TACİZLERİN SUÇLUSU AK PARTİ İMİŞ?..

Haydaaaa!..

Valla, CHP'li Serra Kadıgil'in "meclisteki" konuşmasına vakıf olunca..

Özellikle, CHP'yi sarıp-sarmalayan, "taciz, tecavüz" vakalarıyla alakalı bölüm; aynen bana "haydaaaa" dedirtti..

Hem de, "yok daha neleri?" ekleyerek…

Peki, "taciz ve tecavüzleri" kabul edip ifşa eden Kadıgil'in ağzından, dökülen o sözcük neydi?…

Aynen aktarıyorum… 

Dediği şu…

“Bakın şimdi... CHP’nin içinde taciz ve tecavüz vakaları oldu mu?

Oldu. Tabii ki olacak.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine sahip olmayan bir ülkede yaşıyoruz.

18 yıldır sizin iktidarınızda yaşıyoruz.”

***

Biliyorum, siz de "haydaaaa" diye söze başlayış, şimdi diyerek, şunları ifade etmişsinizdir…

"E be yuh yani…

Uçkurculuğunuzun..

Taciz ve tecavüzcülüğünüzün..

Parti içerisindeki "gayri ahlaki" belden aşağı, faaliyetlerinizin suçlusu hükümet mi?.. AK Parti mi, size "bu haltları yapın" diye, dayatması oldu?..

Ak Parti iktidarı mı "sizi tahrik" ediyor?…

Edep yahu!..."

***

 

Velhasıl..  CHP'de "patlak veren" taciz ve tecavüzlerle alakalı, ilk gün demiştim ki "bu aşağılık" karakter "kişiye" özgüdür, partiyle, dernekle, şu oluşum, bu oluşumla ilgili değildir..

Potansiyel; "suçlama" olmaz, olamaz diye!…

Ancak, Serra hanımın "bu ifşa ve iftira" hali karşısında, CHP açısından fikrim değişti?..

Eğer ki, icra ettikleri haltın "suçlusu ve müsebbipliğini" iktidara "kilitlemeye" çalışıyorlarsa!..

Eee; iktidarın da "bunlar işte böyledir" deme gibi, bir hakkı da oluşmuyor değil?..

Haklılaşıyor…

***

TACİZ VE İTİBAR CİNAYETİ!

Gelelim, son günlerdeki Edebiyatçılar mahallesindeki taciz iddialarına ilişkin, kulvara.. Onların da maşallahı var..

Peş peşe, "taciz ve tecavüzler" iddiaları, ifşalarıyla gündeme geliyorlar…

Skandallar zinciri…

İki vakıa var.. 

"Sincalı Kafka" Twitter kullanıcısı..

Edebiyatçı Hasan Ali Toptaş…

"İfşa"da bulundu..

Seneler öncesi, kendisini "taciz ettiğini" kendisi duyurdu..

Sonra başkaları..

Toptaş bu "fiilini" ne ilginçtir; "eril" ve "fallikmallik" diyerek, suçu kabul etti…

 Özür beyanı da oldu..

İlginçtir peş peşe gelen bu "takır takır" ifşalardan nasibini, İbrahim Çolak da aldı..

Ki önceki gün; "intihar ettiği" ortaya çıktı…

Demek ki, taciz ve tecavüz "salt" kadınları mağdur etmiyor..

Erkekler de mağdur oluyor..

Yüz yüze gelebiliyor; bu iğrenç saldırılarla!

***

Ancak, "sosyal medya" odaklı taciz ve tecavüz "ifşaları" korkunç bir sonuca doğru gittiğini de ifade etmek isterim..

Çünkü, "meçhul sahte" isimlerle açılan hesaplarla ortaya atılan iddialar; "vahim" sonuçlara neden olabiliyor..

"Çamur at izi kalsın" noktasındaki "itibar" suikastleri tehlikeli!!..

Hassasiyetsizliği; "ölüme ve öldürmeye" sürükler..

Ki, yazar Çolak'ı "intihara sürükleyen de" bu oldu?..

***

Özellikle yargı bu konuda, "taciz ve tecavüz" iddiaları karşısında..

Ve tabi ki sosyal medyadaki "gündem" edilen mevzuulara karşı; "ivedi, anında müdahale edici" bir hassasiyet içerisinde olmalıdır..

Tabi ki, bununla mücadele eden kişi ve kuruluşlar da, "delilleriyle", hukukun kapısını çalmalıdır…

Suç sabitliğiyle; "ister ifşa edilir ister ifşa edilmez?"..

O zaman; karar verilir..

Ama öncesi, "itibar" cinayeti olur!?..

***

ESNAF'IN SESİ DUYULDU GALİBA!

Çok yazdık.. Çok seslendirdik..

Esnaf da..

Odalar da..

Pandemi dönemi "bel büktü, kepenk indirdi" yüzbinlerce kişi "işsiz" kaldı…

Bir nefes, bir can suyu, bir hayatta kalabilme imkanı, diye; günlerce konuşuldu, tartışıldı..

Nihayet, mutlu son ve müjdeli haber geldi, diyebiliriz..

Gözler bugünkü, Kabine zirvesinde..

Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan esnafa dair haftasonu "sinyal" verdi..

"Esnafımıza müjdelerimiz var" diye..

***

"Kiralarda vesaire düzenlemelere gidiyoruz. Onları da kısa zamanda büyük ihtimalle kabine toplantımızın ardından açıklayacağız" demişti Cumhurbaşkanı..!

