LEYLA'YI DA İSYANKAR ETTİRDİNİZ YA!….

Ne yazık ki.. Eee, boşuna söylenmiş söz değil; burası Türkiye enva-i türlü şebekler var!!.. "İnsan harcamakta" üstümüze yok!.. Hele ki, hakikatleri, güzellikleri, umut verici, gururlandıran, ülkenin ve milletin "göğsünü" kabartan başarılara "salya" akıtmakta bizim muhalefetin mahareti yüksek!.. Onu, gölgelemek.. Tabiri caizse; tinetli ruh karakterleriyle "itibarsızlaştırma" kampanyalarında en baba beceriye  sahip ülke ve milletiz ne yazık ki!!!…

***

Baksanıza, garabet duruma!… Ki, önceki yazımda "örnek" vermiştim.. Türkiye'nin sağlık alanında, son 18 yıl içerisindeki "devrimler" diye nitelendirdiğim hamlelere karşı "nerden nereye" geldiği?. İşte bu sorgulama kulvarında, İsveç'te yaşayan Leyla Gülüşken isimli kızımızın, "sosyal medya" üzerinden, attığı çığlığa, Türkiye hükümetinin gösterdiği refleksi, harmanlamıştım!…

***

Şöyle ki!… Kızımız Leyla, "Kalp Hastası" olan babası Emrah Gülüşken'e "Kovid-19" teşhisi konulmuştu.. İsveç'teki Hastane "virüs akciğere" inmeden "tedaviye" alınmayacağını belirtip, eve gönderilmişti!.. Ne ilaç ne de evdekilerin "karantinaya alınması" izolasyonu yok!.. Sözde, Sağlık alanında, gelişme ve ekonomik yönde, baş döndüren İsveç'teki bu durumu aileyi çaresiz bırakmıştı.. Nitekim, Leyla sosyal medya üzerinden “çığlık” atıp, Türkiye'den yardım istemişti..

***

İşte bu çığlığı, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan duydu.. "Duyarsız" kalmadı. Sağlık Bakanı Koca, tam teşekküllü ambulans uçakla, baba Emrah'ı ve üç çocuğuyla alıp, Türkiye'ye getirdi.. Tedavi altına alındı.. Şuan sağlık durumları iyi!..

***

Eee, burası Türkiye dedik ya!.. İşte bu "insani, vicdani ve rahmani" refleks.. Ki bu Türkiye'nin, gücünü, büyüklüğünü, gelişmişliğini, nerden nereye gelindiği hakikatini ortaya koyduğundan "birileri fena şekilde" rahatsız oldu ki, salya akıtmaya başladı… Halk deyimiyle, dipten bir şeylerin batma haliyle yerlerinden fırlayıp "akla ziyan" yakıştırma ve tezviratlar içeren, senaryolar sahnelenmeye başlandı?…

***

Nitekim, son iki gündür sosyal medyada, özellikle iktidar muhalifleri, pek tabi ki kendine "sosyalist" libası giydirenler de dahil olmak üzere; "Gülüşken" ailesi üzerinden, söylemedikleri laf kalmadı… İlk önce, şu algıyı üretmeye çalıştılar.. "Gülüşken" ailesi, AK Partili.. Aile çok zengin, "mülti milyarder…." Bol akçeye sahip bir aile imiş.. Dahası, bunlar Sağlık Bakanı Koca'nın hemşehrisiymiş.. Yani, Konya Kulu ilçesindelermiş!.. Onun için, "özel ambulans uçak" gönderildi.. Yoksa, gönderirlermiydi demeye getiriyorlar?..

***

Bu güruh ve trol yapı!.. Malum, "söyledikleri kulakları" duymadığı gibi; karşı tarafı da beyanını da; "üç maymun" kodunda değerlendiriyorlar.. Gülüşken, ailesi.. Özellikle Leyla.. Babasının hastalığını, kendisinin İsviçre'de "ekmek parası" için çalışma zorluğu, ailenin içerisindeki sıkıntıları bir tarafa bırakıp, bu salya akıtıcılara cevap yetiştirmeye çalışıyor…

***

Leyla feryat feryat bağırıyor.. "Yapmayın, etmeyin.. Biz fakir bi aileyiz.. Ben çalışıyorum.. Eğer ki, zengin bir aile olsaydık, şimdi ben babamın yanında olurdum.. Ailem orada olurdu. Biz, Konya'lı değiliz, Kulu ilçesinden hiç değiliz. Biz, Bakan Koca'nın ne yakınıyız, ne de hemşehrisiyiz!.. Biz, Batmanlıyız.. Biz Gerçüş nüfusuna kayıtlıyız.. Gidin bakın, orada yakınlarımız, akrabalarımız var…"

***

Maalesef, tüm bunlara rağmen kerameti kendinden menkul özellikle ana muhalefetin bazı üyeleri, vurdukça vuruyor.. İlginçtir, işi, Türk ve Kürt hesabına kadar indirdiler.. Ulusalcılar da; "mevzu" üzerinden tepinip durdular… Aile üyeleri.. Ki, Batman'daki yakınları; "örgüt mağduru oldukları, 1990'larda otobüslerinin ateşe verilerek yakıldığı, öğretmen olan kuzenlerinin şehit edildiğini, İsveç'e bu nedenlerden dolayı göç ettiklerini" demek zorunda kaldılar..

