BEKÇİLER NE DİYOR?..

Tanıdık bazı bekçi dostlar aradı.. Sohbet ettik.. Şehri "istila" eden, cirit atan, kol gezen "hırsızlara" dair, kaleme aldığım yazıya dair, konuşacağımızı sandım.. Yok, meram başka!!…

***

Nitekim, "bizim tuzu kuru" mahiyetiyle, kendi mahallelerinde hırsızlık olmaz, hırsızlar buralara gelemez gururuyla, arz-ı endam ettiler… Olmazlar mı?

***

"Sorumlu oldukları" mahalleler, ekseriyetiyle "güvenlik teşkilatı" olan, sitelerin bulunduğu bölge… Yani, Mobese Kameraları var.. Yani, son dönemlerde, droneli takipte var bu bölgelerde..

***

Binaların kendi, 7/24 güvenlik kameralarının faal oluşu denir ya, hal böyle olunca; "hırsız enseleneceği yere gelir mi, girer mi?"…

***

Lakin, Sur ve varoş bölgeleri, Yenişenir'in Ofis, İçofis, Şehitlik, Ben-ü Sen, Fiskaya, Seyrantepe!.. Bağlar'ın varoş bölgesi değil.. Kayapınar'ın da Huzurevleri.. Gazilerin bir bölümü.. Buralarda "hırsızlar kol geziyor, cirit" atıyor..

***

Neyse; arayan bekçilerin asıl meramının bizim "hırsızlık mevzusu" olmadığını yazı girişinde, aktardım… Dertleri, Fatih Terim'in kendilerine ilişkin, "sarf" ettiği cümle…

***

Öyle ya, haftasonu Fatih Karagümrük maçı vardı.. Galatasaray bu maçta, 2-1 yenildi.. Maç'taki hareketlerinden dolayı Fatih Terim 69 dakikada, "sen nasıl bir hakemsin" bağırmasıyla, kırmızı kart görerek, saha dışına çıkarıldı..

***

 

Hakem Mustafa Öğretmenoğlu'na denilene göre.. Ki basına da yansımış.. Fatih Terim, saha kenarında şöyle bağırmış… "Maçı katlettin. Onların da hakkını yiyorsun. Git anlat akşam Fatih hocayı attım diye. Terbiyesiz, ahlaksız. Sen bekçi bile olamazsın. Sen nasıl hakemsin ulan Mustafa Öğretmenoğlu."

***

Bizim bekçiler, Terim'in bu konuşmasının içerisindeki "Sen bekçi bile olamazsın" sözüne içerlenmiş, tepki koydular.. Haksızlar mı?.. Değiller.. Haklılar…

***

Vaziyet, "aslında ayrıştırıcı" dilin giderek, kültürleşmesi, sıradanlaşması, günlük konuşmaların, "içerisine" zerkinin fütursuzca yapılmasıdır.. Neden birine kızdığımızda illaki onu; bir başka "mesleğin, kişinin vasfına" dahil, ederek söylemiyoruz.. "Sen adam değilsin" demek varken..

***

Neyse!.. Bekçi dostun arama meramının muhtevasıyla, Fatih Terim "sen ne zaman adam olacaksın" onu bi de diyerek, nokta koyalım.. Bekçilerimizi de, sahiplenelim...

***

ÖZEL'E "DİKTATÖR" SİLLESİ!…

Denir ya "birine laf edeceksen, kendi geçmişine bakacaksın?"… CHP ve Sözcüleri.. Hele ki, lideri dahil, ne yazık ki "geçmişlerinden" be haberdar, takınıyorlar… "Buhranlar" üretmekte, üstlerine yok!..

***

Ne diyor, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, İspanya’yı 36 yıl inim inim inleten diktatör Franco’ya benzetiyor.. Yani, "Sen diktatörsün" diyor.. Son kelimesi var, "o rezilce.?!"

***

Cumhurbaşkanı kendisini mahkemeye verdi… Yargı ne karar verir bilmem… Ama Özel'in, hem geçmişinden be haberdar hali, hem de dün olduğu gibi bugün de, "demokrasiyi" yaşatma adına can veren, bedel ödeyen Millete ve Erdoğan'a "buhranlarda" bulunuyor…

***

Dün Selvi kaleme almıştı.. İktibas edelim.. Bir kere, General Franco seçimle gelmedi.. Ki, seçimle de gitmedi.. Hitler’in de müttefiki idi..

