Sandık Garabeti

Seçimine bir ay kala, Doğu ve Güneydoğu'da artan terör olayları nedeniyle sandıkların taşınması konusunu tartışılıyor. YSK, terör olayları nedeniyle bazı İlçe Seçim Kurullarından gelen sandıkların birleştirilmesi taleplerini bu hafta değerlendirilecek.

Sandık Garabeti

Türkiye, 1 Kasım'da yapılacak milletvekili seçimine bir ay kala, Doğu ve Güneydoğu'da artan terör olayları nedeniyle sandıkların taşınması konusunu tartışıyor.

Bazı il seçim kurulları, terör olayları nedeniyle vatandaşların, sandık kurullarının ve sandığın güvenliği gerekçesiyle sandıkların birleştirilmesi gerektiğine ilişkin taleplerini Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) iletti. Konuyla ilgili son kararı verecek YSK'nın bu hafta içinde değerlendirmesini yapması bekleniyor.  Tartışmaları değerlendiren Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, sandıkların taşınması konusundaki yetkinin YSK'da olduğunu söyledi.

Anayasa'nın YSK'ya seçimlerin denetimi ve yönetimi yetkisini verdiğini hatırlatan Hakyemez, sandıkların nerede kurulacağı gibi konuların da bu kapsamda değerlendirilebileceğini kaydetti.

Milletvekili genel seçimine doğru

Hakyemez, "YSK, güvenlik gerekçesi göstererek sandıkların taşınması kararı alabilir ama bunlar kanuni açık düzenleme ile detaylandırılsa daha sağlıklı olabilirdi" dedi.

Kamuoyunda yalnızca sandığın taşınmasının konuşulduğunu, seçmen listesinin aynen korunarak, seçmenlerin başka yerde oy vermesinin sağlanacağını belirten Hakyemez, şöyle konuştu:

"Burada şu anda konuşulan mevzu sadece sandığın Yüksekova'nın bir mahallesinden başka mahalleye getirilmesi. O mahalledeki seçmen listesi aynen korunuyor. Buradaki endişe şuydu, sandık güvenliğini sağlayalım, dolayısıyla insanlar özgür iradeleriyle oy kullansınlar. Burada aslında sandık başında baskı yapılmıyor ki, baskıyı şöyle yapıyorlar, 'bu mahallede herkes bu partiye oy verecek, bir kişi dahi oy veremezse hepiniz cezalısınız' diyorlar. İnsanlar aslında bundan çekiniyor. Burada şöyle bir yola gidilmesi daha doğru olur. Seçmen listelerinin tamamen karıştırılması, mahallelerdeki seçmenlerin tamamının karışık listeye alınması. O zaman hangi seçmenin hangi mahallede olduğu belli olmayacağı için baskıyı bertaraf etmek daha rahat olabilirdi. Ama bunu yasal çerçevesiyle yapmak gerekirdi."

Prof. Dr. Hakyemez, seçmen listeleri korunarak sadece oy verilen yerlerin taşınmasının çok farklı bir sonuç doğurmayacağına inandığını dile getirdi.

Mevcut yasalarda "sandıklar taşınmaz" diye bir ibare bulunmadığını vurgulayan Hakyemez, "YSK, bu gibi durumlarda, güvenlik gerekçesiyle bunu yapabilir. YSK bu konuda yetkili organdır. Bu konuda bir problem yok. Mesela bir köyde doğal afet meydana geldi, orada oy kullanmak imkansız hale geldi. YSK, kanunda böyle bir hüküm yok diye orada hiç bir şey yapamayacak mı, o seçmenler hayati tehlikenin olduğu yerde mi oy kullanacaklar? YSK, bu gibi konularda karar verme yetkisine sahiptir" diye konuştu.

- "YSK, gerekli kararları almaya yetkilidir"

AK Parti'nin YSK Temsilcisi Şeref Malkoç da Anayasa'nın 79. maddesinde seçimlerin nasıl yapılacağının düzenlendiğini, maddeye göre seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma görevinin YSK'ya ait olduğunu belirtti.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun ile ilçe seçim kurullarının ve YSK'nın görevlerinin düzenlendiğini hatırlatan Malkoç, sandıkların nereye kurulacağının da kanunla özel düzenlendiğini ifade etti.

Sandıkların konulacağı yerlerin belirlenmesinde ilçe seçim kurullarının yetkili olduğunu söyleyen Malkoç, Milletvekili Seçimi Kanunu'nda, "YSK, seçimin sağlıklı ve düzenli gerçekleşmesini sağlamak amacıyla gerekli kararları almaya yetkilidir" düzenlemesine yer verildiğini aktardı.

