VEKİLLİĞİ DÜŞMÜYOR!…

Ah benim siyasetçim, vekilim, iki kalem sallayan zevat!..

Lütfü Türkkan için hazırlanan "fezleke" vekilliğinin düşürülmesiyle, "alakalı" değil..

Hukuki yönde, "yargılanmasının" önünün açılmasıdır..

Kaldı ki, iki ayrı "suçtan" yargılanması isteniliyor..

"Şehit ailesine hakaret" ve "basit müessir fiil.."

Hakim karşısına bu iki suçtan dolayı, çıkması isteniliyor..

Eğer ki, Meclis'e gönderilen fezleke Anayasa ve Adalet Karma Komisyonunda "evet" kararı çıkarsa…

Ki bunun bir de, Meclis Genel Kurulunda oylaması var..

Burda da, oylamaya katılanların bir fazlası oy çıkarsa, İyi Partili Türkkan'ın dokunulmazlığı, kalkacak..

Böylece yargı süreci başlamış olacak…


***

Şayet, bu iki suçtan "ceza" alırsa..

Ki cezası da, "hapis" ile sonuçlanırsa..

İşte o zaman, "Milletvekilliğinin" düşürülmesi evresi, Meclis için ikinci bir işlem olarak başlar..

Öncesindeki temyizler ve itirazları da, sonuçsuz olarak katarsak…

Netice itibariyle, Türkkan'la ilgili aşılacak çok merhaleler var..

Ki bu merhalelerin her bir işleyişinde, kan kaybına uğrayacak olan, yine de İyi Parti olacak..

Çünkü, Şehit yakınına "Senin bacını…." diyerek küfür eden Türkkan'ın o çirkin ve şuursuzluk tablosu hep konuşulacak…

Sokağın öfkesi dinmiyor..

Dinecek gibi de değil…

Onun için de, İyi Parti bunu ciddi bir şekilde, radikal bir kararla, “kapı önüne” bırakmalı!...

Git, yolun açık olsun diyerek..

***

YÜZDE 50 ARTI 1

Mevzu, yeniden alevlendi…

Hali hazırda, reyting rekoru kırıyor..

Yazılı ve görsel medyanın ana manşetleri!…

Ki, Büyüktimur’la Gündem’in de birinci tartışılan konusuydu..

Cumhurbaşkanlığı seçiminde "Yüzde 50 artı 1" hatalı veya riskli, aşılması güç misali; tartışılıyor?…

Tabi tartışmanın fitilini, Temel Karamollaoğlu ateşledi.. Ki bu ateşi de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı 2 saati aşkın görüşme sonrasında, körükledi..  Beyanı neydi…

Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçiminin yüzde 50+1’e bağlanmasını hatalı bulduğu…”

***

Karamollaoğlu'nun fitili ateşlemesiyle oluşan siyasi tartışma alevi, YİK Üyesi.. Yani Cumhurbaşkanı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’in verdiği röportajla, gürleşti..

Çiçek “Yüzde 50+1 doğru olmadı, bugün sıkıntı yarattı, yarın da yaratır” dedi…

Aslında, baraj konusundaki "sıkıntı ve kriz" tartışmalarını, Tarım eski Bakanı Faruk Çelik gündem etmişti..

 Baraj yüzde 40 artı 1'e indirilsin diye…

Kısacası, siyasetin yeni gündeme ve diline doladığı tartışma, Cumhurbaşkanlığı "seçim oranı" olacak..

Ki, AK Parti de bunu "alevlendirmek" istediği söyleniyorsa da, gerçekçi değil..

***

Çünkü, Başkanlık sistemi, "çoğunluğu" ister..

Yani, yüzde 50+1 şarttır. Yüzde 30’la başkan seçilmez.

Ki yüzde 70'i haykırır "sen bizim başkanımız değilsin" diye..

Demokrasiye de aykırı…

Bu oy oranıyla oluşacak temsiliyet ancak Parlamenter sistemde olur!?..

Eğer ki, Başkanlık sistemini savunuyorsanız, yüzde 50+1’i yakalamanız gerekir.. Yakalamadığınızda da kaybedeceğinizi bilmeniz gerekir…

***

YAZDIĞINI OKUYAMAYAN!?..

Temele sormuşlar; okuma yazmayı bilir misin diye!..

Temel, cevap vermiş..

Nasıl bilmem, bilirim…

Ee, o zaman yaz bakalım…

Almış eline kalemi karalamış kağıdı..