***

Peki Erdoğan!.. O bu milletin "oylarıyla" yani milli iradenin "seçimiyle" geldi… İktidarı da, "anasının ak sütü gibi helal.?" Ve siyasi geçmişi var… İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan, Cumhurbaşkanlığı'na gelen bir "siyasi geçmişe" sahip!…

***

Ve 18 yıllık iktidarı.. Ve öncesindeki siyasi mücadelesi.. Bir tek evresi, "demokrasi dışı, milli irade dışı" olmamıştır.. Hep, siyasi rakipleriyle "sandıkta" mücadele etmiştir.. Ve halkın iradesiyle; "seçilmiştir.."

***

Ona "muhtar olamazsın" diye, hüküm verenler oldu.. Bir şiir okudu diye, cezaevine atıldı.. Ancak bu milletin milli iradesi; "demokrasi dersi vererek", sahiplendi… En tepeye kadar çıkardı..

***

Demokrasi dışı "müdahalelere" maruz kaldı… 27 Nisan e-muhtıra mı, 17-25 Aralık mı, Gezi olayları mı, Hendek-Barikat terörü mü, Parti Kapatma mı, şahsına yönelik "suikast" tertipleri mi.. Ve en son 15 Temmuz kanlı darbe girişimi..

***

İşte, "siyasi hayatı" böylesi bir destana sahip lidere "diktatör" demek, onu Franco'ya benzetmek, Hitlerin müttefiki gibi laflar üretmek, en basit ifadeyle, "ahlak dışılıktır.."

***

Erdoğan!… Olsa olsa "demokrasinin simgesi" milli iradenin "abidesi" olur.. Selvi güzel dokundurmuş.. Diyor ki, "Madem Erdoğan diktatördü, o zaman onunla seçim yarışına niye giriyorsunuz?"…

***

Sonuç itibariyle, mevcut siyasi partilerimiz içerisinde "diktatörlükten" söz etmeyecek bir parti varsa, o da CHP'dir.. Çünkü, CHP'nin geçmişi, kuruluşu ve 27 yıllık "tek parti" dönemi, hele ki her 10 yılda icra edilen darbelerin "arka bahçesi" olma vasfı, çok ama çok "diktatörlükler" içermektedir…

***

AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun Özel'e verdiği cevaba dair iki gazete kupürü, zaten her şeyi ifade etmeye yetiyor…

***

İşte birinci kupür… Özel'in o diktatör dediği ve Erdoğan'ı ona benzettiği “General Franco’yu" resmen ve ilk tanıyan dönemin "CHP yönetimidir...”

***

İkinci kupür.. Peki ya, Hitler'le olan CHP'nin ilişkileri.. İşte o da bu kupürde, ifşa olmuş…Cumhuriyet Gazetesindeki haber… “Milli şefle faşist Hitler’in aralarındaki samimi münasebetleri" başlığa çeken haber…

***

Boşa demiyorum, bu diktatör işleri CHP’nin Aşil topuğu.

***

YILIN SON ANKETİ….

Masada, Konsensus'un "Yılın son anketi" var.. 5 ila 15 Aralık tarihleri arasında yapılmış.. 81 il, 530 ilçe ve 87 seçim çevresinde "seçmenin nabzını" tutan bir anket!…

***

Yapılan ankette partiler yerine hangi ittifak bloğuna oy verirsiniz sorusu sorulmuş?…

Gelen yanıtlar şöyle…

AK Parti ve MHP’den oluşan Cumhur İttifakı 51.4…

CHP, İyi Parti, Demokrat Parti ve Saadet'ten oluşan Millet İttifakı yüzde 48.4…

***

Ankette Cumhurbaşkanlığı seçimini iktidar ve muhalefet bloğu olmak üzere iki başlık halinde sormuş.

Kararsızlar dağıtıldığında iktidar bloğu diyenler 51.6’ya ulaşırken, muhalefet bloğu 48.4’te kalıyor.

İki blok arasındaki fark 3.2 ediyor.

***

Başka bir nokta da, söz konusu Cumhurbaşkanlığı seçimi olunca kararsızların, oy kullanmaya gitmeyeceğini söyleyenlerin oranında ciddi bir düşüş yaşanıyor.

Hepsini topladığınızda 0.7 ediyor.

Demek ki, halkımız Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili.

Neden oy vereceğini ve neden vermeyeceğini kafasında netleştirmiş durumda.

***

Muhalefet 2021 yılı için erken seçimi dillendirmeye başladı. Erken seçim isteyenlerin oranı yüzde 24.4’te kalırken katılımcıların yüzde 75.6’sı ise 2023’ü işaret etti.

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar değişir ve onlar genellikle asla olmam dedikleri insanlar olmaya başlarlar.