***

Nitekim, Esnaf temsilcileri bir süre önce hem Hazine ve Maliye Bakanı hem de Ticaret Bakanı ile görüşmeler gerçekleştirmişti.

Bu görüşmelerde odak talepler; "kira ve fatura" desteği…

Elektrik, su ve doğal gaz faturaları…

***

Masadaki başlıklar…

Esnafların kira sözleşmelerindeki ücretlerinin bir kısmı hibe edilebilir, bir kısmı uzun vadeli krediler ve faizsiz desteklerle kredilerle sağlanabilir. 

Bunlar kira gelirlerine göre belirlenecek.

Yani esnafın ne kadar ödemesi var?… 

Bunlara göre bir oran belirlenecek. Bu oranlara göre de desteklerin hibelerin verilmesi planlanıyor.

***

Diğer bir boyut ise, Kamuda kiracı olan işletmelerin esnafları var.

Yani kiralarını kamu kurumlarına ödeyen esnaflar..

Bu esnafların da yine kiralarını daha ileri bir tarihte ödemeleri veya bunlara hibe verilmesi, düşünülüyor..

***

Kısacası Esnaf bugün pür dikkat, kabine toplantısında olacak..

Özellikle zirve sonrası, Cumhurbaşkanı Edoğan'ın kameralar karşısında yapacağı konuşmaya odaklanacak…

***

"AŞI'DA" TORPİL TAŞI- KAFA KARIŞIK?!!!..

Vay ki vay!…

Nasıl oluyor bu torpil işi ya?..

Vallahi nasıl oluyor bilemiyorum!..

Ki aşı ne ara "tescillenip" geldi, kim getirdi, güvenirliği belgelendi, herkes aşı oldu?…  Aşı virüsü alt etti?..

Kesin çözüm?..

Onun için, AK Partililer kovid olmuyor…?

Bu minvaldeki, sorulara uzayıp gider..

Ki yanıt veremem!…

***

Ama, "soruları" akla getiren!…

"Aşı torpili" iddiasında bulunan; Ana Muhalefetin bir üyesi..

Yani, CHP'li bir vekil…

Beyanat verdi, vermeye de devam ediyor..

Haftalardır söylenip duruyor...

"Aşı, iki hafta önce Türkiye'ye geldi..

El altından, AK Partili siyasilere ve ailelerine, dostlarına, nüfuz sahibi olanlara yapılıyor.."

***

Yani sözü; "onlara var da bize yok mu'ya" getiriyor?…

Talebinde haklı..

"Eğer ki aşı yapılıyorsa, herkese yapılmalıdır?".. 

Ama velakin; "iş aşı yapılıyor" iddiasına gelince var olan görüntü bana; yine klasik muhalefetin "kuyuya taş atma" hali demek zorunda kalıyorum.. 

Kafa karıştırmak!

Şöyle ki!..

Günlerdir bilim insanları konuşuyor..

Ki Bilim kurulu açıklama yapıyor…

Sağlık Bakanı halkın huzurunda beyanat veriyor..

En muhalif Tabipler Birliği dahi, aynı görüşte, ifade ediyor…

"Çin aşısı gelecek test evresinden geçecek..

Onaylanacak..

Ondan sonra da, aşı yapılmaya başlanacak?"

***

Yani, aşılar Çin'den gelir gelmez..

Ki ilk etapta, 3 milyon aşı geliyor…

Bunlar "hurra" hemen torpilli; aşılamaya girmeyecek?…

İki aşamalı "test" edilecek…

"Üçüncü faz" sonuçları ortaya çıkacak..

Akredite olacak..

Ondan sonra, "vatandaşa" aşı yapılmaya başlanacak?..

***

 

İşte tüm bu evreler aşılması gerektiği gerçeği orta yerde iken!!..

 "Sorgusuz-sualsiz" aşı olmaya yeltenmek, "kobay" oluyorum, "bir şey olacaksa, bana olsun" demek olmaz mı?..

Eee, bunu kim göze alabilir?..

Eğer ki, AK Partili siyasiler, aileleri, dostları "bunu göze alıp" aşı oluyorlarsa?.. Kendilerini "kobay" olarak kullanıyorlarsa… 

Söylenecek söz varsa; "helal olsun onlara.. Ne yiğit insanlarmış?"…

***

İş kafa karışıklığında seyrediyor nitekim..

Aşı üzerinde; gelişen algının faturası bu..

Nitekim, Optimar araştırma yapmış.. "

Koronaya karşı aşı olmayı düşünüyor musunuz?.. Gelen yanıtlar aynen şöyle..

Yüzde 52.4 "evet aşı olurum" demiş?..

Yüzde 39.2 "hayır aşı olmam" demiş?..

Henüz aşının "etkili olup-olmadığını" bilmiyorum..

Yüzde 8.4 ise, kesin bir "kararlılık" ifadesiyle "ben aşı olmam" demiş?..

***

Görünen o ki!.. Aşı üzerinden özellikle "Siyasi mülahaza" ne kadar yapılırsa, o kadar kafalar karışıyor..

Yani konuştukça, "baş ağırıyor?"..

Diyorum ki, siyasiler bi sussa, aşı konusunda, uzmanlar konuşsa!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Geçici olmak istemiyorsan seçici, üzülmek istemiyorsan da gerçekçi olacaksın.