OPERASYON KİMDEN; ANLAMAKTA ZORLANIYORUM?!…

Neyi mi?..

İyi Partinin "bize operasyon yapılıyor" iddiasına..

Bilemiyorum..

Bende mi bir algılama arızası var..

Yoksa; bunlar "kendilerini çok mu uyanık" sanıyorlar..

Öyle ya, "klişeleşen siyaset..!"

Fail kendisi, "suçlu dışarıda" ara, felsefesi!..

"FETÖ'cü" Parti "patenti" kimden geldi?..

İyi Parti'den?..

Bunu diyen kim, İyi Partinin "ağır toplarından" Ümit Özdağ..

Ki partinin kurucusu..

Peki, "FETÖ'cü" denilen kişi kim, İyi Parti İstanbul İl Başkanı…

Ki, dün gazetelerde çarşaf çarşaf "resimler" yayınlandı..

İddiayı "tescilleyen" kareler..

Nedim Şener'in ifade ettiği gibi; "tüm sırlar bu fotoğrafta?".. 

Beri yanda, "FETÖ'cü beyanını, İyi Partiye Operasyon çekiliyor" diyen de, Parti Genel Başkanı!…

***

Denir ya; haydaaaa!!!..

Aynen de öyle, "suçlu-güçlü” misali!..

Gel de çık işin içinden…

Nitekim; içinden çıkamadıkları için önüne gelen "topu taca" atıyor..

Sormak lazım, "operasyon dediniz de" buna karşı, ne yaptınız?

Kavuncu'ya arkadaş "deşifre" oldun..

Maskemize "çizik" attın..

Sen artık, Buğra Kavuncu olarak, İstanbul İl Başkanlığı görevini yapamazsın; "bize zarar veriyorsun?.."

Seçim takvimi, erken seçim "söylentileri" çıkmışken..

Bunu diyen ve ortaya konulan yaptırım var mı...?

Zerre-i miskal yok!..

***

Diğer yandan, Ümit Özdağ'a dair "ortaya konulan" bir somut, karşılık içeren yaptırım var mı?..

Burada da zerre-i miskal yok!..

Ümit hele bi gel..

"Kol kırılır, yen içinde kalır" kardeşim; ver bilgileri bize "ulu orta" ne konuşuyorsun, gereğini yapalım diyen var mı?..

Nerdeeee?..

Ötesi!…

Bir saniye Özdağ..

Parti kurucususun, ağır topsun..

Milliyetçisin, ülkücüsün; ama böyle partiyi "ihtiraslarında" Koray Aydın'la olan "hasımlığınla" bizi çökertemezsin, partiye zarar veriyorsun; yollarımızı ayıralım diyecek babayiğit, pardon "hanım lider" var mı?.

Cesaret gösteren oldu mu?.. Yok.. Yok..Yok..!..

***

Kerameti kendinden menkuller sıraya girmiş; "Özdağ hakkında suç duyurusunda" bunuyorlar.. İyi de; neyin suç duyurusu..

Kavuncu FETÖ'cü değil mi diye; şimdi resimler ortaya çıktı?.

Açılan, yürütülen soruşturmalar var…

"Suç duyurusunda" bulunan, kerametliler vaziyetin ikmaliyle "nasıl bir dönüş kıvırması yapacaklar?"..

Belli mi; o da meçhul!..

***

Gel gelelim; İyi Parti'nin konumlandığı alan!..

Nerde, "Millet İttifakı" blokunda?..

Kim var; CHP var, HDP var?. İ

ki sol, sosyalist, radikal, ideolojik, Türk ve Kürt "Solun" şahin kanadı?…

Peki, İyi Partinin kimliği; milliyetçi, ülkücü..?

Yaman çelişkiler ağını icra etmiyor mu?..

Kahvaltıya geliriz..

Kahvaltıya kapımız açık..

Siz gelseniz, biz gelsek!..

Diye, maveralarda bulunanlar da sizsiniz..

Parti tabanında, "hısımlık" hasımlığa dönüştürme ateşini körükleyen de, siz olduğunuza göre!..

"Operasyonu çeken" kim?…

***

Size!..

Gittiğiniz yol doğru yol değil..

Safınızı netleşin..

Evinize yuvanıza dönün, gerçekleri görün diyen mi; "operasyonun" faili..

Yoksa; izahı mümkün olmayan "siyasi ve politikacı" aklı mı, "kendi düşen ağlamaz" operasyonunda mı?..

 Nasıl bir omurgasızlık ise!..

Netice itibariyle, mevzuyu ben böyle anladım?..

Kendimce çıkardığım, çıkarma bu!..

Ama sizi bilmem..

Hele ki; İyi Parti'nin "anlama, anlatabilme" noktasındaki hal-i durumunu hiç bilmem!..

Yani, sağım, solum, önüm, arkam ebe!?..

***

"HAK GELECEK, BATILI ZAİL EDECEĞİZ?"..

