1 MAYIS’TA TAKSİM’İ YASAKLAMAK SUÇTUR
Şişli’de bulunan genel merkez binasında bir basın toplantısı düzenleyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, İstanbul Valisi Vasip Şahin’in katıldığı bir televizyon programında 1 Mayıs ile ilgili soruya “Toplantı ve gösteri yapılabilecek yerler belli Taksim bunlardan biri değil” şeklindeki açıklamasına yanıt verdi. Beko, İstanbul Valiliği ve hükümetin, 1 Mayıs meydanı konusundaki mahkeme kararlarını, Anayasa’yı ve yasaları görmezden gelmeye devam ettiğini ifade etti. 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı ile ilgili söz hakkını sendikalara, işçi sınıfına vermeyen bir zihniyetin ‘demokrasi’ ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını belirten Beko, “1 Mayıs’ta Taksim’i yagizlemek suçtur. Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamanın hakkımız olduğunu teslim eden çok sayıda ulusal ve uluslararası mahkeme kararı mevcuttur. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamayı engellediği için hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde haksız bulunmuştur. Ancak 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenlerle ilgili tek bir yargı kararı mevcut değildir. Anayasa’da güzergâhı belirleme yetkisi, mülki idare amirlerine verilmemiştir Daha doğrusu bu yetki, 2001 değişikliği ile Anayasa’dan çıkarılmıştır. 1 Mayıs herhangi bir ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü’ değildir. 1 Mayıs resmi bir bayram günü olarak, Vali’nin atıf yaptığı 2911 sayılı yasada ‘istisna’ olarak belirtilen hallerden biridir. Vali’nin görevi kamu düzenini bozmak değil sağlamaktır. Taksim’de 1 Mayıs’ın yüz binlerle kutlandığı 3 yıl boyunca tek bir kişi bile bundan zarar görmemiş, yasadışı bir şekilde Taksim’in yasaklandığı yıllarda ise yüzlerce kişi yaralanmış, milyonlarca İstanbullu fiili sıkıyönetimin, fiili sokağa çıkma yasağının, gaz bombalarının, polis şiddetinin mağduru olmuştur. “ dedi.
TAKSİM’İ İŞÇİ SINIFINA YASAKLAMAK ANONİM ŞİRKET DÜZENİNİN SEMBOLÜDÜR
DİSK’in 1977 yılında ölen üyelerini anmak için Taksim Meydanı’nı kullanmak istemesinin hakkı ve görevi olduğunu belirten Beko, “ Anlaşılan odur ki ülkeyi yönetenlerin Taksim inadı basitçe bu alanın kullanımına dair bir inat değildir. Ülkeyi bir “Anonim Şirket” gibi yönetenler, işçi sınıfının her türlü hakkını, tüm kazanımlarını gasp etmek istemektedir. Taksim’i işçi sınıfına yagizlemek, ‘Anonim Şirket’ mantığı ile yönetilen bir ülkede, “hissesi” olmayan milyonları yok saymaktır. Hukuku çiğneyerek Taksim’i işçi sınıfına yagizlemek, mahkeme kararlarına rağmen taşeron işçileri kadroya almamaktır. Taşeron cehennemine odun atmaktır. Taksim’i işçi sınıfına yagizlemek, iş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormamak, onları görevlerinden bile almamak, cinayetleri onaylamak anlamına gelmektedir. Taksim’i işçi sınıfına yagizlemek, milyonlarca işçiye, açlık sınırının altındaki asgari ücreti layık görmektir. Taksim’i işçi sınıfına yagizlemek, “ayaklar baş olursa kıyamet kopar” zihniyetidir. Acılı Somalıya tekme atmak neyse Taksim’i yagizlemek odur. ‘Taksim’e bir çelenk bırakıp gidin’ demek, Ermenekliyi kara lastik ayakkabıyla avutmaya kalkışmaktır.” dedi. Taksim’i işçi sınıfına yagizlemek adaletin, hukukun zerresine tahammülü olmayan bir Anonim Şirket düzeninin sembolüdür.” dedi.
