HALAMIN BIYIKLARI…

Tamer yine "cuk" diye oturmuş, kitabın ortasından!.. Ah sizin şu, "yaygın" ezberleriniz var ya!.. Ne melem bir tünettir ki, "değişmez.." Ama hep, "yeniymiş" gibi, körükleniyor!…

***

Ne diyor zat-ı na-muhteremler!… Dün gibi; bugün de aynı ifade… Eğer ki, "Menderes erken seçim kararı alsaydı, 27 Mayıs Darbesi olmazdı?.." Eee; "Kurt kuzuyu yemeyi kafaya koymuşsa bahanesi çok olur?"… Doğru seçime gidiyoruz deseydi; olmazdı.. Ancak bir şart vardı.. "Seçimi kaybetseydi" o 27 Mayıs Kanlı darbesi olmazdı?… Yani mesele bu!..

***

Peki ya, 12 Eylül Darbesi'ne ne dersiniz?.. O sizin, "meşruiyet" kazandırdığınız, ezber!.. Eğer ki, Demirel ile Ecevit "uzlaşsaydı?"… Sendikalar.. Öğrenciler.. Dahası, üniversiteler!… Ki bunlar da olmamış olsaydı, "darbe" olmazdı?.. Bir sağdan, bir soldan.. Olmadı yaş küçük, büyüt ondan sonra dar ağacına çekilme olmazdı?.. Türkiye'de "ırkçılık" faşizanların girdabına düşmezdi?.. Yani, mesele bu!…

***

28 Şubat mı?.. Erbakan ve Çiller bir olmasaydı?. Refah-yol" hükümeti, kurulmasaydı?.. Erbakan, Başbakanlıkta "iftar yemeği" vermemiş olsaydı?.. En önemlisi de, Erbakan "İslami kimliğini ve Milli Görüş gömleğini" çıkarıp, gardıroba koysaydı!.. 28 Şubat denilen; "bin yıl sürecek" narasını atan Çevik Bir ve Hüseyin Kıvrıkoğlu, "postallarına" nal vurmazdı?.. Yani mesele bu!…

***

71'i değil, 2007'deki e-muhtıra?.. Eee; Erdoğan "vesayetin" huzurunda, el pençe dursaydı?.. 20'lik subaylara, "siz ne derseniz, emrinizdeyim" deseydi?.. Muhtar bile olamaz dediklerine, "şapkasını alıp, gitseydi, pardon ceketini alıp gitseydi?"… Pişamalı medya patronlarına arz-ı endam etseydi.. Ne genç subayları rahatsız edecekti.? Ne de medya?.. Böylesi bir hal-i duruma girmeseydi; sabataist Yaşar Büyükanıt, "e-muhtırayı" gece yarısı kaleme alıp, Genelkurmay’ın internet sitesinde yayınlatmazdı?.. Darbe sevici İlker Başbuğ'a "komutanım, yazı tamam" deyip, nara atmazdı?.. Yani, mesele bu!…

***

Ve 15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişimi!.. Şayet, Erdoğan FETÖ denilen "ahtapot" yapının "gerçek yüzünü" vakıf olduktan sonra, bunlar beni "yutar korkusuna" kapılıp, "hocam hocam" deseydi!.. Ülkenin idaresine, zihniyetin sahiplerini otursaydı.. Şehirlinin köylünün evine valiyle birlikte misafirliğe gitme hikayesi gibi; "ne varsa, yedirseydi?"… ABD'nin, komutasına "biad" edici, olsaydı.. Ne 15 Temmuz.. Ne, 17-25 Aralık ve ne de, 7 Şubat olmazdı?.. FETÖ'nün bir erken seçim istemi de yoktu?. Yani mesele bu!?.

***

Vaziyetin ikmali, "halamın bıyıkları" misali!.. Doğru, şu "demokrasi" denilen, illet var ya!… İşte o, olmamış olsaydı.. Aha da buradan her türlü iddiaya giriyorum ki; "hiçbir darbe, darbe girişimi, müdahale" söz konusu olmazdı?… Bence, en büyük suçlu ve vebal sahibi, "demokrasiye" sarılmış olan, milli iradenin ta kendisidir?.. Şu, millet iradesi olmazsa, vaki mi bunların zerre-i miskal bir tekinin vücuda gelmesi!… Yani mesele bu!..

***

PARLAMENTER SİSTEM!..

