“Ziyaret çarptı bizi”

Yıkımın derhal durdurulmasını isteyen Kırklar Dağı Mağdurları Platformundan Ayık, Kırklar Dağı’nda binaları yıkanların pavyon açılmasına müsaade etmesine anlam veremediğini ekleyerek "ziyaret çarptı bizi" dedi.

“Ziyaret çarptı bizi”

Merkez Sur ilçesinden geçen Dicle Nehri'ne hâkim tepede bulunan ve türkülere konu olan tarihi Kırklar Dağı'nda 6 yıl önce yapımına başlanan 725 lüks konutun yıkımına başlanırken ev sahiplerinin bir araya gelerek kurduğu Kırklar Dağı Mağdurları Platformu yetkilileri olaya tepki olarak basın açıklamasında bulundu.

“O halde Kırklar Dağı’ndaki pavyona neden izin verildi”

Kırklar Dağı Mağdurları Platformu sözcüsü Zeki Ayık, konuşmasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanlış bilgilendirildiğini ifade ederek, Kırklar Dağı’nda yapılaşmanın olduğu bölgede ziyaret, tarihi eser, tescilli yapı ve tarımsal faaliyetin olmadığını iddia etti. Yıkımın derhal durdurulmasını isteyen Ayık, Kırklar Dağı’nda binaları yıkanların pavyon açılmasına müsaade etmesine anlam veremediğini ekledi.

Yıkım sürecini ne tetikledi!

Diyarbakır'a gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kırklar Dağı konutlarıyla ilgili soru üzerine, "Bir taraftan tarım arazileri üzerine kurulmuş, bir taraftan tescilli eserler üzerine yapılmış yapılardır. Bu kabul edilemez. Efendim 'ben giderim istediğim yere ev yaparım, oldu bittiye getiririm, kanun açıklarından istifade ederim' diye bu mantık işlediği için buraya bu cesaretle yapmışlar. Hiçbirisi doğru değil bunların. Tarım arazileri üzerine de bina yapılamaz, tescilli olan binaların üzerinde asla bina yapılamaz. Ziyaret yerine bina yapılır mı? Şimdi zaten mahkemelik, hukuki sürecini takip ediyoruz eğer hukuki süreç tamamlanırsa bir an yıkılacak, tertemiz hale gelecek" demişti.

Kırklar Dağı tepesinde iki şirket tarafından başlatılan 725 konutluk projeden terör örgütü PKK'ya fon aktarıldığı iddialarına ilişkin başlatılan soruşturmada, 32 sanık hakkında 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet' ve 'Nitelikli yağma' suçlarından 15'er yıldan 25'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kırklardağları Mağdurlarları Platformu sözcüsü Zeki Ayık, “Bakanın dile getirdiği hukuki sürecin ne olduğunu araştırmaya başlayınca Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığının 15.09.2017 Tarih ve 349 Sayılı Meclis Kararıyla, inşaatların üzerinde yapılı olduğu eski 797 Nolu Parsele ait imar planının Diyarbakır 1. İdare Mahkemesinin kararına dayanmak suretiyle iptal edildiğini öğrendik. 24 Kasım 2016 tarihinde verilmiş olan mahkeme kararını temyiz eden yani bu kararın hukuksuz ve yanlış bir karar olduğunu iddia eden Büyükşehir Belediyesi bu haksız ve hukuksuz kararı kesinleşmediğini bilmesine rağmen alelacele uygulamaya koymuştur.” dedi.

“Kesinleşmeyen mahkeme kararı uygulamaya konulmuş”

Ayık açıklamanın devamında, “Belediyeler ile yaptığımız sözlü görüşmeler ne yazık ki imar planının iptalinin hayra alamet olmadığını bize göstermiştir. Çünkü anladığımız kadarıyla Bakanlığın kamulaştırma kararı almayacak olması ilgili belediyeleri bu işe dâhil olma mecburiyetinde bırakmış ve

bu belediyeleri söz konusu bölgeyi temizleyip eski hale getirmenin yollarını aramaya mecbur bırakmıştır. Bakanlık tarafından alınmayan bir kamulaştırma kararının ilgili Belediyeler tarafından alınması belediye bütçeleri dikkate alındığında mümkün olamayacağı için öncelikle imar iptali yoluna gidilmiş ve kesinleşmeyen mahkeme kararı uygulamaya konulmuştur. Önce imar durumunun iptali ve sonrasında yıkım kararı alınması hukuku dolanarak haksız ve hukuksuz iş yapmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.” şeklinde konuştu.

