YIRTIK GÖMLEKLER YAMALANSIN

Hiç kimse hatadan beri değildir. Olamazda. Çünkü böyle yaratılmışız, böyle gelmiş, böyle gideceğiz. Peygamberler ismet sıfatının koruması altında idiler. Kur’anı Kerimde bazen Peygamberlerin kendileri, bazen de Cenabı Allah “insan”ın bu yönüne ilişkin açıklama ve “tehdit” ler yapar.

Hz.Yusuf Aleyhisselam Mısır’da Vezirin sarayında büyümüş, gelişip serpilmişti. Güzelliği dillere destandı. Vezirin karısı Zeliha onun nefsinden murat almak istedi ve kimselerin olmadığı bir sırada Yusuf’u bulunduğu odaya çağırdı, kapıyı da kilitleyerek, “Hadi Gel” dedi.

Hz.Yusuf Aleyhisselam “ben Rabbimden Korkarım” diyerek talebi reddetti ve kaçmak üzere kapıya yöneldi. Zeliha ile yaka paça olan Yusuf’un gömleği arkadan yırtılmış ve bir yolunu bularak dışarı çıkmıştı.

İkisi birden Vezir ile karşı karşıya kaldılar. Kadın kocasına, “yetiştirdiğin yetmenin neler yaptığını gördün mü, az kaldı namusumu kirletecekti” dedi.

Yusuf olan bitenin şaşkınlığı ile “onun söyledikleri yalan “Vema Uberriu nefsiy, innennefse leammaretun bissuvi illa ma rahime Rabbiy- ben nefsimi tezkiye etmiyorum(temize çıkarmıyorum), nefsi emmare insanı her türlü kötülüğe sevkedebilir, ancak Rabbimin merhameti altındayım (ve bu sebeple böyle bir şey yapmadım)” dedi.

Konu bir bilge kişiye aktarıldı. Yusuf’un karısı Zeliha ile bir odadan yaka paça bir şekilde çıkmış oldukları, Vezir tarafından o kişiye aktarıldı. Hakim(Bilge kişi) Elimizdeki tek delil Yusuf’un yırtık gömleğidir. Eğer onun gömleği önden yırtılmış ise Kadın haklı Yusuf haksızdır. Yok gömlek arkadan yırtılmış ise Yusuf haklı, Kadın haksızdır dedi.

Bilge kişinin açıklamalarından anlıyoruz ki, gömleğin önden yırtılması erkeğin kadına saldırısına, arkadan yırtılması ise kadının kaçanı kovalamasına işaret ediyor.

Vezir gerçeği anladı ve konuyu Zeliha’ya anlattığında o durumu kabullendi ve Vezire “cümle alem tarafından bu duyuldu ve suç nerede ise benim üzerimde kaldı, eğer sen Yusuf’u hapsetmez isen, olay bize yıkılacak ve mahcup olacağız dedi.

YUSUF BÖYLECE HAPSE ATILDI.

Amacım Yusufun kıssasanı uzun uzun burada anlatmak değil.

Dünya böyle bir dünyadır.

Çok haksızlar haklı, çok haklılar haksız olarak karşımıza çıkabilir bu birincisi. İkincisi Hz.Yusuf Aleyhisselamın niyazında yatan “Vema Uberriu nefsiy innennefse leammaretun bissuvi illa ma rahime rabbiy- ben nefsimi temize çıkarmıyorum, rabbim beni muhafaza etmese idi, az kaldı nefsim kayıp gidecekti” nidasıdır.

Enfal Suresi 67.ayette Cenabı Allah Peygamberimiz efendimize “Ey Peygamber Rabbinden sana indirileni teliğ et. Eğer bu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir”

Peygamberlerin görevi Cenabı Allah’n kendilerine verdiği görevi yerine getirmektir. Ayette “Eğer bunu yapmaz isen” uyarısı, sakın bu alanda zihninin bulanmasına fırsat verme ikazıdır.

Peygamberler ki, böylesine “itiraf” ve “uyarı” altındalar, onların vasıflarından olabildiğince uzak bizlerin ne tür günahlar, hatalar, zelleler altında olduğumuzu uzun uzun anlatmaya gerek var mı?

Herkes başını ellerinin arasına alsın, yaşadığımız şu son üç ayın hesabını bir de bu açıdan yapsın, kendi gömleğinden bir parçayı götürüp kardeşinin gömleğine yamalasın.