AK PARTİ NE YAPMALI?…

Bu soru, "Kürt seçmenini kazanma adına, ne yapmalı?". Yani, AK Parti gelinen aşama itibariyle; "Kürtlerin" oyunu, gönlünü ve teveccühünü alabilmek için, yeni süreçte nasıl bir politika ve strateji ortaya koymalıdır?… Gerçek şudur ki, HDP dışında "en çok Kürt seçmeninden oy alan parti" AK Parti'dir.. Doğu ve Güneydoğu Anadolu dahil, Batı illerinde de; "yüksek oranda" tercih, yine AK Parti'den yanadır!!!…

***

Ki, 2005'ten itibaren!.. "Çözüm sürecini" koordine eden… Kürtlere dair bir çok yasakları kaldıran.. "Tabuları" yıkan.. Zihinlerdeki algıları boşa çıkaran… Kürtlerin beklentilerine dair bir çok “demokratik” adımlar atan, yaşamın her alanında, özgürlükler ve insan hakları açısından!.. Ki bu adımlar aynı zamanda "Kürtlerin" gönlünü kazanan AK Parti'ye de her dönem "iktidarı" getirmiştir!..

***

Ne zamanki, AK Parti "Kürt seçmeninden" uzaklaştığında.. Seçmenin kendisine "gönül" koyduğunda, girdiği her seçimde "sendelemiştir, kayıplar vermiştir?".. Nitekim bu gidişata iki örnek verilirse, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimi.. Ve, Mahalli seçimlerde İstanbul, Ankara, Antalya ve Mersin ile Adana Büyükşehir Belediyeleri'nin "el değiştirmesi?"…!

***

Peki bugün!.. Kürtlere "inkar ve asimilasyonu" dayatan… Enva-i zulmü, katliamı, vahşeti, insanlık dışı muameleyi, inanç hürriyetinin "askıya" alınmasını, değerlerine "sol seküler, batı endeksli" saldırılar düzenleyen, tek parti şeflik döneminin ürünü olan, 60'ı, 71'i ve 80 ile 28 Şubat sürecini de, dahil ettiğimizde!… Ki, daha gerilere gidersek, Dersim'i, Şark Islahat Planı.. Şeyh Sait Kıyamı!… Kürtlerin geldiği aşama itibariyle tüm yıkımlarda "temel etken ve ana neden olan" CHP, bugün "Kürtlere hami olmaya" adayım diyor(!)…

***

Bu CHP ki!.. "Çözüm sürecinde" en yüksek muhalif ve hasım kesilip, karşı çıkandı değilmiydi?.. Meclis'te oluşturulan komisyona üye bile "vermeyen" CHP'nin, 2023 seçimlerine odaklı, sergilediği "Kürtlerin hamiliğine" soyunma operasyonunda, ne kadar samimi?.. Samimiyet karinesi "karamanın koyunu sonra çıkar oyunu" sözüyle, "Ayinesi İştir Kişinin lafa bakılmaz" hakikatiyle CHP, yanında Türk Milliyetçiliği iddiasında bulunan İyi Parti'yle, HDP'nin "yanağına sahte bir parmak bal", Kürt seçmenlerine de "ekşimiş bayat bir parmak reçel" sürerek, bir şeyler yapabileceğini düşünüyor!…

***

Etkisi ne kadar olur; onu zaman ve seçim sandığı gösterecek!.. Öyle inanıyorum ki, maya tutmaz... Ancak, "geçmişteki" kayıpları dikkate alması gereken AK Parti'nin, yeni kaleleri kaybetmemesi adına, yapması gerekenlere odaklanması lazım diye not düşmek gerekir!… Özellikle Kürtler cephesinde "Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin beklentileri yoktur" demek, taleplerine ve isteklerine karşı duyarsız kalmak, "var olan gönüldaşlığı da" elden kaçırtır… İşte burada, Cumhurbaşkanı Erdoğan "yüksek profilli" bir politika ortaya koyması gerekir!…

***

Diyarbakır ziyaretinde dillendirdiği, "gönül dostluğu, gönül birliği" yani "kavilleşme" hareketini kapsayıcı bir noktaya taşıması lazım!.. 2005'de "Kürt sorunu benim sorunum" deme noktası kadar; "Kürtler bir sorun değildir" deyip, daha demokratik, daha çağdaş, daha modern, daha kucaklayıcı, "çözümler" üretebilecek, gündemdeki Sivil Anayasa'nın da "ruhuna" işleyecek, yepyeni bir sayfanın nakşına başlanılmalı!… Aksi taksi durum; ağır bedel inşa eder!?..

