Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri

TBMM Başkanı Çiçek: ''Cahiliye dönemine eş vahşet var İslam dünyasında, cinayetler var, cinnetler var, her yerde kan ve gözyaşı var, istibdat var, kardeş kardeşi boğazlıyor, şehirler topa tutuluyor, masum insanlar, kadın, çocuk yaşlı demeden yine kardeşleri tarafından katlediliyor''

Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İslam dünyasında cahiliye dönemine eş vahşet ve cinayetler olduğunu, kardeşin kardeşi katlettiğini belirterek, İslam dünyasının barış ve huzura ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen ''Hazreti Peygamber Kardeşlik Ahlakı ve Kardeşlik Hukuku'' temalı Kutlu Doğum Haftası etkinliği Ankara Spor Salonu'nda yapıldı.

Etkinliğe, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, AK Parti genel başkan yardımcıları Salih Kapusuz, Abdülkadir Aksu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve bazı milletvekilleri katıldı.

Vatandaşların tamamen doldurduğu salondaki kutlu doğum etkinliği, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından 3 imam hatibin Kur'an-ı Kerim okumasıyla başladı.

Aşık Veysel'in ''Beni hor görme kardeşim'' türküsüne de yer verilen, kardeşlikle ilgili sinevizyon gösteriminin ardından 20 ülkeden 26 öğrencinin de konuk olarak bulunduğu Diyanet İşleri Başkanlığı Musiki Korosu ilahiler seslendirdi.

Etkinlikte, Kocatepe Camii İmam Hatibi İsmail Coşar kaside okudu.

 

''Huzura ve barışa en çok İslam dünyası ihtiyaç duyuyor''

 

TBMM Başkanı Çiçek, burada yaptığı konuşmada, Müslümanların alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed'e yürekten bağlı olduğunu söyledi.

''O bizim rehberimiz, yol göstericimizdir. O güzel ahlakı tamamlayan Allah resulüdür. O, iki cihan serveridir. O, sevginin, barışın peygamberidir'' diyen Çiçek, insanlığın huzura ve barışa ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçtiğini, en çok ihtiyaç duyanın ise İslam dünyası olduğunu söyledi.

Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla vicdan muhasebesi yapılması gerektiğini belirten Çiçek, şöyle konuştu:

''İslam dünyasına bir bakmak gerekiyor. Cahiliye dönemine eş vahşet var İslam dünyasında, cinayetler var, cinnetler var, her yerde kan ve gözyaşı var, istibdat var, kardeş kardeşi boğazlıyor, şehirler topa tutuluyor, masum insanlar, kadın, çocuk yaşlı demeden yine kardeşleri tarafından katlediliyor. Bombalar patlıyor, Allah'ın barış ve esenlik dini terörle özdeş hale getiriliyor. Din bu değil, İslam bu değil, ilahi mesaj bu değil. Adaletin yerini zulüm, barışın yerini kin ve nefret, hukukun yerini yolsuzluk, hırsızlık, yoksulluk ve zorbalık almış durumda. Onun için bu yılki özel mesaj en çok ihtiyaç duyduğumuz bir mesaj. Elbette bu mesajları tekrarlayacağız.''

Bu mesajlarla birlikte insanların birbirlerinin hukukuna, onuruna, inançlarına saygı gösteren bir anlayışı da inşa etmeleri gerektiğini ifade eden Çiçek, aksi takdirde gelecekle ilgili endişe duyulacağını bildirdi.

Bugünün dünyasında bu mesajlara ve bunların somut örneklerine ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Çiçek, Müslümanlar olarak bu örnekler gösterilmediği takdirde Allah nezdinde büyük bir sorumlukla karşılaşılacağını da kaydetti.

 

''Hazreti Muhammed'in ahlakı en mükemmel ahlak''

                                            

Bozdağ da Hazreti Peygamber'in insanlığa birçok güzel duyguyu öğrettiğini belirtti.

Hz. Muhammed'in Allah'a kulluk için zemin hazırladığını ifade eden Bozdağ, onun müminler arasında adalet ve eşitlik esasını getirdiğini, anarşiden başka bir şey bilmeyen kavimler arasında düzen, uyumluluk, itaatin temelini yerleştirdiğini söyledi.

''Hazreti Peygamber sevginin peygamberi, şefkatin, kardeşliğin peygamberi, Kur'an ahlakının peygamberidir. Allah'ın Resulü bütün hallerde insanlığın en üstün, biricik örneğidir'' diyen Bozdağ, Hazreti Muhammed'in ahlakının en büyük ve en mükemmel ahlak olduğunu belirtti.