DİSK GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU 25-26 MART’TA BOLU’DA TOPLANACAK
Türkiye’de 2015 1 Mayıs’ı ve 7 Haziran’daki genel seçiminin önemine değinen Beko,
“DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 25-26 Mart tarihlerinde Bolu’da toplanarak, 2015 1 Mayıs’ına ve 7 Haziran’daki genel seçime dair kararlar alacaktır. Bu kararları yıllardır birlikte mücadele yürüttüğümüz, başta KESK-TMMOB ve TTB olmak üzere tüm dost kurumlarla beraber de değerlendireceğiz. DİSK-KESK-TMMOB ve TTB yöneticilerinin yargılandığı 2014 1 Mayıs’ının ikinci duruşması ise 24 Mart’ta Çağlayan Adliyesi’nde görülecektir. Bu duruşmada, Taksim’i savunmaya, 1 Mayıs Meydanımızı yasaklayanları yargılamaya devam edeceğiz. Evet tüm bunları söylemek için biz yıllardır Taksim meydanında olmak istiyoruz. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için mücadele ekmek, ahlaki, sınıfsal ve siyasal bir ödev olduğu için Taksim’de olmak istiyoruz. 1977’de yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizi ve 2013’te yitirdiğimiz gencecik evlatlarımızı anısını yaşatmak için Taksim’de olmak istiyoruz.” dedi.
DİYALOGLARIMIZ SON DAKİKAYA KADAR DEVAM EDER
Beko, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Beko, “Bu
konuyla (1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması) ilgili Valilikle bir görüşmeniz olacak mı?” sorusuna, “Görüşmeleri mutlaka yapacağız. 1 Mayıs çalışmaları başladığımızda, İstanbul Valisi ile görüşürüz, İçişleri Bakanı ile de görüşürüz, Başbakan’la da görüşürüz, Cumhurbaşkanı ile de görüşürüz. Yani bu konuda bizim diyaloglarımız son dakikaya kadar devam eder. Biz hiçbir arkadaşımızın burnu bile kanamadan bu masa başında tüm görüşmelerimizi ve anlaşmalarımızı hiç kimsenin kolu kanadı kırılmadan yapma becerisini gösterebilecek bir örgütüz.” dedi.
2010-2011 VE 2012’DE HİÇ KİMSENİN BURNU BİLE KANAMADI
Bir basın mensubunun, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın Eylül ayında mahkemenin onay verdiği yeşillendirme projesi ile ilgili “Havaların ısınmasını bekliyoruz. Kışın yapsaydık ortalık çamur alanı olacaktı o yüzden başlamadık.” şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, “Belediyenin 1 Mayıs’a yakın bir inşaat çalışması yapmasını bekliyor musunuz?” şeklindeki sorusuna, “Taksim Meydanı’nın belediye tarafından çiçeklendirilmesi oraya güllerin karanfillerin dikilmesi elbette hem İstanbul halkı için hem de bizim için önemli bir çalışma. O yapılan düzenleme içerisinde işçilerde 1 Mayıs birlik, dayanışma ve mücadele gününde orada olurlarsa bana göre çok daha yakışırlar diye düşünüyorum. İnşaatla ilgili daha öncede böyle bir çalışma vardı. Ancak biz Başbakan’la, İçişleri Bakanı ve Vali beyle de görüştüğümüzde oraya yapılan araştırmalar sonrasında 230 bine yakın işçinin orada 1 Mayıs’ı kutlayabileceği bir alan olduğunu… eğer bir önlem alınması gerekiyorsa biz o zamanda ifade etmiştik. Yapılan bu inşaat bölümünde işçilerin burnu bile kanamadan o önlemleri biz rahat bir şekilde alırız demiştik. Yeter ki bizim yaptığımız çalışmalara polisin müdahalesi olmasın deyimini kullanmıştık. O maalesef dönemde yine izin vermemişlerdi. İstanbul’da 2010,2011 ve 2012 yılında polisin müdahalesi olmadan yüz binlerce insanın şenlik havasında kutlamalarını yaptılar hiç kimsenin burnu bile kanamadı. Önümüzdeki 1 Mayıs’ta da hiç kimsenin burnu bile kanamadan birlik, beraberlik içerisinde Dünya’da ve Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi kutlamak istiyoruz. “ şeklinde yanıtladı.
Kaynak: Diyarbakır Söz