KOBANİ OLAYLARI..

“Vandalların” yakıp-yıktığı can aldığı olayların üzerinden; 6 yıl geçti..

Çok şey konuşuldu, çok şeyler yazıldı, çizildi!..

Hukuki, adli, siyasi "çok merhaleler de" alındı, olaylarla alakalı..

Eksik mi, yeterli mi; tartışılır..

Bir zaman süreci işledi.. Kim ateşledi, kim körükledi?..

İnsani ve vicdani noktada kim durdu, kim "ayaklar" altına aldı?..

Siyasi ikmalde, kim malzeme yaptı?.

Kim, kendine varlık "silahı" olarak kullandı?..

Suçlu… Fail.. Katil.. Azmettirici..

Yardım ve yataklık eden..

Ölen ve öldürülenler..

Talan, yağma, yakıp-yıkma!..

Siyasi, ideolojik, ırk ve din hasımlığı üzerinde, kin ve nefret duygusunun provokasyonu!.. 

***

Evet, o karanlık üç gün..

Ve sonrasındaki, zaman dilimi "Kobani Olayları" olarak hafızalara kazınan vakıalar silsilesi, tarih sayfasında yerini almıştır..

Şu veya bu şekilde..

Ki, her daim de "girift" bir tarihin notu olacak..

Demem o ki!.. "Kobani olayları" her yönüyle; "vicdanları" yaralamıştır..

Yüreklerde devasa "büyük yaralar" açmıştır..

Düşen "kor ateşinin" sönmeyecek haliyle; coğrafyanın tüm kesimini "iliğine" kadar acıtmıştır..

Elbette ki, o günün müsebbiplerinden, her kim ise!.. İster siyasi, ister bürokrat..

İster, başka bir oluşumun içerisinde olunsun..

Katledilen 53 kişinin "kanının" hesabı tavizsiz sorulmalı!..

***

Ancak geçmişte yapılan, yaşatılan, zemin oluşturulan "yanlışlar" silsilesine bir kez daha düşülmemelidir..

Dünden, ders alınmalı..

Özellikle meselenin "siyasi" boyutu, çok ama çok iyi koordine edilmeli ve yönetilmelidir!?..

Aksi takdirde; yeni yaraların açılmasına, hasımlıkların körüklenmesine neden olur ki?..

Kısır döngüden çıkılmaz!?

***

MEZARLIKLAR!…

Dün buradan, Yeniköy Mezarlığıyla ilgili yazı kaleme aldım..

Bir kaç da resim paylaştım!..

Gün boyu, mesajlar, telefonlar aldım..

Yaşanan rezilliğe dair, gösterilen tepkilerin haddi hesabı yok!..

Denir ya bir dokun bin ah işit misali!…

"Ölüsüne saygısı olmayanın derisine saygısı olmaz" sözüyle; ilgili ve yetkililerin duyarlı olmasını istediler..

***

Salt Yeniköy değil.. Mardinkapı Asri Mezarlık da; neşterlik..

Ki burada, tinercilerin, balicilerin, "cirit" attığı..

Özellikle, Çiftehavuzlar bölgesindeki mezarlığın da, gözardı edilmemesini gerektiğini dile getirdiler..

İlgili ve yetkililere duyurulur derken!..

İl Valisi Münir Karaloğlu'ndan konuya dair, hassasiyet beklediğimi belirtmek isterim!…

***

Üstat ne demişti;

"Kabristanlar yurdun tapusu, mezar taşları ise mazinin şahitleridir?"..

Tapuyu da, şahitleri de ne olur; "emin ellerde" tutalım?…

Yoksa, tapudan da, şahitlerden de oluruz!?..

***

PAÇAMIZI NASIL KURTARACAĞIZ!..

Kimden mi?.. Elbette ki, "pandemiden..!?"..

Zamanı, günü, nasıl olacağını bilen var mı?..

Yok..

Ne deniliyor, aşı bulunursa?.

Peki, aşı "topyekûn", dünya ve insanlar virüsten arınacak mı?..

O da belli değil?..

Tedbirler, yapılması istenilene baktığımızda; "her söz dilek kipinde.."

Yani dilek ve temenni noktasında, iş seyir alıyor.

Ama vaziyet şudur ki; virüs "tek başına" tüm dünyaya karşı savaş açmıştır..

3. dünya savaşı..

İşte buradan, paçamızı nasıl kurtaracağız; o da bizim ve ülkemizin "maharetine" bağlı!..

***

MASKEYE ALIŞTIK GALİBA!…

Baksanıza!.. Bir hayli ilerleme ve "kabullenme", aşinalık var..

Artık, sokakta, caddede, alış-veriş yerlerinde..

Toplu taşıma araçlarında..

Evde, pazarda..

Şimdi; "maske" takılıyor..

Bir duyarlılık, bir kabullenmişlik var…

Artık maske, virüse karşı koruma amaçlı takılıyor, süs değil, kola bilezik diye takılmadığı, bilindi!?.

***

Denir ya nazar değmesin!..

Sosyal mesafeye dair, hassasiyette o derecede yükseldi..

Bana bir şey olmaz, virüste kim?..

Bu iş bir oyundur oyun, tezgahtır tezgah diyenler?..

Bakıyorum; fikirlerini değiştirmeye başladı..

Eski dağınıklık yok!?.. Hijyene önem, o zaten tartışılmaz!?..

Yani işi sıkı tutmaya başladık.

Eee; virüse verilen kurbanlar çoğalınca!?..

***

Tüm bu olumlu gelişmeye rağmen.. Ne yazık ki, Sur ilçemizde ve Yenişehir'in Ofis semtinde.. Hala da; "maske ve sosyal mesafe" kuralını hiçe sayanlar var..

Neden bu; keyfiyet ve zafiyet!..

Ne diyor Esnaf Adem Pusat.. "Şahsımız için olmazsa, bari sevenlerimiz için, maskeyi takalım?"..

***

GERÇEĞİ ÖĞRENİNCE!..

İlk bilgiler gelince; gururlanmış, hoşuma gitmişti..

Vay be diyerek; ABD'li "siyahiler" bizi "seviyor..!" 

Atatürk'e de hayranlar..

Bakar mısınız, Ermenilerin protestolarına karşı, Washington'daki Büyükelçiliği'nin önündeki "Atatürk" heykeline kendilerini siper yapmışlar..

Olası saldırılara karşı, korumaya almışlar!…

Nitekim, bazı yazılı medyada; bu minvalde haber ve yorumlar yapıldı…

Siyahiler, "Atatürk'e kendilerini siper ettiler" diye de, yazdılar..

Ama sonra; "vakıanın" gerçeği ortaya çıktı!..

Atatürk heykelini korumaya alan ABD'li siyahiler, "Özel Güvenlik Koruma" şirketinin elemanlarıymış..

Ve Büyükelçilik, onları "parayla" tutmuş..

***

Yani, bize ilk anda bildirilen "siyahi gönüllülerin Atatürk sevgisi" değil, paralı koruma ekibiymiş!..

Her ne ise ilk bilgilerin oluşturduğu gurur ve hoşnut "duygudan" çıkmayalım!?..

Öyle ya, dostu da sevindirmek için, düşmanı da çatlatmak için; "moralimizi en üst seviyede" tutalım!...

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Kültür "inkarı" emperyalizme köle olmanın da ötesindedir..