Önce başlıktaki ifadenin, "doğru" cümlesine bakalım..

"Hak geldi, batıl zail oldu?…

Ki, bu ifade Kur'an-ı Kerim'de bir ayet!…

İsra süresinde yer alıyor..

***

Peki, "hak gelecek, batılı zail edeceğiz" diyen kim?…

Biliyorum şaşıracaksınız, kim olduğuna dair?..

Bay Kemal Kılıçdaroğlu..

Parti grup toplantısında, ifade etmiş…

Cümleyi de uzun tutmuş!..

Demiş ki; "Hak gelecek, batılı zail edeceğiz. Yok edeceğiz batılı.."

Mahallenin yaramazı Hakan'ın dediği gibi; "nerden öğrendi bu termolojiyi!..

***

Öğrenme değil de!..

Siyaseti öğrenmeye başladı..

Yoksa; Sol'un kifayetsiz olduğunu, ne varsa Sağ'da olduğunu, fark edebilir miydi?…

Ne mümkün?..

Burda, AK Parti'nin.. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın payı hayli yüksek.. Tecrübe kazandırdı..

Tabi; Bay Kemal'i de "hak yoluna" getirmede, hayli merhale aldığını ifade edebiliriz..

***

GÜL VE BABACAN!..

Deniliyor ki; "ikilinin arası fena" açılmış…

Yani küslermiş!..

İyi de, siyasette Gül baba konumunda ise..

Ki, Millet ittifakı bir bütün olarak, Gül'ün" peşinde değil mi?.

O mahiyette, "bu kulvarın siyaset babası?.."

***

Gül'ün hali yok, "Cumhur" bloğuna geçsin..

Ki, Babacan'ın da..

Baksanıza, CHP ve HDP ile "hayli, içli-dışlı" olmuşlar..

Haliyle de Babacan da siyaseten bloğun evladı olduğuna göre…

***

Kısacası; Baba ile oğul arasının açılması, olası küskünlüğü çok da önemsememek lazım.?

Onlar sabah küserler, öğlen barışırlar?…

Akşamı bile beklemezler!…

Nokta!…

***

 

DE SİZ NE KADARSINIZ?..

Zamanın birinde, siyasilerden biri akıl hastanesinin önünden geçiyormuş…

Geçerken, "dışarıya doğru bakıp duran" hastayı fark edip, sormuş!…

-İçerdeki mevcudunuz ne kadar?. Biliyor musun?..

- Hasta adam, yüzüne bakmış.. Tanıyınca, düşünerek şöyle demiş…

- Vallahi ne diyeyim… Ben içerdeki mevcudu buluyorum da… Lakin, siz dışarıda kaç kişisiniz demiş!…

Sonuç..

Bizim siyasi, bi kendine, bi ona bakmış!…

Ancak, "sen de haklısın" diyememiş!…

***

 

İKİSİ DE DOĞRU SÖYLÜYOR

İki Politikacı!..

"Her nedense" araları açılmış..

Fena da; çekişme içerisindelermiş?.

Birbirlerine "laf yetiştirmekten" gına gelmiş..

Vaziyetten rahatsız olanlar; hatırı sayılır kişilerin aracılığıyla; "onları barıştırmak" adına, devreye girmişler.. 

Ortam sağlamışlar, bir masanın etrafında toplanmışlar..

İki Politikacı..

Ve hatırı sayılır kişi ve bir de heyet var..

***

Birinci politikacı!..

Söze "Bu ahlaksız yok mu, bu ahlaksız" diyerek, başlamış konuşmaya..

Torbasında ne varsa; küskün olduğu politikacının, "ayıplarını, rezilliklerini, kepazeliklerini" bir bir aktarıp, ortaya dökmüş!…

***

Söz ikinci politikacıya verilmiş!..

O da söze; "Bu edepsiz, bu soysuz yok mu bu soysuz" deyip, başlamış kendi torbasında küskün olduğu "politikacının" kirli çamaşırlarını orta yere sermeye.. Anlatmış, anlatmış!…

***

İki politikacı da; "içlerini" dökmüşler!..

Birbirinden aşağı kalır yanları yok!…

Heyetteki zat, hatırı sayılır şahsiyete dönüp sormuşlar..

"İkisini de dinlediniz..

Sizin söyleyecekleriniz yok mu..

Kim haklı, kim haksız..

Bir karara vardınız mı?..

***

Bizimkisi, soluklanmış..

Düşünmüş, taşınmış, teraziye almış iki politikacının "karakterik" özelliklerini…

Sonra da, gülümseyerek, heyete dönüp beklenen o cevabı vermiştir..

"Her ikisi de, doğruları söylemiştir…

Yalan ve iftira, söz konusu değildir?..

Peki, barışma sağlanmış mı?..

Olmaz mı, iki politikacı da birbirine bakıp gülmüşler "tencere dibin kara" misali!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Anlatamadık gitti; maske, mesafe ve temizlik!…