..

-“Adalet için..”

Bu yanıtı verene öğretmen parmağı ile işaret ederek, aradığım yanıt bu dercesine söylenir..

-“Peki az önce arkadaşınıza adaletsiz davrandım mı?…”

Öğrencilerden gelen yanıt…

-“Evet hocam”.

Öğretim görevlisi sınıf kapısını açarak dışarıdaki öğrencisini içeri alır ve teşekkür edip yerine geçebileceğini söyler…

Herkes bunun bir senaryo, oyun olduğunu sanır…

Ama değil..

Çünkü, öğretmen henüz son sözlerini söylememiştir..

***

Ve der ki..

-“Peki, buna hepiniz şahit oldunuz, neden tepki göstermediniz, bir açıklama istemediniz, arkadaşınızın hakkını savunmadınız!?..

Sınıf, donmuş vaziyette kimseden ses yok…

Öğretmen konuşur…

-“Bakın sevgili arkadaşlar, bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir öğüt var, bunu size 100 saat sınıfta ders versem anlatamazdım..”

Son sözlerini söyleyip dersi bitirir.

-“Asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetinde olmayın, o yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır.”

-“Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkumdur.”

-“Bir şahsa karşı yapılan haksızlık, herkese karşı yapılmış bir tehdit demektir.”

***

GÜNÜN SÖZÜ

Neden; "İnsanlar sevdikleri şeyi yok etmeye, daha sonra da yok ettikleri şeyi yeniden sevmeye ve değer vermeye meraklıdırlar."