SUR’UN AK PARTİ KAZANI!?..

Malum, kazan çok ama çok fena bir şekilde, taştı!..

Ki, İlçe Başkanı Murat Unat “el çekti?”…

 Kendi rızasıyla mı, istifa baskısı mı, yoksa “zorunlulukhasıl eden, çok vahim bir vakadan mı?..

Konuşulan çok…

Her ne ise “pot kırma da” çok, libas giydirme adına kendilerince üretilen bahaneler de bir o kadar çok!…

Siyasette vaki mi, “kabahatinikabul eden!..

***

Neyse, giden gitti diyelim…

Peşinden gülen de, ağlayan da oldu!..

Önemli olan AK Parti “teşkilatyapılanmasında bir ders-i ibret sonucu çıkardı mı, çıkarmadı mı gerçeğidir?..

Yoksa, bilinen “tahribatlı” yolda, yeni tahribatlara yelken mi açacak?…

Doğrusu, Sur İlçe Başkanlığı görevinin “tevdi” edilecek yeni isimlerin arayışına bakıldığında “keyfiyet” hasıl..

***

“Böyle gelmiş böyle gider” babında, bir akıl eforu var…

Her zamanki gibi; “küçük olsun benim olsun?”..

15’e yakın isimle “istişaresürüyor..

Bazı isimler de, Ankara’da “, dost, kulisiyle” baskı oluşturuyor..

Eski ve mevcut vekillerin de; “lobisi de” işlemiyor değil..

Bizim adam olsun!..” 

Hafta sonuna kadar, bir sonuç çıkar diye bilgi var.. 

Bekleyip görelim!…

***

 

Fokurdayan kazan salt Sur’da değil!.. Yenişehir ilçesinde de kazanın dibindeki ateş, ha bire körükleniyor!.. Gitti gidecek deniliyor.. Her ne kadar, yönetim kurulu üyelerindeki değişiklikle “bir frenleme yapılmak isteniliyorsa da”, pek durumu soğutmuyor!.. Detaya girmek istemiyorum, ancak bir neşter şart!..

***

Diyeceksiniz ki, İl Teşkilatında “sular duruldu mu?”…

Kesin olmamakla birlikte, “hayırdaha bir ağır basıyor…

İmzasız istifa dilekçesinin alındığı konuşulurken, Parti Merkezinden bazı iddialara ilişkin, “incelemeyürüttüğü, gelir-gidere dair, sorgulama yaptığı da, söyleniyor!… Kırsal ilçelerdeki parti teşkilatlarında da, “huzur verici” tablo yok!…

***

Çünkü, Diyarbakır’daki AK Parti teşkilat yapısına çöreklenmiş olan AKP’lilerin, İl ve İlçe Teşkilatlarındaki faaliyetlerinin, her biri başlı başına “bir yıkım” tufanı gibi; AK Parti'ye birer kumpas!..

2023’e giderken, partinin bunların yüzünden kaybettiği, yıkıma uğradığı, karakter ve misyon değiştirdiği, kuruluşundaki ruhu yeniden yakalaması gerekir..

Bunun için de; bunları tasfiye etmelidir…

***

Dünkü yazımda, Diyarbakır’da “bürokrasi hantal” ve yerel yönetimler işleyiş itibariyle “kişiye özel” faaliyetleri, kent adına “vahimbir iticilik ortaya koyduğuna dikkat çekmiştim!..

Ve bu durum, siyasal iktidarı, sorgulatıyor..

Bir nevi, kendi eliyle “kendini vurmak, ayağına kurşun sıkmaktır..”

Her şeye rağmen, AK Parti bölgede ve Diyarbakır’da halkla istediği “imtizacıelde edemiyorsa, burdaki kusur nettir!…

***

Birincisi, yerel siyasilerin kendi menfaatlerine odaklı “siyasetortaya koyup, zafiyetler bahçesinde gezinmesidir..

