NEYİN AKLI, KİME GÖRE!…

İşin sözcüsü "erken seçim yok" diyor.. İttifak kurucusu; seçim 2023'te olacak diyor.. Ay da veriliyor, Haziran diye.. Bir bütün olarak; genel seçimlerin takvimi, böyle.. Ama gel gör ki, hala, ki saat başı "sakız çiğner" misali; "erken seçim, erken seçim, erken seçim" denilip duruluyor..

Bir de, "sopa" gösterenler de var. "Ülkeyi seçime zorlamak için elimden ne gelirse yapacağım, yapacağız" deyip, duruyorlar… Ki bunun da, ne anlama geldiğini, arif olan anlar!.. Zoraki!…

***

Ne demek "zoraki!…" Eee, ortalığı karıştıracaksın, gerilimi yükselteceksin, "sokağı" alevlendireceksin..

Yani, istikrarı, istiklali ve istikbali "zafiyetin" kulvarına sokacaksın!.. Ülke de, millette, devlette "kendini" alev çemberinin içerisinde görecek..

Yedi düvelde, "böylesi dostlar düşman başına" dedirten, ruhlarıyla her zamanki gibi; "dostane(!)" müdahillik içerisinde bulunacaklar.. Körükle de körükle!…

***

Ki, her ağzı açıldığında "sokağı" çözüm adresini gösteren zihniyetin sahipleri, bu kez ne diyecekler!?. Gördünüz mü, avazımızın çıktığı, şeyimizi yırttığımız kadarıyla, "bağırıp çağırdık" dinletemedik(!)..

"İşte görün eeeyyy Millet.. Bizim dediğimizi yapıp, erken seçim kararı alınmış olunsaydı; sokaklar alev topuna döner miydi, böylesi hal-i perişanlığın içerisine girer miydik?" minvalinde, bu kez "timsah gözyaşlarını" döküp, ağıt yakacaklar!?..

Gazel okurlardı gazel!

***

Şükürler olsun ki, "ahali kumpasın" farkında ve prim vermiyor.. Durumun vahametini bildiği için, tezgaha da gelmediği için, bunlar hırçınlaşıyorlar.. Malum, geçmişte "benzer" çok ama çok derin "operasyonlar" bu minvalde, az icra edilmedi?!..

Hasılı kelam "erken seçim" deyip tutturanlara tevdi edilmesi gereken soru şu; "sizinkisi neyin aklı, kime göre?…"

Çünkü, sokaklardan iktidar devşirme dönemi çoktan kapandı ve geçti!.. Böylesi niyeti olanlar da bilsinler ki, en büyük direnç yine bu milletten gelecektir kendilerine!!!… Bizden hatırlatma!…

***

CEHALETE BAKAR MISINIZ!...

Cehalet, ne yazık ki "kör" bir zihniyettir!.. Ki bu zihniyet, "okumuşla, okumamış" gibisinden, bir ayırım, içermiyor.. En baba okumuş, yazar, fikir ve düşünce üretenler bile; "kör ve ideolojik" zihniyetlerinin hanesinde, çoklar.. Halk deyimiyle, "zır cahiller?"…

***

Ki bu cahillerin ekseriyeti de, "İslam ve Dini değerler" noktasında, hemen kendilerini ele veriyorlar!…

Hem de, bağıra, çağıra, çığırtkan misali "ben buradayım" diyor..  Geçtiğimiz haftaydı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bir hadis okudu..

Hadis; "her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar" diye başlıyor…

***

İşte bu kerameti kendinden menkul "ben cahilim, zır cahilim" çığırtkanları, "hadisten alıntı" yapıp, gazetelerine manşet, işgal ettikleri köşelerine mevzubahis edip, "Erbaş'tan yeni inciler" maverasında bulunmuşlar…

Tabi saygısızlığın da, dibinde kusur etmemişler..

***

Cehaletlerine, bilgisizliklerine, akılsızlıklarına, şuursuzluklarına, kör zihniyetin biat ediciliklerine bir de, "hadisteki ifadeyi" Erbaş'ın sözleriymiş gibi, "pullayıp" kendilerince "inciler" diyerek, zikretmeleri aslında yeni değil!..

Dün de vardılar, bugün de varlar!...

***

Biliyorum!.. Birileri diyebilir ki, her gazeteci "hadisi bilmek, ya da hangisinin hadis olduğunu bilmek zorunda mı?"..

Ya da, bilmesi gerekir mi?… Vaziyet bilip, bilmemek değil ki?… Mevzu, "bilmeyip, bilgiçlik taslamaktır?"…

***

Eğer ki, dini bir mevzuda "ahkam kesici" olacaksan, az da olsa "bir bilgi sahibi" olunması gerektiğini, bilmek zorunda!?.

Yoksa, böylesi vahim, çirkinlik zafiyetiyle, "cehaletin" çukurunda, çamlar devirmezdi?!…

***

Neyse!.. Kime ne anlatırsın ki.. Onların "İslam'a ve İslami değerlere" karşı bir hazımsızlıkları var.. Ki bunu da, inkar etmiyorlar..

Nitekim, "bilgi dağarcıklarındaki" bu minvaldeki cehaletlerini, birer rozet olarak taşırlar!…

Dün olduğu gibi!..

***

BİRİ YANIT VERSİN!..

AK Parti treninden inenler!.. Çok detaya girmeden.. Şener mi, Gül mü, Davutoğlu mu, Babacan mı?.. Şimdi neredeler?.. Karşı mahallenin kulvarında, "el üstünde, hayli kankalar!…

***

Kendi kendime düşünüyorum!.. Ve muhalefetin mahallesine sormak istiyorum, biri yanıt versin!… Rüşvetçi, hırsız, üçkağıtçı, hain, çapsız biri olabilmek için, illa ki AK Partili olması mı gerekiyor!?..

***

Tabi ek soru var… Ak Parti'de bulunurken tüm bunlar o kişinin "karakterinde" vücut buluyor.. Ama ne hikmetse, "partiden" istifa edip, mahallenize gelince, "evliya mı" oluyor?!…

***

Neyse!.. Zihnimin ürettiği soruların yanıtını biliyorum.. Söylenecek söz; "eee kararan yüze ne denilebilir ki?"…

***

ARINÇ ÖNÜNÜ GÖREMİYOR?!

Bülent Arınç'a sorulmuş..

"Olası bir seçim ihtimaline ilişkin" öngörünüz nedir diye!…

Yanıtı, kendine özgü manidarlığıyla…

"Ben önümü göremiyorum, ufkum daraldı.

Eskiden pencereden baktığım zaman 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonrasını görebiliyordum."

Galiba, birileri Bülent Abi'nin "penceresine" siyah perde takmış?!…

Ondandır görmüyor!?..

 

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Neyin peşinde isek onun varlığı da yokluğu da bir sıkıntı olarak hep peşimizde olacak.. Nefes aldığımız her an bir imtihan olarak yaşanacak.