BU DEFA YARDIM KONVOYU

Soma’da meydana gelen elim kazada 301 canımızı yitirdik.

Allah bir daha bu millete böyle felaketler yaşatmasın.

Bizler de çok gözyaşı döktük, çok üzüldük.

Rabbim ve melekleri şahittir elbette.

Ancak hep söylenir ya, ateş düştüğü yeri yakar.

Bizlerin o insanlarla herhangi bir hatırası olmadığı için, iç dünyamızda uzun boylu gelgitler yaşama imkanımız olmaz belki.

Ya anneler, babalar, eşler, çocuklar, hele ki çocukların kendi özgün alemlerinde yaşadıkları, yaşayacakları inkisarlar, hayal kırıklıkları hiçbir zaman bitip tükenmez ki.

Biliyorum yıllarca ağlayacaklar, yıllarca gözyaşı dökecekler.

Hele ki yatağa girdikleri zaman nasıl da baba baba diyecekler.

Geceler geçmez olacak, karanlıklar bitip tükenmeyecek. Biri giderken, bir diğeri başlayacak. Yatak mahpushaneye dönecek adeta. Yastık demirden testere gibi biçecek yüzün dört bir yanını. Sabah olsa da artık ağlamayacağımı, anamı üzmeyeceğimi bilecek hale gelsem denilecek. Sabah olacak, öğlen ve akşam. Kimi babaların çocukların elinden tutarak evlerine gittikleri o akşam vakti keşke hiç gelmese idi denilecek, ama çare yok, o meşum karanlık yine çökecek yavruların üstüne.

Dersleri çok iyi olan bir yavru anasının yamacında gözyaşlarını dökerken, yine çok çalışacağım, yine çok başarılı olacağım inşallah. Allah nasip ederse öğretmen olmak istiyorum. Kardeşimi de çok seviyorum. Tabii kardeşime bakacağım derken gözyaşları Ceyhun oluyor ve anadan boşalan gözyaşı seli evladınınkine karışıyor.

Offf anam, offf gel de dayan, gel de tahammül et. Kader diyoruz, yapacak bir şey yok diyoruz, bir başka yerde de olsa idi, kaderi böyle, gelip 301 kardeşimizin yakasına yapışacak ve emri ilahiyi tebliğ edecekti diyoruz.

Ya ne güzel milletimiz var bizim. Henüz 1 yaşını bile doldurmayan Muhammet kucağında, 8 yaşlarındaki kız çocuğu yamacında oturan anne, biz inşallah bundan sonra böyle sıkıntılar çekmeyiz, evlatlarıma güveniyorum, onların beni mahcup etmeyeceğini biliyorum, güzel günlerimiz de olur, işte o günlerde eşim de yanımda olsaydı, çok iyi olurdu ama, artık o yok ve rabbine yürüdü. Demek ki Allah onu bizden çok seviyormuş ki, yanına aldı derken, artık odada duramadım, kaçtım gittim kuytu yerlere. Şimdi de öyle…

Türkiye’nin dört bir yanında yardım malzemeleri akıyor Soma’ya.

Hani diyorum Diyarbakır Valiliği mi organize eder, Büyükşehir Belediye Başkanlığı mı, yoksa Diyarbakır’ın güngörmüş geçirmiş vefalı insanları mı el atarlar. Soma için Diyarbakır’dan şöyle 5-10 kamyonluk yardım malzemesi toplasak. Gıda ve giyilmemiş sıfır giysiler temin etsek. Kamyonlarımızın üzerine Diyarbakır’dan Soma’ya yardım eli pankartları eşliğinde, Diyarbakırlı çocukların katılımı ile bunları alıp götürsek. Yürümekte olan kardeşlik sürecine güzel bir destek sağlasak nasıl olur?

Biraz uzak kaldım, biraz da çeşitli sebeplerle kolum kanadım kırık. Ama bana bir görev düşerse, gel organizede çalış, yardımcı ol denilir ise, işte telefonum. 0 532 631 28 94. Çağırın hemen geleyim.

Anadoluya, SOMA’ya bu defa yardım konvoyu götürelim, olmaz mı? Olur İnşalallah.