Hazreti Peygamber'in Allah tarafından tüm müminlere örnek gösterildiğini söyleyen Bozdağ, şunları kaydetti:

''O'na itaat bizzat Cenabıhak tarafından Allah'a itaatle birlikte değerlendirilmiş ve Kur'an'da takdim edilmiştir. Allah'a ulaşmanın ve Allah'ın sevdiği bir kul olmanın yolu peygambere imandan, peygambere tabi olmaktan ve onu sevip örnek almaktan geçiyor. Peygamberimizde şahıslarımız, ailelerimiz, toplumumuz, milletimiz, İslam alemi ve bütün insanlık için kurtuluşun reçetesi vardır, mutluluğun reçetesi vardır, dünyayı cennete çevirmenin, ahirette cennete gitmenin ve cehennemden kurtulmanın reçetesi vardır. Kardeşliğin, dürüstlüğün, ahlakın, sevginin, Allah sevgisinin, kulluğun en güzel örnekleri ve reçetesi vardır. Onun hayatı hepimiz ve insanlık için yol gösterici, karanlıkları aydınlatıcı, huzuru, barışı, refahı ve mutluluğu tesis edici, başarılı örneklerle doludur. Resulü Ekrem efendimizin hayatının her anı bütün insanlık için döne döne okunacak, ezberlenecek ve yaşanacak derslerle, örneklerle doludur. Kur'an-ı Kerim nasıl insanlık için bir yol gösterici, bir rehber, bir nur ise aynı şekilde Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa'nın hayatı da sünnet olarak insanlık için kılavuzdur, yol göstericidir, rehberdir. Onun içindir ki Peygamberimiz anılmaktan ziyade anlaşılmayı hak eden, bunun mesuliyetini de bütün Müslümanlara yükleyen abide bir şahsiyettir.''

 

Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in hayatının seçmeli ders olması

 

Mecliste kabul edilen kanunla ortaokul ve liselerdeki öğrencilerin seçmeli olarak alacakları derslerle Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Muhammed'in hayatını öğrenmelerinin yolunu açtıklarını belirten Bozdağ, ''Bu adım istikbalimiz adına, ülkemizin ve milletimizin geleceği adına hiç tartışmasız büyük bir fırsat doğurmuştur. Kur'an'dan ve Hz. Muhammed'in hayatından, sünnetinden ilham alarak yol yürüyen bir nesil elbette ki bu ülkenin, İslam aleminin ve bütün insanlığın hayrına ve yararına olacaktır'' diye konuştu.

Bozdağ, öğrenciler ve aileleri için böyle bir imkanı sağlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

 

İslamiyet'teki kardeşlik ve kardeşlik hukuku

 

Bazı ayetlerden ve hadislerden örnekler de veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları kaydetti:

''Bir Müslüman'ın bilmesi gereken şey çok açık. Dilini, rengini, ırkını, cinsiyetini, anasını, babasını, boyunu, fiziki özelliklerini, doğacağı yeri ve yetenekleri insanların seçmesi mümkün değildir. Çünkü bunları takdir etmek, tayin etmek doğrudan doğruya Allah'a aittir. Bu gerçeği bilen, Kur'an ve sünnetteki bu mesajı bilen ve inanan bir Müslüman ırkçılık yapabilir mi? Kendi rengi ve dili farklı diye rengi ve dili başka olanlara düşmanlık edebilir mi? Rengi ve dili başka diye insanlara haksızlık, onlarla savaş yapabilir mi? Renk ve dil kavgası veren, ırkçılık davası güden, bölücük yapan terör örgütlerine destek olabilir mi? Ölmek ve öldürmek için ırkçılık uğruna bir yola çıkabilir mi? Elbette ki bütün bu soruların cevabı 'hayır'dır. Çünkü bunların tamamını hem Kur'an'da Allah hem de onun gönderdiği Peygamber reddediyor. İslam'ın ortaya koyduğu esas kardeşlik ırklar üstü, sınırlar üstü, renkler ve diller üstü iman kardeşliğidir.''

Mutluluğun, huzurun, selametin ve kardeşliğin esaslarının Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Peygamber tarafından gösterildiğini belirten Bozdağ, ''Ama yaşadığımız dünyada hem ülkemizde hem de coğrafyamızda yaşananlar, İslam'ın ortaya koyduğu kardeşlik anlayışını, kardeşlik ahlakını ve kardeşlik hukukunu yeteri kadar içselleştiremediğimizi açıkça gösteriyor'' dedi.

Bozdağ, şöyle konuştu:

''Camilere bombalar atan insanlar ve her gün onlarca insanın ölümüne neden olan işler. Irkçılık nedeniyle, mezhepçilik nedeniyle, başka başka menfaatler ve çıkarlar nedeniyle yapılan pek çok hadise. Bugün Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de, Libya'da şahit olunan acı manzaraların bütün çıplaklığıyla ana gerekçesi İslam'ın ortaya koyduğu bu kardeşlik hukuku ve kardeşlik ahlakından yeterince nasiplenememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü Peygamberimiz buyuruyor ki 'Ey müminler, size iki emanet bırakıyorum. Onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir.' Bu emanete sarıldığımız sürece kardeşlik hukukunu ve kardeşlik ahlakını daha güçlü bir şekilde tesis edeceğiz ve bugün gözyaşıyla kanla anılan İslam coğrafyası mutlulukla anılır hale gelecek. Bunda da herkese büyük görevler düşmektedir. Kardeşlik ve kardeşlik hukukunun herkesin hayatına egemen olması ve her hareketin, duruş ve davranışın mihenk taşına dönüşmesi en büyük dileğimizdir.''

Kaynak: Diyarbakır Söz