DÖN DOLAŞ YOLLAR YİNE ESKİ KAPIYA MI ÇIKACAK

31 Aralık 2013 te çıkarılan bir yasaya dayanılarak, Askerlerin disiplin suçlarına ilişkin olarak Genel Kurmay Başkanlığı tarafından 7 yönetmelik çıkarılmış. Yeni yapılan düzenlemede Subay Sicil Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin 91 ve 92. Maddeleri yürürlükten kaldırılıyor. Bu maddeler “Disiplinsizlik veya Ahlaki durum nedeniyle ayırma” konularını kapsıyordu.

91. maddede TSK’dan ayırma nedenleri arasında, “Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasî, yıkıcı, bölücü, irticaî ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar” hükmü içermekte idi. 92. madde de ise ihraç edilecek olanların dosyalarının YAŞ’a sunulması konusunda şu hüküm bulunuyordu:

“Genelkurmay’a gelen bu emeklilik istemleri, personel başkanlığınca adlî müşavirlikle koordine edilerek, Yüksek Askerî Şûra kararına sunulup sunulmaması yönünden incelenir ve Genelkurmay Başkanı’nın tasvibine sunulur. Genelkurmay Başkanı tarafından durumları YAŞ’da görüşülmesi gerekli görülenlerin hakkındaki istemler, ilk Y AŞ toplantısında gündeme alınarak, hakkında kesin karara varılır ve işlemleri tamamlanır.” Denilmekte idi. Şimdi bu iki madde yürürlükten kaldırıldı. Değişen yönetmeliğe göre,

Yönetmelik çerçevesinde yeni disiplin dosyası formu da oluşturuldu. General ve amirallerin dosyalarının ele alınacağı Genelkurmay Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun başkanı Genelkurmay Başkanı olacak. Kuvvetlerdeki disiplin kurullarının kararı ise personelin görev yaptığı yere bağlı olarak kuvvet komutanı, jandarma genel komutanı veya sahil güvenlik komutanının onayı ile hayata geçecek. TSK’dan ayırma nedenleri yeni yönetmelikte şöyle düzenleniyor. Yönetmelikte; TSK’dan ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler şöyle sıralandı: * Aşırı borçlanma: Aşırı derecede borçlanmaya düşkün olmak ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmektir. * Ahlâki zayıflık: Görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olmak veya TSK’nın itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlâk yapısına aykırı fiillerde bulunmaktır. * Hizmete engel davranışlar: Devletin ve TSK’nın itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır. * Gizli bilgileri açıklamak: Yetkisi olmadığı halde, devletin güvenliği ile iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin elde ettiği gizli bilgileri yetkisiz kişi ve kuruluşlara vermek, ulaştırmak veya açıklamaktır.

* İdeolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak: Siyasi partilere girmek, ideolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak. * Firar etmek: Geçerli bir mazereti olmaksızın kesintisiz olarak bir yıldan fazla süre ile izin süresini geçirmek veya firar halinde bulunmaktır. * Disiplinsizliği alışkanlık haline getirmek: Disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık haline getirmek. * İffetsiz biriyle evlenmek: İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikâhsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmektir. * Gayri tabii mukarenette bulunmak: Bir kimseyle gayri tabii mukarenete bulunmak yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptırmaktır.

Orduda görev yapmak, hayatı belirli bir askeri kıyafet içerisinde geçirmek, dakika geçirmeden mesaiye gitmek, mesainin belirlenen saati bitince ancak görev yerinden ayrılmak, tam servislere binmiş akşam evinize dönmek üzere iken, ikinci bir emre kadar kimse yerinden ayrılmayacak emrine imtisal etmek, ikinci emrin gelmemesi üzerine evlere gitmek için giyilmiş kıyafetlerin çıkarılarak bu defa gece mesaisine devam etmek, adım başı bir eli sürekli selam vermek üzere hazır durumda bulundurmak öyle kolay işlerden değildir.

Bunu kendisine meslek olarak seçmiş olanların çalışma hayatları boyunca bu kurallara harfiyen uyarak yaşaması, her babayiğidin harcı değildir.

Hele bir de savaş veya benzeri/terörle mücadele v.s/ içerisinde iseniz, yani hayatınız pamuk ipliğine bağlı bir şekilde sürüyor ise, bu zorluğa katlanmanın ne kadar zor olduğunu herkes biliyor.

