NÖBETÇİ ECZANE SORUNU!…

Vaziyete, önceki gün merkez Sur ilçesinden gelen, bu resimlerle vakıf oldum… Hafta sonu özet bir dokunuşla, Eczane önünde, "ne bu insan selini oluşturan kuyruktaki bekleyiş" diye bir sorgulama yaptım…

***

Meğer ki, ciddi ve üzerinde durulması gereken bir sorun halini almış, Diyarbakır'daki "Nöbetçi Eczane" mevzusu!… Bir dokun, bin ah işit misali; hadise büyük!.. Ki, "bugüne kadar pek gündeme" gelmemesi de manidar!. Ama, "Pandemiyle" sorun kangrenleşen bir hal almış, çığlık var!..

***

İki gündür, yoğun bir şikayet alıyorum!.. Tepki yüksek.. Cumartesi ve Pazar günleri.. Ki, "resmi tatil günlerinde de" durum değişmiyor, aynı.. "Nöbetçi eczaneye" ulaşmak ne mümkün olduğu gibi; "eczaneden alınması gereken ilaçları, bulmak da bir o kadar zor!?..

***

Dile kolay!… Dört merkez ilçeye sahip, Diyarbakır'da sadece ve sadece 8 Eczane "Nöbet" çizelgesinde yer alıyor.. Tabi, "eczaneler" sıraya göre; nöbetçi oluyor!.. Merkez nüfusun, 1 milyonun üzerinde olduğu Diyarbakır'da, "nöbetçi eczanenin" nüfusa tekabülünü siz düşünün…

***

Eczacılar Odası'nın son, 30 Ekim'deki nöbetçi eczane çizelgesine baktım.. Dağılım şekli, sayısı gibi fecaat!… Yenişehir'de 2, Bağlar'da 3, Kayapınar'da ise 3… Peki Sur ilçesinde nöbetçi eczane var mı yok?…

***

Tabi "yokluk" kimi zaman diğer ilçeler için de, geçerli olmaktadır… Gel de "nöbetçi eczane" bul!…Önce sorup, soruşturacaksın, "nöbetçi eczane" nerde var diye… Buldun.. Elbette ki, eczane bulmak, ilacı temin etmek için de; harcaman gereken bir külfet var… Yani, "maddi külfet?"…

***

Şehrin sosyo-ekonomik durumu, herkesin malumudur… Ki "Sosyal Güvencesi" olan insan sayımız da, belli!…

***

Resmi tatil günlerindeki "reçeteler, istenilen ilaçlar" hiç kuşkusuz ki, "aciliyete" binaen… İlacın temini de ivedilik ister… Eczane yakın ise, amenna!. Ama değilse… "Tabana kuvvet" diyemiyorsanız!.. O zaman, "ticari taksiye" binmek zorundasınız..

***

Paran varsa, ticari taksiye binersin.. Kafadan 50 lira.. Gidiş-dönüş; 100 lira… İlaca ödenen yüzdelik, sosyal güvence yoksa, yandın!… Peki ya paran yoksa, o zaman tabana kuvvet.. Eee havalar soğudu, yağmur var.. Hastaya ilaç almaya giderken, hasta düşmek!…

***

Şikayet konusu edilen bir mevzu da; "her eczanede, her ilaç" bulunmuyor… Büyük bir sorun… İşin yok; "eczane eczane dolaş, ilaç bulmaya" çalış.. Esnaf Hacı Tekin'in beyanıyla, doktor reçete yazdı, iki gün boyunca "nöbetçi eczanelerden" o ilacı arayıp durdum.. Bulamadım, pazartesi mesai başlayınca, bulabildim!..

***

Mağduriyet yüksek!… Hem maddi hem de manevi yönde, ivedilikle çözümü şart bir mesele; "Nöbetçi Eczane" konusu!..