Peki, yazdığını oku demişler…

Temel bu…

"Yazmayı biliyorum da, ama okumayı bilmiyorum!.."

Ne yazık ki, bizim "seçtiğimiz" bazı vekillerin hali durumu da işte böyle bir vaka!…

En küçük bir mevzuda, okumu dan "yazıya" sarılıyorlar..

Gel gör ki, "okumayı bilmedikleri" için, ne yazdıklarının farkında değiller!…

Ne diyelim!..

Kabahat bizde ki, böylelerini seçip "vekillik" gibi ulvi bir görevi tevdi ediyoruz…

Okumasına bakmadan...

Neyse, görünen o ki bu mevzuya odaklı olarak bilahare derinden, derine alaka gösterip, yazmayı bilip, okumayı bilmeyen vekillerimizi irdeleyeceğiz..…

Yani, O "okuma" becerisini öğretme işini yine biz üstlenmiş olacağız!…

***

SAMURAY KILICI…

Sahi ya, her önüne gelen "samuray kılıcı" nasıl satın alabiliyor?..

Ve, internette denilene göre "leblebi" gibi, satılıyor!..

Akla ziyan bir durum da, Başak Cengiz kızımızın vahşice katledilmesinden sonra, "satışlar" artmış…

Yani, şizofrenler alım için kuyruğa girmişler…

Bu kulvarda yapılması gereken şu olmalıdır…

"Samuray kılıcına" bu kadar kolay, ucuz, sorgusuz ve sualsiz, ulaşımı da, alımı-satımı da kolay olmamalıdır..

Ve bu tür "öldürücü" silah olabilecek, kılıç ve kamaların "hediyelik eşya" kategorisinden çıkarılmalıdır…

***

ANNE VE BABANIN SORUMLULUĞU!…

Evet ya, "canice" işlenen cinayette failin dışında, anne ve babasının, "bu işte" kusuru yok mu?…

Can Göktuğ Boz'un "lüks" bir sitede oturmasına imkan tanıyan, bolca para aktaran.

Ve cinayet işleyebilecek kadar "psikolojik" sorunu olduğu öne sürülen Boz'un işlediği cinayetten "sorumlu" tutulmaları gerekir…

***

Ki anne ve babanın Boz'la ilgili anlatımlarına bakıldığında!…

Gerek ailenin dağınıklığı ve gerekse de, çevrenin aktardıkları, çığlık atıyor, "anne ve babanın da sorumluluğunun olduğunu"..

Yargı yönünde, nasıl bir sorumluluk muamelesi görürler bilmem, ama "vicdanen" yargılanmaları lazım…

Nitekim, Başak'ın nişanlısı Mahir Mızrak ne diyor?..

Annesinin yargılanmasını istiyorum böyle bir cani yetiştirdiği için.

Yaptığı şeyi savunacak kadar vicdansız olduğu için..”

***

CEVAP ARADIĞIM SORU!..

Malum "dolar" almış başını gidiyor..

Tırmandıkça tırmanıyor..

Görünen o ki, yeni yılda da "frensiz" seyir yapacak…

Yükselişini bir çok gerekçeye bağlayabileceğimiz gibi, üretilebilecek çok da bahaneler var..

Bilimsel ve akademik bir, "çalışma" gerekli bu kulvar için…

Ekonomist olmadığımız için de, mevzuya dalamıyorum…

Ama velakin, cevap aradığım soru şu!…

Ayçiçek yağına "ne oluyor da" dolarla yarışır, vaziyetle "saatlik" zam uyguluyor..

Bir litresi, 30 liranın üzerine çıktı…

Ki bu etikette, gariptir "kampanya" indirimli…

Soruma yanıt veren beri gelsin..

Çünkü, bu soruya gelen yanıt "dolardaki tırmanışın" hikmetini de, çözebilir..

Malum, dün ekmek zammını yazmıştım..

Haber geldi, şekere de yüz de 25 zam yapılmış..

Çay'a zam, zaten periyodik, tıpkı "akaryakıt" gibi!..

Anlık zam uyguluyor..

Çaykur Diyarbakır'da mağaza açtı, bakalım "fiyatta" bir ayrıcalık olacak mı?..

Öyle ya, giderlerde bir düşüş olur!..

GÜNÜN SÖZÜ

-Dünya bir pazar yeri; kimi kendini Rahman’a satar, kimi de şeytana.