BOYNUZ

Efendimiz Sellallahu ve Sellem bir hadisi şeriflerinde “Eddiynu El Muamele veya Eddiynu Mumeletün- Din muameledir diye buyuruyor.

Yani yaptığınız işlerde dürüst müsünüz, doğruyu söylüyor musunuz, yalandan kaçıyor musunuz, olanı biteni olduğu gibi anlatıyor musunuz, yoksa gizli saklı işler yaparak, kendinize veya yakınlarınıza menfaat mi temin ediyorsunuz, işte o zaman dininizi sorgulayın.

Haram mı yediniz,

Dininizi sorgulayın,

Hile mi yaptınız,

Dininizi sorgulayın,

Doğruya eğri mi dediniz,

Dininizi sorgulayın,

Söz verdiniz, sözünüzde mi durmadınız,

Dininizi sorgulayın,

Size bir şey emanet edildi, emanete hıyanet mi ettiniz,

Dininizi sorgulayın,

Konuşurken yalan mı söylüyorsunuz,

Dininizi sorgulayın,

Riyakar birisi misiniz, bugün böyle, yarın öyle hareketler mi yapıyorsunuz,

Dininizi sorgulayın.

Üç kağıdı, beş kağıda mı katıyorsunuz,

Dininizi sorgulayın,

Sattığınız malın üstü başka, altı başka mı,

Dininizi sorgulayın,

Saat 08.00 de mesaide olmanız gerekirken, ne olacak canım, zaten şimdi kimse gelmemiştir, saat 08.30 da gitsem ne olur diyorsanız,

Dininizi sorgulayın.

Merhum Şair Mehmet Akif Ersoy birinci dünya harbi sonlarına doğru yurt dışına çıkar, dönüşünde, oraları sorduklarında, şöyle der.

İşleri dinimiz gibi, işimiz dinleri gibi değerlendirmesini ta o zaman yapmış ve bu millete çok önemli bir uyarıda bulunmuş.

Avrupa ülkelerinde çek para yerine geçer. Ve hemen hemen hiçbir çekin şimdiye kadar karşılıksız kaldığına kimse şahit olmamış. Bizde her sene milyonlarca çek karşılıksız çıkıyor, sizde de buna benzer bir şey olur mu diye sorduğunuzda, alık alık yüzünüze bakarlar, şaka mı yapıyorsun, ne demek çekin karşılıksız çıkması, böyle bir şey olabilir mi, biz sadece yüklü şekilde paraları yanımızda taşımamak için, çek yerine geçen bu ödeme aracını kullanırız. Zaten bir kere çek karşılıksız  çıksın, o kişinin ömür billah ticari hayatı biter diye sizi cevaplarlar.

Bizde de çeklerin para mukabili olduğu bir belge özelliği vardı. Karşılığını bulundurmayan kişi, asgari biri yıldan başlayan cezalar alırdı. Sonra bu konu ile ilgili kanun her geçen gün gevşetildi. Çeki ilk defa karşılıksız çıkan kişiye uyarı yapılmasına ve bedelini ödemesi için süre verilmesini içeren düzenlemeler geldi. Ardından karşılıksız çıkan çekler için, tümden cezai müeyyideyi ortadan kaldıran düzenlemeye gidildi.

Her sene milyonlarca çek, senet karşılıksız çıktığı için, icra işlemine konu oluyor. Bu ne demektir biliyor musunuz, her sene milyonlarca kişi birilerini dolandırıyor, birileri mağdur duruma düşüyor. Ve bizim adımız Müslüman oluyor.

Sezen Aksu zahir mesleği gereği sahnelere hep yarı çıplak çıkıyor. Onun çıplak olarak sahnelere çıkması elbette kendisinin bileceği bir iştir. Fakat o,dün Harbiye açık hava tiyatrosunda vermiş olduğu konser sırasında, yakında hacca falan gideceğini de söylemiş ve ilave etmiş, bizi örteceğinize nefsinizi terbiye edin ö….. ler. 

Onun bu lafına alındım mı?

Yüce Rabbimizin emri olduğu için tesettürden yana olan birisi olarak bu laf bir anlamda çok gücüme gitti.  Sezen Aksunun sözünü ettiği konumda olan ve nefsini terbiye etmeyen birisi isem, bu lafı bana da söylemiş oldu. Tesettürden yana olup da nefsimi tezkiye etmemiş isem, doğru, dürüst bir insan değilsem, yalandan, dolandan başka bir şey peşinde koşmuyorsam, öküz lafını bana da söylemiş oldu haklı olarak.

Çünkü Eddiynu Muameletün diyen Efendimizin ümmeti olarak nefsi emaremi, nefsi levvameye(kınayan ve kötüleyen nefis), neyfsi levvameyi, mefsi mühlimeye(ilham ve keşfe mazhar olan nefis), nefsi Mülhimeyi, Nefsi Mutmainne(tatmin olmuş, huzur bulmuş), nefsi mutmainneyi, Nefsi Raziyye(ferdi kendi iradesinden ve isteğinden vazgeçen), neyfsi raziyyeyi , Nefsi Marziyye(Allahın kendisinden razı olduğu nefis),Nefsi Marziyyeyi, Nefsi Kamile(İrşad mevkiine yükselmiş) nefse çevirmek benim görevim.

Ama ben insan nefsinin mertebelerinin daha ilk basamağında geri vitese takmış bir şekilde verdiği, konserlerde yarı çıplak vaziyette çıkan Sezen Aksu’nun bile diline düşüyorsam, yeminle söylüyorum vay halime, vay halimize.

Tabii burada Sezen Hanımın da bilmesi gereken bir konu var. bak hanımefendi, tesettür Allah’ın emridir. Buna uygun giyinmek farzdır. Giyim kuşam da kişinin topluma karşı bir muamelesidir ve insan bu muamelesinin her bir zerresinden insanlığa karşı sorumludur. Şimdi desek ki, hanımefendi sen neden yarı çıplak vaziyette toplumunu huzuruna çıkıyor, daha çok belden aşağı yaptığın esripi!!! lerle güya insanları gülmekten kırıp geçiriyorsun. O da bize dönse, size ne, ben böyleyim, istediğimi yaparım kimse buna karışamaz dese,

Bu yaptığı,

O boynuzları taşımak sadece benim hakkımdır demiş olmaz mı?