DÜNYADA BİR ÖRNEĞİ DAHA YOK

Filistin 1967 savaşından bu yana sahibi olduğu toprakların % 78 ini kaybetmiş ve bu topraklar maalesef İsrail devletinin eline geçmiş bulunuyor. 2 Milyona yakın filistinli preslenmiş haldeki Gazze ile Batı Şeria’da yaşamlarını silah sesleri altında sürdürmeye çalışıyor.

Sade Filistinde değil, dünyanın başka yerlerinde de işgaller var. Alın size Ermenistan’nın işgal etmiş olduğu LAÇİN, KELBECER, ŞUSA, FUZULİ ve daha şu anda aklıma gelmeyen bir çok şehri Azerbaycan’ın. Durduk yere işgal edilmiş olan Dağlık Karabağ. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra bir çok ulus bu birlikten bağımsızlığını ilan etti. O sırada Dağlık Karabağ topraklarında etnik çatışmalar gün yüzüne çıktı. Aslında Ermenistan böyle bir çatışmayı körükledi. Çatışmaların yoğunluk kazanmasını fırsat bilen Ermenistan, Azeri Devletinin Ermeniler ile Müslüman Azeriler arasında taraf tuttuğu gerekçesi ile Sovyetlerden elinde kalan ağır silahlarla bölgeye saldırdı. Çıkan savaşta yukarıda isimleri yazılı Müslüman azeri toprakları Ermenistan tarafından işgal edildi. 1991 ila 1993 yılları arasında gerçekleşen işgalden bu yana 20 yıldan fazla zaman geçti. İşgal sürüyor. Sorunun çözümü için BM ler tarafından görevlendirilmiş olan AGİT MİNSK gurubu üyesi ülkeler şimdilerde sanki böyle bir işgal yaşanmamış, sanki bu sorunu çözmek üzere bir görevleri yokmuş gibi davranıyorlar. Bir MİLYONDAN fazla Azeri Müslüman topraklarını, evlerini, yurtlarını terketmiş vaziyette Azerbaycanın kenar mahallelerinde hala çadırlarda yaşıyorlar, biliyor musunuz?

Afganistan işagli hala surüyor. Ruslardan sonra Amerikalılar onlarca yıldan beri işgal ettikleri toprakları terk etmiyorlar.

Doğu Türkistan toprakları Çinlilerin işgali altında. Müslüman Uygur Türkleri ülkeleri Özerk bir Cumhuriyet olmasına rağmen, hemen her gün Maoist Çeteler tarafından zülme maruzlar. Gün geçmiyor ki, oralardan katliam haberleri gelmemiş olsun.

Ve bütün güncelliği ile topraklarının işgali yetmiyormuş gibi dünyanın en gelişmiş silahlarına sahip olan İsrail Ordusunun Filistinlileri şu aziz mübarek günlerde ateş altına alması. Sebep olarak ne gösteriliyor. Üç İsrail vatandaşı güya Filistinliler tarafından öldürülmüş ve bunu da Gazze şeridinde yaşam mücadelesi veren Filistinliler yapmış. İddia bu. Bu olay ne zaman olmuş, kim yapmış, eylemi Filistinliler işledi ise, delilin ne, bunların hiçbirisinin cevabı yok. Aslında söz konusu eylemin siyasi yanı olmayan adi bir provakasyon olması da muhtemel. Hatta alınan kimi bilgilere göre, eylemin işlenmesinden hemen sonra İsrail üç kayıp vatandaşını bulmuş. Fakat Gazzeli Müslümanlara yapılacak saldırının şiddetini arttırmak için, kayıp İsrailliler güya günlerce aranmış, bulunamamış, Gazzeliler eylem faillerini yakalayıp kendilerine teslim etmemiş , bu durum İsral halkında

öfkenin kabarmasına sebep olmuş ve ardından Gazze katliamını yapmak İsrail’in hakkı olmuş!!! Planları, projeleri anlıyorsunuz değil mi?

Üç İsrailli gence karşılık yüzlerce Filistinli öldürüldü ve sayıları yine binlere ulaşan Filistinli ise yaralı. Aslında bundan önceki saldırılarda da gördük, bu yaralıların büyük çoğunluğu aldıkların yaranın ağırlığı ve bunun da ötesinde gerekli tıbbi destekten yoksun bulunmaları sebebiyle, sonradan hayatlarını kaybediyorlar. Yani İsrail’in her saldırısında Filistinliler binlerce şehit veriyorlar.