***

Tabi, AK Parti Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'yi bu rotada, nasıl ikna edeceği ya da, kırmadan, dökmeden, yol alacağını da hesap etmeli!.. Karşı mahalle "ittifakı da" dağıtmanın gayretinde.. Bunlara kafa yorarken, "Kürtler üzerinden" CHP'nin "iktidarı devşirme" senaryosuna karşı da, stratejik hamlelerde bulunması lazım.. Mesela; kamuoyunun da yakından takip edip, merakla sorduğu CHP'nin "HDP'yi" muhatap alarak, meseleyi çözebileceğine" dair, ortaya koyduğu beyana, "Peki Çözüm öneriniz nedir" diye, sorgulamalı!?.. Çözüm kastınız nedir diye üstüne üstüne gitmelidir?…

***

Eyalet sistemi mi, federal yönetim mi, özerklik mi?!.. Statü nedir? Ve anayasa değişikliğinde; "Kurucu unsur" tanımı?.. Kandil'e, İmralı'ya; "çözüm formülünüz" af mı, silahsızlanma mı, tahliye mi, başka ülkelere "iltica" ettirme mi?.. Tüm bunlar, siyasetin ve çözüme dair ortaya konulan iradenin "samimiyeti" açısından, sorgulanması gerektiği gerçeğiyle, AK Parti işi ciddi bir koza dönüştürebilmelidir?

***

İşte bunun, "siyasi tartışmasını, polemiğini" alevlendirmesi gereken, AK Parti'dir..  Özellikle, Kürtlerin isteklerinin dışında, PKK ve onun diğer yapılarının "nasıl bir mücadeleyle" sorununa köklü çözüm bulunacak… Açık ve sarih şekilde; bunun açığa çıkarılması lazım…. Ki, "kep düşsün, kel görünsün?"…!

***

YAŞAMA DAİR, BİR NOT!…

Said bin As, oğluna der ki:

“Ey oğul, az şaka yap!

Çünkü mizahın gereğinden fazlası, insanın değerlerini giderir ve kötüleri, aleyhine cesaretlendirir.

Şakayı tamamen terk etmek de dost ve sevdiklerinin buğzetmesine ve samimiyetin kesilmesine yol açar.

Buna göre dostlarına, arkadaşlarına karşı sohbet, ülfet ve medeni münasebetleri devam ettirmeye sebep olacak vasıftaki şakayı terk etme, lakin bu sınırı aşmaktan da daima sakın!

Çok gülmek de, çok şaka yapmak gibi zararlıdır, makbul değildir.

***

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Doğa yeniden su üretemez.

Geri dönüşen su milyonlarca yıl önceki suyun aynısıdır.

10 dakikada 1 kahve fincanını dolduracak bir delik, yılda 11.000 litre suyun boşa gitmesine yol açar.

Su akıtan bir tuvalet sifonu bir yılda 83.000 litre suyun boşa gitmesine sebep olur.

Bu miktar suyla bir yıl boyunca, her gün 3 defa banyo yapabilirsiniz.

Duş alırken bir dakikada 18 litre su tükettiğinizi,

Bu miktarın da 90 bardak suya eşit olduğunu,

Diş fırçalama ortalama 3 dakikadır.

Eğer musluk açık bırakılırsa her fırçalama için ortalama 15 litre suyu boşa akıtmış oluruz.

 

***

 

HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

Şiirlerini toplumcu-gerçekçi çizgide yazan bir şair Ahmed Arif…

"Hasretinden prangalar eskittim" şiirinde de bu çizgiyi bozmamış….

Yalın, anlaşılır bir dil üzerine inşa ettiği şiirini, hafta sonu keyif kahvesi eşliğinde, okuyup dinlesek!…

Sevgilinin yokluğunda yaşanan buhran halini de ruhlarda hissederek..

İşte "Hasretinden prangalar eskittim" şiirinin o nükteli sözleri…

***

Seni, anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara.

Seni anlatabilmek seni,

Namussuza, halden bilmeze,

Kahpe yalana.

Ard-arda kaç zemheri,

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.

Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...

Bir ben uyumadım,

Kaç leylim bahar,

Hasretinden prangalar eskittim.

Saçlarına kan gülleri takayım,

Bir o yana

Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,

Dipsiz kuyulara,

Akan yıldıza,

Bir kibrit çöpüne varana,

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,

Yitirmiş öpücükleri,

Payı yok, apansız inen akşamdan,

Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,

Seni anlatabilsem seni...

Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır

Üşüyorum, kapama gözlerini...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.