BU DA OLUR MU DEMEYİN

Aşırı sağcı "Yahudi Evi" Partisi üyesi İsrailli milletvekili Mordhay Yogev, İsrail Ordusu'ndan Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etmesini isteyerek, mevcut güvenlik sorununa tek çarenin Gazze'nin yeniden işgali olduğunu söylemiş. İsrail Televizyonu 7. Kanalı, Mordhay Yogev'in "Filistinliler bize daima bir düşmanımız olduğunu hatırlatıyorlar. Gazze'den çekildiğimizden bu yana Hamas ve terör örgütleri güçlerini artırıyorlar. Bir sonraki savaş daha çetin ve daha tehlikeli olacak" dediğini aktarmış.

Bu da olur mu demeyin. Aslında İsrail tam da bunu gerçekleştirmenin peşinde. Zaman zaman yazdığımız için sizlerde gayet ili biliyorsunuz, Gazze İsrail’in güneyinde Akdeniz kıyısında ayakta kalan İslam Toprağı.

Burada 500 bine yakın Müslüman Filistinli yaşıyor. Batı Şeria ile birlikte toplamda 2 Milyona yaklaşan nüfusları var ve bu ikisi birlikte Filistin devletini oluşturuyorlar. Ancak bu iki Filistin toprağının biri biri ile fiziki irtibatı yok. Aralarında İsrail toprağı var.

Gazzenin liderliği Hamas’ın, Batı Şeriada yaşayan Filistinlilerin liderliği ise FKÖ nün elinde. Toplamda iki milyona yaklaşan Filistinli bu biri birinden kopuk bölgelerde hayatlarını sürdürüyorlar. Batı şeria neyse, Gazze dünyada bir örneği daha olmayan açık hava hapishanesi durumunda. Sadece güney bölgesinde Mısır’a açılan bir sınır kapısı var. O kapı da MISIR tarafından tamamen kapatılmış durumda.

Daha önce de bir çok İsrail’li Gazze şeridini tümden ele geçirmeyi ve Filistinlileri buralardan kovmaya düşündüğünü ifade etmişti. Şimdi de dünyanın gözünün içine baka baka İsrailli aşırı sağ kadın milletvekili Ayelet Shaked, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği operasyonlara destek vererek, "Hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Bu öldürülen teröristlerin anneleri için de geçerli. Annelerin oğullarının peşinden gitmeleri adil olur. Ölmeliler ve evleri yıkılmalı ki bir daha terörist yetiştiremesinler." dedi.

Bir başka Milletvekili Mordhay Yogev tümden Gazze’nin işgal edilmesini istediği haberleri gelmeye başladı.

Bir kadının hemcinsi olan Filistinli bütün kadınların öldürülmesini istemesi, bir başkasının 500 bin insanın yaşamış olduğu toprakları sabah akşam bombalamaları yetmiyormuş gibi, bölgenin tümden işgalini aruzlaması barbarlığın gelmiş olduğu noktayı çok güzel izah ediyor.

Vekiller istiyor, İsrail ordusu onların isteğini yerine getiriyor. Masum insanların yaşamış olduğu Şucaiye bölgesine saldıran İsral odlusu 70 e yakın insanı katletti ve 500 ye yakın insanı da yaraladı. O yaralıların çok azı hayatta kalacaktır. Zira Gazzede Şifa hastanesinde bırakın hasta yatağını, sedye kalmadı. Ağır yaralı insanlara bile ancak sedyelerde yardım eli uzatılmaya çalışılıyor.

Filistinli bir Annenin resmini gördüm bugün basında. Başı önüne eğilmiş, bir yanında bir yavru, diğer yanında bir başka yavru. Toz toprak içerisindeler, yaraları kanıyor. Hep birlikte şehadet şerbetini içmişler.

Hani şehit oldular deyip kendimizi avutmayı da aslında çok aşağılayıcı buluyorum. Bu zillete, bu meskenete ümmet neden katlanıyor bilmiyorum. Ümmetin Siyonist Yahudiler tarafından maruz kaldığı bu zilletin acısı, ancak benu yehud “askerlerinin” parçalanmış cesetleri görülünce diner değil mi?

Bunu kim yapacak? Ben de söylüyorum, başkaları da söylüyor, Ey ABD, Ey AB, ey BM ler neredesiniz,neden sesiniz soluğunuz çıkmıyor?

Niye çıksın ki? Genel geçer anlamı ile bunların tümünde bir kere İslam düşmanlığı almış başını gidiyor. Peki İslam ve Müslümanlar onlara ne yapıyor ki, böyle bir kararlılık içerisine girmiş bulunuyorlar. Müslünanların kimseye bi şey yaptığı yok. Müslüman ülkeleri onlar işgal ediyor, onlar bu ülkelerin sahibi olduğu her türlü değerin manevi olanlarını bulunduğu yerde imha ediyor, maddi olanlarını kendi ülkelerine taşıyor, o çocuklarını rahat ettirmenin yollarını arıyor. Müslümanlara reva gördükleri bu muamelenin temelinde yatan ana sebep ise, bizzat İslamın kendisidir. İslamı kendileri için potansiyel bir güç ve düşman olarak görüyorlar. Onun için ümmeti param parça haline getirmekten bir an için uzak durmuyorlar.

Doğrudur, İslam ve onun mensubu olan Müslümanlar birlik ve beraberlik içerisinde olsalar, ittihat sağlansa, büyük bir güç meydana gelir ama İslamın ille de de batıyı ele geçireceği bir güç haline gelmesi ham hayaldir. Zira hem batının geldiği gelişmişlik düzeyi buna engeldir, hem de İslamın böyle bir amacı yoktur. Müslümanlar arasında ittihat

sağlandığı takdirde, büyük korkuya kapılan batı, bu topraklardan nemalanamaz hale gelir. hepsi o kadar.

İsrail’in iddiası gibi, Hamas tarafından benim topraklarıma füzeler fırlatılıyor iddiası, alçakça harp hilesinden başka bir şey değildir. Hangi füzeden hangi İsrailli zarar görmüş? Kurt kuzuyu yemeye karar verdiğinde uydurmayacağı mazeret mi var?

Durum böyle giderse, İsrail’li vekillerin istekleri gerçekleşebilir. İşte o zaman ne yapacağımıza karar verelim.

Bu kararı, Ey ABD, ey AB, ey BM ler diyerek değil, ey İslam Ümmeti neredesiniz diyerek verebiliriz. Aksi gibi onun bunun payandası olmaya devam ederiz. Sonra “ bu da olur mu “ demiyesiniz.