Ama dünya sağır, ama dünya kör, ama dünya histen yoksun. Ne ABD, ne AB, ne Rusya, ne Çin ve ne de maalesef İslam Ülkeleri Filistinlilerin yaşadığı drama duyarlı. Hani İsrail’in İslamın mukaddeslerine karşı yapmış olduğu haksız işgal ve katliamlarını hiçbir zaman kabul etmediğini siyaseti ile ortaya koyan İran’dan bile tek bir ses çıkmadı. Bir tek Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu olup bitenleri asla kabul etmeyeceklerini söylüyor ve ekliyor, hani Gazzeye uygulanmakta olan Ambargo hafifleştirilecekti, dikkat edin kimse Gazze’ye uygulanmakta olan İsrail Ambargosunun kaldırılmasını söylemiyor, söyleyemiyor, sadece ambargonun hafifletilmesinden söz ediyor.

Sayın Başbakan bu yapılmadı, üstelik İsrail Fırsatını buldukça şu Aziz Mübarek Ramazan ayında, yani Yahudilerin inançlarında bile haram olan ZİLKADE, ZİLHİCCE, MUHARREM ve RECEP aylarında masum insanlara saldırıyor, sivilleri katledilor mealinde açıklamalar yapıyor..Ama din ve diyanet herkes tarafından torbaya konulmuş vaziyette. Öyle olmasa şu İslam İşbirliği Teşkilatı(El Munazzamatü El Mutemirül İslamiy)acilen toplanmaz mı idi. Farkında iseniz, bu teşkilatın toplanması için hiçbir İslam Ülkesinin çağrısı olmadı. Böyle bir günde, böyle bir eylem sebebiyle toplanılmaz ise, ne zaman ve hangi sebeple toplantı düzenlenir ki.

Biliyorum sence sebep ne diyenler epey çoğaldı.

Kendi içimizde birlik ve beraberliğimiz olmaz, aramızda ortaya çıkan ihtilafların çözümü için yağdan kıl çeker gibi gayret göstermez isek, Libya bir yerde, Suriye bir yerde, Mısır bir yerde, Türkiye,İran bir başka yerde, Körfez Ülkeleri, Suudi Arabistan bambaşka bir telde ise, durduk yere ortaya çıkardığımız iç ihtilaflarımız onlarca yıl ülke insanının başını patlatacak cesamette olursa, elimizin altında olan Filistinlilere yapılanlar az bile olur. Daha nerede kaldı ki, Dağlık Karabağa, Afganistan’a, Doğu Türkistan’a, MİENMARDA yaşanan dramlara el atalım, yapılan toplu katliamlardan hesap soralım.

Biz Müslümanların biri birimize yapmış olduğu zulmü bir tarafa bırakacak olur isek, dünyanın hiçbir yerinde başka din ve meşrep mensupları Müslümanların zulmü, tasallutu altında değil. Bunun tam aksi dünyanın her tarafında Müslümanlar, başka devletler ve topluluklar tarafından zulüm görüyor, işkence görüyor.

Hani biz bir kötülük gördüğümüzde onu elimizle düzeltecek, buna gücümüz yetmez ise dilimizle engel olacak, buna da gücümüz yetmez ise kalbizimle buğzedecektik Allah Resulünün meşhur hadisi uyarınca.

Ne oldu?

İsrail’in şu anda yapmış olduğu katliama karşı Müslüman Ülkelerin liderleri sözle olsun karşı koyamıyorlar mı? bu eyleme karşı bir yazılı metin yayınlamak mümkün değil mi?

Değil, değil işte. Daha geçen gün yazdım. Herkesi bir tarafa bırakın, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas yapmış olduğu açıklamada İsrail’in saldırısını durdurması ve ateşkes için ne İsrail’i ve ne de Hamas’ı ikna edebilmiş olmadıklarını ifade etti. Yani iki arada bir derede Haması dünya insanlığına adeta şikayet etti.

Ya arkadaş Hamasın 2013 ateşkesinde İsrail’in Gazze Şeridine yönelik uygulamakta olduğu ambargonun hafifletilmesi konusunda verdiği sözü yerine getirmemesini hatırlatması ve dikkatleri buraya çekme konusunda, insan zayiatına sebebiyet vermeyen girişimleri neden eleştiri konusu oluyor?

Senin görevin bu insanların maruz kaldıkları zulmü ortadan kaldırma konusunda gece gündüz demeden çalışmak mı, yoksa kalın gözlükler arkasına saklanmış olan göz kaş işaretlerin ile Hamas düşmanlığını dolaylı ortaya koymak ve böylece yangına körükle gitmek mi?

Bilmeyenler için yeniden hatırlatalım, batı sınırı Akdeniz olan Gazze şeridinde 500 bine yakın insan yaşıyor. Bu insanların Akdeniz ile irtibatı yok. Kuzey ve doğu kesimleri İsrail’in elinde, Güney’de ise Mısır bulunuyor ve Gazzenin Mısır’a açılan kapısı Refah kapalı. Anlayacağınız Gazze tamamen bir açık hava hapishanesi ve dünyada bir örneği daha yok. İsrail’den alabildikleri ile hayatlarını sürdürüyorlar!!! Yani sürünüyorlar.