İsmi üzerinde vatan bekçiliği. Yani herkes uyurken sen uyanık olacaksın, herkes işinde gücünde ise, senin bir elin bir anlamda tetikte olacak, insanların imkan bulanları yılın yorgunluğunu üzerlerinden atmak için deniz kenarlarında serinlerken, sen tankların içerisinde veya cemselerde buram buram ter dökeceksin. Ötesi var mı?

Geçen gün bir makalemin başlığı “HEM NE ÇİLİŞKİ, HEM DE NASIL YAMAN ÇELİŞKİ” idi hatırladınız mı?

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, kendi kurumları içerisinde kimi yanlışlıklar yaptıklarını, bunu itiraf etmenin zamanı geldiğini, din ve diyanetine düşkün insanımıza reva görülen 5.sınıf insan muamelesini anlatıyor, biz şehitlerimizin cenaze törenlerinde başları örtülü şehit annelerinin, sakallı şehit babalarının ellerini öperken, oğullarının mezuniyet törenlerinde bunlara bütün kapıları kapattık, ayrı bir tribünde olsun o insanlara yer ayırmadık” demişti. Ben yazımda daha ötesi hakaretlere bu insanların maruz kaldıklarını belirtmiş, millet ve ordu bütünlüğü sağlanmadığı sürece, ülkedeki hiçbir başarının kalıcı olmayacağını izah etmiştim.

Peki bu konuya niye döndün, amacın ne diyenlere, cevabım değişen yönetmelikte, ordudan atılacak olanların konumunun salt Askerler içerisinde değerlendirilmeye tabi tutulması, yani YÜKSEK ASKERİ ŞURA ÜYELERİNİN artık işin içerisinde olmayacaklarının hükme bağlanması.

Ak Parti iktidarının ilk yıllarında, irticai faaliyetleri sebebiyle ordudan tardedilen kişilerin konumlarına bakıldığında, genellikle alenen namaz kılmaları, hanımlarının başlarının örtülü olması veya hanımlarının başları açık olsa bile düzenlenen içkili balolara neden katılmadıkları gibi konulardan suçlandıkları görülür, YAŞ ta konu değerlendirilir iken, hükümet üyeleri ihraç istemlerine şerh koyarlar, ama o kişiler yine ordudan atılmaktan kurtulmazlardı.

Ak Partinin bu kararlı tutumu zamanla orduda kimi değişiklikleri beraberinde getirdi ve namaz niyaz ehli, hanımlarının başları örtülü subay ve astsubayların dosyaları kurulun önüne gelmez oldu.

17 Aralık sonrasında yapılan açıklamalarda, bugünlerde çeşitli vesilelerle suçlanan kesimin insanlarının bir kısmının orduya sızdığı bile ifade edildi ve ardından 31 Aralık 2013 Askeri Disiplin Kanununda değişiklik yapan kanun çıkarıldı. O günlerin hengamesi içerisinde sessiz sedasız çıkarılan bu kanun uyarınca işte şimdi yedi yeni yönetmelik yayınlandı.

Eski İrticai faaliyetlere karışmak maddesinin yerine “İdeolojik ve Siyasi Faaliyetlere karışmak” maddesi getirildi.

İdeolojik ve Siyasi Faaliyet nitelemesi içerisine kırk ambar gibi istediğin şeyi koyabilirsin. Şuraya, buraya gelmedin, balolara katılmadın, dans etmedin, eskiden olduğu gibi lojmanlarda hanımın başını örttürerek gezdirdin, hatta şu gazeteyi aldın gibi yaftalamalar korkuyorum ki yine çok rahat bir şekilde gündeme gelecek. Neden çok rahat diyorum. Şunun için, eskiden özellikle ordudan ihraç edilecek kişilerin konumu hiç olmaz ise Yüksek Askeri Şuraya geliyor veya iktidardaki partinin ideolojik ve siyasi yaklaşımına göre/Ak Parti iktidarının son zamanlarında olduğu gibi/ hiç gelmiyordu.

Şimdi bu yönde bir tasarrufu komutanlıklar kendi başlarına yapacaklar. Yüksek Askeri Şura üyelerinin, yani iktidardaki siyasi partinin bu konuya bir de biz bakalım demesi mümkün olmayacak.

Son günlerin hengamesi içerisinde sözü edildiği üzere orduya sızmalarla ilgili iddianın gereğini yerine getirmek üzere mi kanun ve yönetmeliklerde değişiklik yapıldı.

Dön dolaş yollar yine eski kapıya mı çıkacak?