Buradan, Diyarbakır Eczacılar Odası Başkanı Mahmut Sert'e.. Ki diğer ilgili ve yetkili, kişi ile kurumlara, kent halkı adına seslenişte bulunuyorum…

***

"Nöbetçi Eczane ve İlaç Temini" konusunda, vatandaşların yaşadığı "mağduriyetlerin" son bulması için, "coğrafik yapının" harital  konumuna uygun, nöbet çizelgesi hazırlanmasına gidilmelidir… İlçe nüfusu, birinci ve ikinci derece hastanelerin konumu da, dikkate alınarak, "vatandaşın kısa yoldan" ek bütçe harcamadan, "ilaç teminini" yapabilsin!…

***

Bu arada, bana ulaşılan resimlerde dikkatimi çekti!.. Pandemi dönemindeyiz.. Ama, maske ve sosyal mesafenin pek de, dikkate alınmadığını da, not düşmek istiyorum!.. Uzun kuyruklar, uzun uzadıya arayışlar, yapılan harcamaların yüksek külfetinin ardından, "covid" gibi bir belanın cenderesinde, "her şeyin fora" edilmesi, göz ardı edilemez!… Sizce...

***

DEYİN HELE LAKLAKÇILAR!…

Evet ya, "ne o bu suskunluğunuz?…!

Taksim'deki, "Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılışı ve yapılışıyla alakalı, siz laklakçılar… "Dut yemiş bülbül" gibisiniz!…

"Yeşili" bahane ettiniz.. Atatürk'ü "öne" sürdünüz.. Cumhuriyeti.. Sanatı.. Ki, işi "laikliğe" kadar taşıdınız…

Bir hesaplaşma var dediniz.. Öyle ki, "rant" iddiasıyla, peşkeş edilecek burası diye; "yaygara" kopardınız!..

"Taksim" elden gitti.. "AKM" çıkara kurban edildi..

***

Demediğinizi bırakmadınız.. Ve bunları 2.5 yıl boyunca "ağza" sakız ettiniz…

Siz siyasiler.. Siz gazeteciler.. Siz Mimarlar.. Siz sivil oluşumlar…

Pek tabi ki, "sanatı" ideolojiyle sınırlı tutanlar… Unutmadan, operacılar nerde?.. Sizler, "ne alemdesiniz?"…

Bakın, AKM inşaatı bitti.. Önceki gün, resmi açılışı yapıldı.. Hem de, Cumhuriyetin "kuruluş" yıl dönümünde..

Resepsiyon da.. Kutlama da.. Liderin nutuk’u da, buradan yapıldı…

***

"İki kelam" edemediniz değil mi?.. Eee; "bülbülün dut yemişliği!.." Ki, "kulp" bulmuş olsaydınız, konuşurdunuz..

Ama yok.. Neyse, "lakırdınız" olursa, "ilk söylediğinizi" söylemeye devam edin.. Nasıl olsa; "efsunlaşmışlarınız" var.. Peşinden gelirler..

Benden bir tüyo!… Operanın "perdelerinin" rengi, rötuşlu.. Buradan, yola çıkabilirsiniz…

***

BİZİM ÇOCUĞU DA ADAY GÖSTERSENİZ!..

Yazık ya!.. "Bir alemiz" demeyeceğim.. Ama, bu nasıl bir saçmalık ve şuursuzluk hal-i durum ki; "Cumhurbaşkanlığı Adaylığı" artık, "işe alım" torpiline döndü….  Bakar mısınız, CHP Lideri Bay Kemal ne diyor?.. Diyor ki, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı için özgeçmiş bırakanlar var?"…

***

Yok daha neler demeyin!?… Diyen, CHP lideri ve ciddi.. Evet ya!… Ne diyelim; gülünür mü, ağlanır mı bu halimize.. Kişilerin tercihine kalmış diyeceğim.. Siyasetin geldiği "akla ziyan" hale gülmesi veya ağlaması!!.. Vahim bir saçmalık var!..

***

Bildiğimiz; "öz geçmiş" vermek!.. "Bol kepçeli maaşlı, masa başı, devlet dairesi, makam ve mevki" için; bırakılır ilgili ve yetkili "kartvizitli" abinin, makamına!.. "Cumhurbaşkanlığı adaylığı" için, başvuru özgeçmişini bırakmak da neyin nesi?..

***

İvedilikli, hem Millet ittifakının "lider kadrosu" hem partilerine göz diken "seçmenler" ve hem de "olup-biteni" tatmin edip, fikir pazarlayanlar olarak; "aday belirlense de", kurtulsak… Yoksa birileri çıkıp, "Partinin önünde kuyruk oluşturup, bizim çocuğu da Cumhurbaşkanı adayı yapın" deyiverir…!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma, namaz ve niyazına bakma, aklına ve doğruluğuna bak!