“Kırlar Dağı’n mevkiinde ziyaret yoktur”

Kırklar Dağı mevkiinde yapılaşmanın bulunduğu yerde bir kutsal yer veya ziyaret yeri olmadığını iddia eden Ayık, “İnşaat alanının birkaç yüz metre uzağında bulunan bir ziyaret vardır. Bu ziyaret ile inşaat alanı arasında Eski Mardin Yolu geçmekte olup ziyaret halen varlığını sürdürmektedir. Kırklar Dağı’nın On Gözlü Köprü’ye bakan tarafı değil Bağıvar tarafındaki yamaçta bulunan ziyaret yerinin söz konusu inşaat alanı ile hiçbir ilgisi yoktur.” ifadelerini kullandı.

“Kırklar Dağı’nda tarihi eser ve tescilli yapı yoktur”

Kırklar Dağı mevkiinde yapılaşmanın olduğu bölgede hiçbir tescilli yapı ve tarihi eser bulunmadığını iddia eden Ayık, “Söz konusu bölge hiçbir şekilde koruma altına alınmamıştır. Bu alanda çok eski tarihlere dek yapılan incelemelerde dahi en küçük bir tarihi eserin izine rastlanması söz konusu değildir. Özel mülkiyete tabi. KCA Petrol arama şirketinin bölgeyi terk etmesinden sonra uzun yıllar hiçbir faaliyet yürütülmeyen bölgenin Sur Belediyesi tarafından çöp toplama merkezi olarak kullanıldığı gerekli araştırma yapıldığında rahatlıkla ortaya çıkarılacaktır. On Gözlü Köprü çıkışından itibaren dökülen çöpler neredeyse Kırklar Dağının şehre bakan tüm yamaçlarını bir nevi çöp toplama merkezine çevirmişti. Ancak ne yazık ki o gün hiçbir şekilde bu duruma tepki göstermeyenler haksız ve hukuksuz olarak bu gün çok büyük tepkilerin doğmasına sebebiyet vermektedirler.” diye konuştu.

“Kırklar Dağı’nda tarımsal faaliyet yoktur"

Kırklar Dağı’nda yapılaşmanın olduğu bölgede tarımsal faaliyetin olmadığını öne süren Ayık, “Bilinen yakın tarihinde en küçük bir tarım faaliyeti olmamıştır. Burası kanuni tabirle ”mutlak tarım arazisi" olmayıp, normal bir tarım arazisi dahi değildir. Takdir edileceği üzere bir taşınmazın vasfı olarak tarla yazıyor olması oranın tarım arazisi olarak kullanıldığını ispata yeterli değildir.” diye konuştu.

“Konut alan insanlar suçlu değildir”

Kırklar Dağı’ndaki 3 müteahhidin de batmış olduğuna dikkat çeken Ayık, “Buradaki yapılaşmadan kaynaklı hiç kimsenin rant elde etme beklentisi yoktur, kaldı ki böyle bir imkan da söz konusu değildir. Her üç sitenin müteahhidi banka kredileri dolayısıyla batık durumdadır. Müteahhitlerin adına kayıtlı dairelerin tümü ipotek ve icra takibi altındadır. Bu durum istenildiği zaman tapu kayıtları ile rahatlıkla ispatlanabilir durumdadır. Burada konut satın alan insanların hiçbir suçu yoktur. İmarlı ruhsatlı inşaattan daire almak suç değildir. Ancak bugün bu insanlar cezalandırılmaktadır.” dedi.

“Yıkım durdurulmalı”

Çözüm önerilerini sıralayan Ayık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Şu anda devam eden yıkım çalışmaları derhal durdurulmalı ve tamamen yasalara uygun inşa edilmiş konutlarımız aleyhinde yapılan haksız eleştiriler artık nihayete erdirilmelidir. Söz konusu konutları satın alırken yılların birikimi olan paraların cebimizden çıktığı unutulmamalıdır. En temel haklardan biri olan mülkiyet hakkımızın öncelikle devletin kurumları tarafından savunulması gerektiği tekrar hatırlatmak isteriz.

“Hukuk mücadelesi başlatacağız”

Devletin ilgili kurumları bölgeyi eski haline getirmek için kamulaştırma dışında bir seçenek arayışına girecekse bunun bizlerin mahvına sebep olacağını ilgililere tekrar hatırlatıyoruz.

Bugün burada hakka hukuka aykırı olarak devam eden yıkım kararıyla ilgili hukuki mücadelemizi sürdüreceğimizi tüm kamuoyu ile saygıyla paylaşırız.

Kaynak: Diyarbakır Söz