***

Anlayacağınız, hükümeti, AK Parti'yi, Türkiye'nin dünyaya örnek teşkil eden, büyük devlet kimliğini ortaya koyan "insani refleksini" önemsizleştirme adına, enva-i "linç" tertipleyen "güruhun" ağzına sakız ettiği Leyla'nın dün sabah beni etiketlediği paylaşımındaki sözü, ne kadar karşılık bulur bilmem.. Ki sanmıyorum; karşılık bulsun bu salya akıtıcılar nezdinde!.. Leyla'nın çığlığı; "Yeter artık, linç etmeyin.. İftira etmeyin.. Yalvarıyorum; bizi rahat bırakın?"..

***

Sonuç!.. Evet sonuç itibariyle, Kuzum Leyla sen de öğreneceksin, "Burası Türkiye" gerçeğini… Ve bileceksin, bu güruh, fitne üretici, linç kontraları, siyasetin lejyonerleri, ülkemin ve milletin içerisindeki emperyalistlerin piyon uşaklarının, hedefinin sen değil, mesele siyasette değil, "mevzu siz hala anlamadınız mı" zihnindeki hedefin, Türkiye olduğunu!… Yoksa; Türkiye'ye "diş bileyenler" tüm "illegal" yapılar ittifak içerisinde, salya akıtmazdı senin yaşadığın drama!?…

***

Bakalım, "eğitim sertifikası" için gittiği Hindistan'da mahsur kalan ve önceki gece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emriyle uçakla Türkiye'ye getirilen gözyaşları içerisinde ülkeye minnettarlığını dile getiren Seda Yavaş'a.. Akciğer rahatsızlığı nedeniyle Rusya'dan getirilen Tıp öğrencisi gence.. Onlara nasıl bir "linç operasyonu" yapacaklar?.. Uyarım, Leyla kızımızı örnek alıp, salya akıtıcılara şöyle bir sözle, bakış atsınlar.. "Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de adama bakarım adam mı  diye?".. Nokta!…..

***

SAHİ SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ!…

Öyle ya; bizim "sosyalistler" mevzuya hangi mesafedeler!.. Malum, her hadiseye, fikre, adıma onların da; bir tezi muhakkak ki vardır?.. "Biz olsaydık" diyerek, başlattıkları sözle!… Eee, Livane'li neyle övünüyordu.. Küba ile.. Onların doktorlarıyla!… Neymiş; Avrupa'ya bir heyet doktor göndermişler…

****

İyi de, Türkiye 54 ülkeye "uçaklar dolusu", tıbbi malzeme gönderdi.. Bir çok ülkeye, hekim yolladı.. Küba gibi, Avrupa gibi, ABD gibi "hastalıkla mücadeleyi" kapitale çevirmedi.. Parası olan tedavi görür, parası olmayan "kaldırımlarda ölüme mahkum" demedi!.. İnsanlarını, ülke ülke geri getirdi..

***

60 bin, insanımızı uçaklarımızla getirdik.. İşte Hindistan, işte İsveç, işte Rusya!.. ABD bile, Türkiye'nin "tıbbi malzeme" yardımı için, "cömertçe bağış" deyip "teşekkür" ederken!.. Siz, bu minvalde "yiğidi öldür ama hakkını ver" sözüyle de olsa, bir kelamınız "hayra vesile" olarak hükmüyle olmaz mı?…

***

Biliyorum!… Bazı sosyalist tanıdıklar yine hırlanacaklar… Olsun.. Bari bir iki kelamla; "Bizim gayemiz bu değildi, buydu" derler…

***

CUK DİYE OTURTAN KARİKATÜR!…

Usta karikatürist Latif Demirci'nin kaleminden.. Günün karikatürü!.. Denir ya; "cuk diye oturtmuş?"…

***

ATM'LERDE PARA YOK!…

Aldığım yoğun şikayetler!… Özellikle, hafta başından itibaren… Bila istisna, tüm bankalarda durum aynı.. ATM'lerde "işlemler" istenildiği şekilde yapılmıyor.. Hesapta yer alan; para tam olarak çekilemiyor…

Kart sınırından, ya da para limitinden dolayı değil; örnek bin lira çekeceksiniz, 500 lira veriyor.. Bin 500 lira çekeceksiniz, 750 lira veriyor…

***

Gelen mesajlara baktığınızda; "işleminiz tamamlanamadığı için özür dileriz" diyor.. Sizi, bir başka ATM'ye yönlendiriyor..

Bir taraftan "temassız" işlem deniliyor.. Bankada, kuyruklar oluşmasın deniliyor.. ATM'lere yönlendirmeler yapılıyor.. Ama; iş işleme gelince "bugün git, yarın gel" hesabı!.. Hayırdır.. Bankalarda nakit para mı tükendi?…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Bankaların ATM'leri de, "nakit sıkıntısı çekiyorsa", önümüz tufan galiba!…