Sahi, döner miyiz?.. Dönersek ne zaman döneriz!.. Erdoğan "başkanlığı" biterse!… Yani bir daha, yüzde 50-artı 1'i bulamazsa!.. Peki, ya rakip bu oranı bulsa.. Sizce, "reisliği" bırakır mı?.. Kendini, "sorumsuz" ama her mevzuya müdahale eden atanmışa; "boyun" eğici olur mu… Bu iş; karışık!…

***

Erdoğan, "siyasete" devam derse.. Ak Parti Lideri olarak kalırsa, vaziyetin ikmali nasıl bir seyir alır?.. Eee; seçime girdi ve kazandı?.. O zaman Başbakan olacak?.. Bir mani var mı?. Bana göre yok… Nitekim, Türkiye'nin siyasi tarihinde, örneği var?.. İsmet İnönü… Hatta 11 yıl aradan sonra, Reislikten, Başbakanlığa geldi…

***

Lakin, işin gel-gitleri bir adım sonrasını sürekli; "muamma" kıldığı için!.. Söylenecek söz; "Parlamenter sisteme" dönüş, hele bir olsun; o zaman!..

***

BAY KEMAL'İN TALİMATLARI!…

Ey Başkan yardımcıları..

Ey grup başkanvekilleri..

Ey milletvekilleri..

Siz, İl ve ilçe teşkilatları…

Fermanımdır;

***

BİR.. Her kim olursa olsun, hiçbir şekilde "dini mevzulara" girmeyecek, yorum yapmayacak?…

***

İKİ.. Her kimi olursa olsun, hiçbir şekilde "Türk Silahlı Kuvvetlerini" eleştirmeyecek, yorum yapmayacak?…

***

Bu iki mevzu artık "bizim kırmızı" çizgimizdir.. Aşılmayacak, çizik atılmayacak?..

***

Ne güzel.. Ne güzel.. Ne güzel…

***

Tamer'in dediği gibi!.. Keşke şu kırmızı çizgi, hassasiyetine bir de, ülke ve millet "muhalifliğini de" ekleselerdi?..

***

ÜÇ… Her kim olursa olsun, hiçbir şekilde "Türkiye'nin milli birliği ve dirliğine halel getirecek muhaliflikte" bulunmayacak?…

***

KIZIM NERDEEE…

Bir annenin çığlığı!.. Erganili anne Bedriye Doku..

Elinde, Tunceli'de üniversite okurken, kayıplara karışan, kızı Gülistan Doku'nun resmi!…

Türkçe bilmiyor..

Kürtçe, "çığlık atıyor..

Ağıt yakıyor..

Ve kızım nerde diye sesleniyor..

Duyan var mı?…

An itibariyle, hala yüreği yanık, evlat ateşiyle kanayan Anne; "Gülistanım nerde" diyorsa demek ki duyan yok!…

Ne diyorlardı; analar ağlamasın!…

Ama ağlayan var, tıpkı HDP İl Binası önünde her gün gözyaşı dökenler gibi!...

***

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Şu kesindir ki; Boğaziçi Üniversitesindeki "protesto" gösterileri; "hala anlamadınız" kodunda!… Yani, ne Rektör Bulu'nun olması?… Ne Ak Parti'den adaylığı?.. Ne de, bu üniversiteden olmayışı?.. Zerre-i miskal; alakadar etmiyor.. İş tamamen; "üniversiteleri karıştırmak, ülke sathına yaymak?".. Gezi misali!.. Başaktör Kaftancıoğlu olunca, senaryo değişmezdir?.. Gözaltına alınanların şeceresine bakılırsa; iş kurgulu!

***

Yoksa!… Denir ya madem; "her şeyin sorumlusu" AK Parti'dir.. Sırtlayan odur?.. "Bilimin de, Üniversitelerin de" sorumlusu, İktidar ise.. Ki öyledir, o zaman bırakın da iktidar bir rektör atayıversin?.. İyisine kötüsüne bakarsınız!… Dereyi görmeden paçayı sıvamak, niyet sorgulayıcıdır?… Şayet olmasaydı, "kelepçeler üzerinden" şiirler, dizeler, hikayeler zincir misali, dizilir miydi?..

***

SOYLU NE DİYOR…

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Boğaziçi Üniversitesindeki" protestoculara dair, gelen eleştirilere verdiği cevap?.. Ne diyor Soylu…

BİR… Terörle irtibatlı illegal grupların üniversiteye girmesine izin mi verilseydi?…

***

İKİ.. Polise katil diyenlere göz yumulup "buyrun geçin mi" denseydi?…

***

ÜÇ… Terör örgütü marşı okuyanlara üniversite teslim mi edilseydi?…

***

DÖRT… Veya "Durun lütfen!.. Kapı tamircisi veya çilingir çağıralım mı?" denseydi?..

***

Nokta cümle.. Polis kanunun gereğini gerine getirmiştir.. 12 Eylül dönemine atıf yapanlara söylüyorum; demokrasi, hukuk ve insan hakları konusundaki siciliniz kapkaradır..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Koşarken değil düşerken yanında olup, kalkman için elini uzatandır, dostun!…