İkincisi de, kerameti kendinden menkul, ehil ve liyakattan uzak bürokratların atmosferden faydalanarak, “bürokratik oligarşi” hakimiyetini kurmasıdır!…

Bu iki etken, ekonomik kriz, hayat pahalılığı, zamlar furyası kadar “etki-tepki” oluşturduğunu unutmamak lazım!…

Bizden dostça, ikaz!..

Eski hâl muhal, ya yeni hâl veya izmihlal…”

***

DAVA ADAMI OLMAK!…

AK Parti mahallesi içindir bu tavsiyelerim!..

Ki dava adamı olmanın, olmazsa olmazı; “kişisel hırslardan” arınabilmektir..

Maddi ve manevi yönde, “şahsi çıkar” temini noktasında, “kişisel beklentiye” girmemektir..

Eş, dost, çevre “rantıylameşgul olmayıp, “gönül dostluğuna” odaklanmaktır!…

***

Yol yürüdüğü.. Birlikte yola çıktığı..

Dava “arkadaşımdiyerek, el uzatırken “çıkarsızolmalı..

Uzattığı el gönül dostluğu olmalıdır..

Makam, mevki, çıkar “hizipleşmesinegirmemeli

Ehil, liyakat ve meziyeti yüksek olana da, omuz vermeli, paçalarından tutarak aşağı çekme, ihanetine girmemeli..

***

Davasına gönül verenleri “ümmetşiarıyla, kardeş bellemelidir…

Hasete, kine, nefrete, giybete “düşmeyerek”, var olanı da, “içimizi peru-pak” temiz tutma adına, kapı önündeki çöplüğün içerisine atıp, kapağını kapatmalı!…

Dün olduğu gibi bugün de, davanın kazanımı ve başarısının “el birliği ve güç birliğiyle” mümkün olabileceğini, idrak etmeli!…

***

Gün oğlu” değil, karagün dostu olma ilkesiyle, davayı omuzlamalı!…

Davanın onu omuzlaması değil..

Velhasıl, AK Parti geldiği nokta itibariyle, davasına inanmış “Ömerlerinadaletiyle, “maddi hesaplara, kitaplara, çıkarlara” girmeden, samimiyetle “başarıyaodaklanması, buna dair “ve işlemlerde” bulunması gerekir!…

***

Yoksa!.. Dava adamlığı “bukalemunolur..

Dava da, “Bukalemunlarıncirit atma alanı olur..

Ki o zaman da, ne parti, ne dava, ne de lider kalmış olur..

Bir dostun ifadesiyle, “adamın varsa, adam olmana gerek yok?..”

***

CHP’NİN MERSİN MİTİNGİ!

Kalabalık vardı.. Rakam polemiğine girmeyeceğim..

Ama, orada olanlara dair, bakış açım şu!…

Mersin, Doğu ve Güneydoğu’dan şehire buralardan da göç edenlerin, ilk durağı olması münasebetiyle, HDP’li ağırlıkta..

Ki, bir dönem öncesi Akdeniz Belediyesi HDP’de idi..

***

2019 seçimlerinde, Mersin’de CHP ile MHP yarıştı…

Yüzde 45 oyla, CHP Büyükşehir’i MHP’den aldı..

MHP’nin adayıyla alakalı, partideki iç kavgalar, İyi Parti’nin hanesine, geçişlere vesile olunca, burdaki kan kaybı!…

***

İşte tüm bunların etkisiyle, Kılıçdaroğlu’nun Mersin mitingi, CHP kadar, HDP’nin ve tabi ki İyi Parti’nin de “katkılarıylakalabalıklaştı..

Yoksa salt CHP’ye kalmış olsaydı, ki hizmet alamayan Mersin halkının tepkisiyle, meydanda 5 bin kişiyi bile bulamazdı!…

***

GÜNÜN SÖZLERİ

Güzel gençler! Sizin azim, heyecan ve adanmışlığınız, göklerin rahmet sebebidir.