Malkoç, Mahalli İdareler Seçimi Kanununda ise "dağınık mahalle ve sair yerleşim yerleri bulunan köylerde veya köylerin birbirine yakın olduğu durumlarda seçim sandıklarının bir tek mahalle veya bir tek köyde toplanması, seçim gününden en az 1 hafta önce ilan edilmek koşuluyla ilçe seçim kurulunca kararlaştırılabilir" hükmünün yer aldığını anımsattı. Şeref Malkoç, şöyle devam etti:

"Daha kanun ne desin? Bunun dışında, 'bu iş olmaz' diyenlerin yaptığı şey yorum. Yorum ayrı kanun metni ayrı. Olay siyasi bir olay değil. Hukuki ve teknik bir olaydır. O açıdan böyle gereksiz siyasi tartışmalara girmenin anlamı yok. Türkiye'de ilk defa seçim yapılıyor değil. YSK gözetimi, denetiminde seçimler yapılır. Bugüne kadar seçim sonuçlarıyla ilgili bir şaibe falan ortaya çıkmış değil. YSK'da ve ilçe seçim kurulunda sandıkların yerlerin belirleme yetkisi var mı, var. Sandıkları bir mahalleden başka bir mahalleye taşıma, aktarma yetkisi ilçe seçim kurulunda ve YSK'da varsa buna ihtiyaç olup olmadığına da ilçe seçim kurulu karar verecek. İlçe seçim kurulu başkanı olan hakim gece rüya görüp de bunları taşımaya karar vermeyecek. Kendisi de orada yaşıyor çünkü. Oradaki gelişmelere bakacak, emniyetin, jandarmanın, siyasi partilerin, kaymakamlığın değerlendirmesini, raporunu alacak, ona göre bir karar verecek."

-"Bunun vebalini, sorumluluğunu kim üstlenecek?"

Malkoç, Cizre'de uzun zamandır yaşanan terör olaylarında 20 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Ortada can var, hala yüze yakın sokakta hendek kazılmış. Emniyet güçleri temizledi, ama belediye hendekleri kapatmıyor. Yarın bu sandıklar taşınmadı, Allah göstermesin bu terör olan mahallede bir bomba patlatıldı, ölenler oldu. Bunun vebalini, sorumluluğunu kim üstlenecek. Ortada hukuken bir imkan var, kanunun düzenlediği bu imkanla, mücbir sebeplerden dolayı sandığın yerlerini değiştirme imkanı var. Değişsin mi değişmesin mi, buna ne ben ne siyasi partiler ne valiler karar verebilir. Buna karar verecek olan seçim hakimlerimizdir. Benim üzüldüğüm şey, CHP ve MHP'nin bu konuda HDP'nin kuyruğuna takılıp gitmeleri. HDP'nin bunda menfaati var çünkü terörle iç içe, hala terörle arasına bir hudut koyamayan bir parti. PKK'nın silah zoruyla hangi partiye oy verdirdiğini herkes biliyor."

Sandıkların birleştirilmesinin daha önce çok örneğinin yaşandığını ifade eden Malkoç, "Olay sadece güvenlik meselesi değil. Bunlar mücbir sebep. İlla güvenlik olması şart değil, yarın orada doğal felaket olur. Devletin kurumlarının görevi önlem almaktır. Burada önemli olan vatandaşın oyunu kullandırmaktır. Hangi mahallede kullanacağı sonraki meseledir. Doğal felaket olur, güvenlik olur. Burada önemli olan can ve mal emniyetini temin edip vatandaşa oyunu kullandırmaktır" dedi.

- "Mahallenin dışına çıkarma yetkisi değil"

CHP'nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu ise sandıkların taşınmasının yasal olarak mümkün olmadığını, çünkü böyle bir konunun yasada düzenlenmediğini söyledi.

298 Sayılı Kanun'un 5. maddesinde, ilçe seçim kurulu hakiminin eğer gerekli görürse, aynı mahalle içindeki sandık bölgelerini, seçmen sayısı 9'un altına düşmüşse birleştirebileceği, her bir sandıktaki seçmeni alıp tek bir sandıkta toplayabileceği yetkisini verdiğini ifade eden Yakupoğlu, bu yetkiyi il seçim kurulu hakimliğinin istediği zaman, istediği şekilde tek başına kullanabileceğini kaydetti.

Bunun dışında ilçe seçim kurulu hakiminin sandıklarla ilgili bir birleştirme yetkisi bulunmadığını ifade eden Yakupoğlu, yine aynı kanunun 18 ve 19. maddeleri ile ilçe seçim kurulu hakimine sandık bölgelerindeki sandıkların nereye konulacağı yetkisinin de verildiğini belirtti.

