IRKÇILIĞINIZ BATSIN HEMİ?!

Diyeceğim şu!.. Her kim ki; “Kürtler ve Türkler” adına kendinde konuşma, yetkisi görüyorsa!.. İlk önce; “ağzından dökülen” sözcükleri, bin kez düşünmeli!… Düşüncesinden çıkanları da “elekten” geçirmeli.. Ondan sonra, ne kelam edecekse etmelidir!..

***

Ne Türk’ün Kürt’e ve ne de, Kürt’ün Türk’e üstünlüğü yoktur.. Ki olamaz da!.. Eşittir ve birdirler.. Aynı inanca ve değerlerin sistematiğine bağlıdır… Kimse “imtiyazlı” olmadığı gibi “sınıfsal üstünlüğe de” sahip değildir, kendisini sahip de sayamaz, göremez de!.. Ötesi her iki kesime de “safi zarardır” ve husumet yaratmaktır..

***

Karayazı’da sözde öğretmen sıfatını taşıyanların “takındığı tavır, sergiledikleri tutum, ortaya çıkan hareket..” Ve beri yanda, adli ile idari tahkikata dair verdikleri ifade…Bunun üzerine yapılan yorumlar, sosyal medyadaki kutuplaşma, kısacası “ateşi körükleme” hali.. Hepsi bir bütünlük içerisinde; “ulvi değerlere” yönelik ihanet ve suikastın ta kendisidir!.

***

Ve şu gerçeği de; gözardı edemeyiz!.. Gerek yaşadığımız kıta, gerekse yer küresindeki diğer kıtalarda “Türklüğün” tanımı nettir.. “Müslüman..”.. Yani İslami bir “kimliğin” ifadesi ve özeli olarak, bilinir, tanınır, öyle kabul görmüştür.. İşte birileri bu “öğretiden” ulvi değerden Türklüğü kopartıyor, kopartma gayreti içerisinde bulunuyor.. Taşıdığı yer ise “kupkuru bir ırkçılık” zemini!…

***

Ki aynı minvalde, “Kürtleri de” İslam karşıtı gösterenler yok değil.. Varlar.. Ve bunu dehşetli şekilde, işliyorlar.. Onu soyutlayan… Zemininden, rotasından, inanç ve değerler sistematiğinden, uzaklaştırma gayretinde bulunan “ırkçı” ideolojinin de yaratmak istediği alacakaranlıktır.. Toplumsal yönde zifiri bir tünele hapsetmektir…

***

Özü itibariyle!.. “Türklük” ve “Kürtlük” ırkçılığıyla halkları birbirlerine “hasım” etmek!.. Sınıfsal “üstünlük” kategorisine taşımak, çatıştırmak, düşman belleme adına bu minvaldeki “ateşi körüklemek” Kağızman’daki “ihanetin” operasyonun bir fişeği misali, görüyorum!!.. Lakin bu ülkenin, birliğine, dirliğine, milliliğine, bekasına, kardeşliğine, ümmet olma sevdasına “kalleşlik” kurşunudur!…

***

Onun için bu toprakların “havasını soluyan” her birey!.. İster, Türk ister Kürt olsun.. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) veda hutbesinin muhtevasıyla “haşir-neşir” olmalı!.. O yolu rehber edinip, yürümesi gerektiği gibi sahiplenmelidir!.. Çünkü, İslam “ırkçılığı, şovenizmi, putçuluğu, tekçi ve vesayetçi, kimlik üstünlüğünü” topyekun, ayakları altına almıştır!..

***

Tek düstur “ümmet” olabilme şiarıdır.. İşte o şiarda “üstünlük yalnızca ve yalnızca takvamadır” gerçeğiyle; bütünleşmeliyiz!.. Ne batının “etnik ve sosyolojik sorunları” bize “ırkçılık” ateşiyle empoze etmesine meyilli olalım ne de “prim” verelim!…Tarih şahittir ki; bizi bizden eden “elin gavuru ve içimizdeki devşirmeleridir..” Dün olduğu gibi bugün de!…

***

Gelirsek; “tabeladaki” yazıya.. Yani “Kürtçe..” Ne diyoruz; “Türk de biziz, Kürt de biziz..” Yok bir farkımız.. Ki olamaz da!… Türkçe de bizim, Kürtçe de bizim.. Diller de, renkler de, ırklar da, İslam coğrafyasının, Mezopotamya’nın “zenginliğidir..”, Çağlar ötesi kültürümüz ve medeniyetimizdir; dillerimiz ve değerlerimiz!!.. Sözün kısası; “ırkçılığınız batsın, alın başınıza çalın” diyorum… Ve bilesiniz ki, biz bir ümmet olarak, koca bir  Türkiye’yiz!..

***

SİYASİLERİMİZE İTHAFEN!..

Nasreddin Hoca, “Bir Türk asla yalan söylemez” diye tutturmuş olan siyasal bir parti lideriyle; tabak çanak, bardak, fincan satan “züccaciye” dükkânlarını dolaşıyor ve içeri girerek:

- Sizde, diyormuş; solaklar için kahve fincanı var mı?

Tezgâhtarlar da:

- Yok, diyorlarmış.

Sadece bir züccaciyeci:

- Elbet de var, demiş; hemen gidip getireyim.

* * *

Biraz sonra da, tabağı içinde sapı sola döndürülmüş bir kahve fincanıyla dönüp gelmiş:

- Buyurun işte, demiş; solaklar için bir kahve fincanı.

Nasreddin Hoca, ırkçılığı ile ünlü siyasal lidere bakıp, sakalını sıvazlayarak gülümsemiş:

- Buna ne diyorsun bakalım, demiş.

Irkçı liderin yanıtı:

- Öteki dükkânlarda solaklar için kahve fincanı yoktu, bunda vardı; çıkarıp gösterdi.

Yalan bunun neresinde?

***

KİBİRLİ OLMAYIN!?

“İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin.

Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin.

Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun.

Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur.

Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önünde hesap verecektir.”

***

GÜNÜN SÖZÜ

Seni üzen insanları önemsememeye başladığın anda, mutlu edenlerin değerini daha iyi anlayacaksın.