ÖZGÜRLÜK

Nedir özgürlük? Ne kadar özgür olabiliriz.

Tanımsal olarak herhangi bir koşula, sınırlamaya, kısıtlamaya, bağlı olmaksızın düşünme ve davranma durumudur.

Herkes özgür olmaktan yana her bireyin veya zümrenin istekleri, fikirleri, hazları farklı olduğuna göre nasıl herkes eş zamanda özgür olabilir.

Tek bayrak altında bile rengarenk düşüncelerimize rağmen yüzyıllardır özgürlük kavramının peşini bırakmadık.

Tabi özgürlüğü baltalayanlar da vazgeçmedi. Öyle ya her fikrin, her sistemin, her kavramın illa bir karşıtı kısa zamanda türüyor.

Yine de özgürlük falan yok dağılın diyemiyoruz!

Liberali var özgürlüğü savunuyor, muhafazakârı var özgürlük istiyor, seküleri var özgürlük hasretinde, tüm toplumsal kavramlardan ırak sadece yiyip içip uyumak isteyen kesim yine özgürlük nârası atıyor.

Hiçbir grup yada birey dar alanda sıkışıp kalmaktan yana değil. Cümle âlemde ki insanların her hazzını, her kafasından geçeni baskı ve zorbalık görmeden uygulamaya koyabilmesi

Özgürlük ise eğer bu özgürlük hiç iyi bişi değil

Hırsızı özgür bırakalım çalsın o zaman.

Din adamlarını özgür bırakalım komple kutsal kitapları topyekûn değiştirsinler.

Siyasetçileri de özgür bırakalım tüm ülkeyi kendi zimmetlerine geçirsinler.

Dünya döndükçe birileri kendi çıkar ve hazlarının baskılı yönlendirmesiyle, bir takım durumlara önce kavram adı uyduruyorlar sonra mübahlaştırıyorlar.

Misal nötr insan, misal biseksüel, misal bilumum dini tarikatlar (illuminati, bâtınilik v.s)…

Her zümreye özgürlük verilmesi çarşı pazarın karışma demek. Sanki yeterince karışık değilmişiz gibi.

Pembe gençlik yıllardım savunurdum özgürlüğü şimdi görüyorum ki dünya benden ve benim zümremden ibaret değil.

Benim özgürlük alanım diğerlerinin yerini daraltabilir, bu da haksızlığa giden yolun kapılarını açabilir.

Toplum içinde küçük çaplı özgürlükler gerekli, nefes alabilmek adına, insan olup insan kalabilmek adına.

Bu toplumda yıllardır zaten dar olan alanımızı daha da daraltmak için ellerinden geleni yaptılar.

Her şey ayıptı, yasaktı, günahtı, sanırım özgürlük kavramına da bu ayıplardan gına gelenler sıkı sıkıya sarıldı yitip gitmemesi için.

Kadınsan kahkahalarla gülmek ayıptı, toplumda sakız çiğnemek ayıptı, yine kadınsan açık seçik giyinmek günahtı, düğünlerde kot pantolon giymek ayıptı, erkeksen pembe pantolon giymek yine ayıptı,

Kadınsan karanlık vakit de sokağa çıkmak yasaktı, büyüklerin yanında çok konuşmak ayıptı, yine kadınsan yalnız yaşamayı seçmek olacak iş değildi.

Sene 60-70’lerde fikirlerini dile getirmek yasaktı, toplumsal şiirler yazmak yasaktı direk komünist oluyordun.

Böyle böyle bezdirdiler ‘özgürlük’ kavramı da daha çok ön plana çıktı. Lakin bu gibi mevzuların kahramanlarının özgürlük anlayışı basitçe

Bizi rahat bırakın demekti. Bugün özgürlük isteyen her kitlenin istek amaçları türlü türlü.

Devlet tarafından kişilerin korunması temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması tabi ki de farzdır. Muhalefet özgürlüğü, basın özgürlüğü, yaşamını idame ettirebilmek için sağ tam ve ayakta olmak yani bireysel özgürlük bunlar zaten her biri birer haktır (iyi niyet ile yoğrulmuşsa) bana göre.

Anayasaya göre de özgürlük temel bir haktır ama tatmin edilememiş içi doldurulamamış bir haktır. Doldurulamaz da.

Gerçek özgürlük isteyen Ferrari’sini satıp çadırını alıp dağlara tepeler vurup yalnız yaşasın. Kişi kendisi ve tabiat ana ile baş başa kalırsa istediğini yapsın ama toplum içinde özgürlük olmuyor.

Çünkü istençler çakışıyor.

Hayata geçirmek istediğin sana doğru başkasına yanlışsa orada özgürlüğün çatısı altına saklanılamaz.

Her ne kadar kendimin de çok hoşuna gitmese de hümanizm aşkına sınırlamalar gereklidir.

Bir düşünün biyolojimizi fiziksel uzuvlarımızın bile çoğuna hakim değiliz. Her istediğimizi bedenimize bile yaptıramayız.

Kafanı 360 derece döndüremezsin, bağırsaklarına şimdi olmaz diyemezsin, düşünmek istemediğin bir anıyı olayı ya da kişiyi istesen de zihninden uzaklaştıramaman gibi gibi…

Sınırlama ve engellerden bu kadar korkmamak lazım.

David Hume; “özgürlükten yalnızca arzunun belirlemelerine göre eylemde bulunma ya da bulunmama gücünü anlarsak özgürlük vardır demektir.

Fakat özgürlükten istek belirlenmeden eylemde bulunmayı yani nedensiz, keyfi, gelişigüzel eylemde bulunmasını anlarsak o zaman özgürlük yoktur “ demiş.