Hadimi Yakupoğlu, bu yetkinin, aynı mahalle içindeki sandıkların nereye konulacağı yetkisi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Mahallenin dışına çıkarma yetkisi değildir. Kanunun 4. maddesine göre mahallelerde kurulan sandıkların, 5. maddesine göre mahalle dışına çıkarılması mümkün değildir. İlçe seçim kurulu hakimi aynı mahalle içinde sandıkları birleştirebilir, birleştirilen sandıkları veya diğer sandıkların nereye konulacağına karar verebilir. Bunun dışında bir mahalleden alıp da diğer mahalleye götürmesi kanunen mümkün değildir.

Anayasa'nın 79. maddesi, YSK'ya mevcut bir kanun hükmünü kaldırma, yerine yeni bir kanun hükmü yapma ve yaptığı, yürürlüğe koyduğu yeni kanun hükmünü de Anayasanın 67. maddesine rağmen 1 yıldan önce uygulama yetkisi tanımaz. Eğer YSK, Anayasa 79. maddeye dayanarak sandıkları taşımaya karar verirse, üç hukuki sorun ortaya çıkacak. Birincisi, 298 sayılı Kanunun 5. maddesini yürürlükten kaldırmış olacak, ikincisi onun yerine sandıkların başka mahalleye taşınabileceğine ilişkin seçim kanununu hükmü getirmiş olacak, üçüncüsü de Anayasa'nın 67. maddesindeki 1 yıllık yasağı kaldırmış olacak."

-"Meşruiyeti sorgulanır hale gelir"

Bu yetkilerin tamamının TBMM'ye tanındığını söyleyen Yakupoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"YSK, kararlarının kesin olmasından hareket ederek, TBMM'nin yerine geçtiği zaman hem Anayasa'yı hem kanunu hem de TBMM yetkilerini ortadan kaldırmış olur. Böyle bir durumda vatandaşın biri oyunu kullanamadığı zaman önce Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunur, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giderse evrensel, anayasal bir hak olan seçme hakkının o kişinin elinden alındığının ve bunun hak ihlali olduğunun tespitine karar verildiği anda Türkiye'de yapılacak 1 Kasım seçiminin tamamının meşruiyeti sorgulanır hale gelir.

1 Kasım'da sandıklar bazı mahallelerde diyelim kurulamadı. Sonuçlar gelecek, YSK bakacak. Diyelim Şırnak'ta. Şırnak'ta en son sırada çıkan milletvekili ile daha sonra seçilemeyen milletvekili arasındaki oy farkına bakacak, bin 500 oy fark var. Oy kurulamayan mahallelerdeki sandıkların seçmen sayısına bakacak, sonuca etkili ise Şırnak'ta seçimin yenilenmesine karar verecek. Doğal afet olur ve orada seçim yapılamazsa sadece oraya mahsus seçim yenilenir."

Yakupoğlu, 2002'de yapılan milletvekili genel seçiminde Siirt'te üç sandık kurulamadığı için burada seçimlerin yenilendiğini kaydederek, "Bu üç sandıktaki seçmenlerin sayıları seçim sonucunu etkilediğinden sadece Siirt'te seçimler yenilendi. Burada da aynı mantık yürüyecek" dedi.

Demokrasinin askıya alındığı sıkıyönetim dönemleri

Sandıkların taşınması kararının sadece demokrasinin askıya alındığı sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemlerinde uygulandığını anlatan Yakupoğlu, "Örneğin 90'lı yıllarda sandıklar karakollara taşındı. Özel güvenlik bölgesi tespit edilmesi değil, olağanüstü hal veya sıkı yönetimi kanunu gerekir bunun için. 1990'da yapılan örnekte olağanüstü hal kanununu vardı, o zaman taşındı sandıklar. Demokratik düzenin sürdüğü süreç içinde olağanüstü hal, ihtilal ve sıkıyönetim dönemleri hariç hiç bir sandık mahalleden dışarı çıkarılmadı" değerlendirmesini yaptı.

Yakupoğlu, 7 Haziran seçimi öncesinde de "güvenlik nedeniyle sandık kurulamayacağı ve sandıkların taşınmasına" ilişkin 5 talebin YSK'ya iletildiğini hatırlatarak, YSK'nın oy birliğiyle "güvenlik nedeniyle ilçenin bir kısım köylerindeki sandıkların diğer kasaba ve köylerdeki sandıklarla bir yerde toplanması biçimindeki isteğin mevzuata uygun görülmediği"ne karar verdiğini hatırlattı.

Hadimi Yakupoğlu, "'Oraya sandık giremez' deniyor. Sandığı çıkardığınızda seçmen nasıl dışarı çıkacak, taşınan yere nasıl gidecek. YSK'nın yetkisinde böyle bir şey yok, bütçesi yok" şeklinde konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz