LAİKLİK KAVRAMI, BU MİLLETİN KABULÜ DEĞİLDİR!? (III)

Dünden devamla, bugün sohbet serimizin üçüncü günündeyiz! “Laiklik” kavramıyla alakalı ne demiştik; ne millidir, ne de yerlidir… Pek tabii ki Osmanlı’dan da gelmiş değil... Kaldı ki Selçukluyla hiçbir şekilde alakası yok… Aba ecdadın da bıraktığı bir miras deseniz, hiç değil…

***

“Laiklik” ithal malıdır… Yabancıdır… Ama gel gör ki kendilerini kurtarıcı olarak gösterenler tarafından “milli ve yerliymiş” gibi aldatıcı söylem ve eylemlerle, “Laiklik” Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte oluşturulan Anayasa’nın adeta ruhunu teşkil etmektedir… Millete rağmen, millete dikte edilmiştir…

***

“Laiklik” kelime ve anlam içeriği itibariyle, “kapalı” kapı… Malum, Laiklik Fransızlara aittir… Eylem ve söylem noktasında ise; Laiklik eşittir dinsizlik demektir. Dünkü yazımda da beyan etmiştim. Gerçekten bu millet hep yanlış kavramlara aldanıyor? Farkında mıdır, değil midir, bilerek mi kanıyor, yoksa sineye çekerek gününü mü bekliyor onu bilemiyoruz?

***

Lakin şunu net ifade edebilirim ki farkında olanların çoğunlukta olduğunu düşünüyorum. Son günlerde kaleme aldığım yazılara gelen tepkilerden bunu anlıyorum… Tabi dayatmalı bir kavram olduğu için kimse sesini çıkarmıyor. Bir kere anayasaya yerleştirilmiş…

***

Demem o ki bu milletin yüzde 99’u Müslüman’dır. Öyle ise iktidarların da Anayasanın da yönetimsel sistemin de Müslümanlığın gereği ne ise millete onu götürmesi lazım, onu uygulaması lazım, onu öğretmesi gerekir… Yabancı kavramlarla milleti inancından, değerlerinden, tarihinden, örfünden uzaklaştırmak ihanettir… Gaflet ve dalalettin dik alasıdır… Hele ki bunu resmi bir kimlikle, seçilmişler olarak yapmak, Anayasaya “Laiklik” başta olmak üzere vesayetçi anlayışları enjekte etmek, ülkenin de milletin de “milli ve yerli” ruhuna, hançer indirmektir… Hiçbir şekilde de hukuki değildir…

***

Dün de sordum? “Laiklik” kelimesini Anayasaya koyanlar ve bunun devamını isteyenler; neden gerçek manasını ahaliye açık bir şekilde ifade etmiyorlar… Dün ve bugün uygulama biçimi ki her şeyiyle orta yerdedir... Neden sürekli “üstü örtülmek isteniliyor? Sadece ve sadece “laiklik” denilip duruluyor… İyi de manası nedir?

***

Birileri diyebilir ki; “din ile devlet işlerini” bir birinden ayırmak üzere Anayasa’ya “laiklik” ibaresi konulmuştur... Peki, uygulamada öyle mi? Değil.. Kaldı ki, Türkiye Müslüman bir ülke… Tüm müştemilatıyla, İslam’ın bayrağı altında bulunuyor!? Yaşam biçimi de, yönetim şekli de, Anayasası da, İslam’ın ruhuyla hemhal olması gerekir.. Binlerce yıl hep böyle oldu…

***

Peki, laiklik hangi dilden geliyor? Türkçe değildir, Arapça da değildir, Farsça da değildir, Almanca da değildir? Fransızcadır. Bakın lügatlere manası eşittir dinsizliktir.  Hal bu iken “laik Türkiye” anayasaya konulmuştur? Peki, niye “dinsiz Türkiye” denilmemiştir? Direkt olarak dinsiz bir Türkiye diyebilirler mi? Diyemezler…

***

Kimin yüreği var bu iftirayı bu millete atsın, bu bühtanı bu millete yapsın? Ancak kavram değişikliğiyle millet aldatılarak bu kelime anayasaya konulmuştur, uygulamaya geçilmiştir. 

***

Dünkü yazımda da ifade etmeye çalıştım… Hiçbir zaman Türkiye dinsiz değildi. Türkiye bin seneden beri yüce İslam dininin bayraktarlığını yapmış, aba ecdadı da şan ve şerefle Viyana kıyılarına kadar at koşturmuştur. Türkiye, o ecdadın eseridir.

***

Bu itibarla hiçbir zaman dinsiz Türkiye denilemez. Kimin cesareti varsa buyursun “dinsiz Türkiye” desin.  Lütfen bunu yetkililer, bakanlıklar, Cumhurbaşkanı, TBMM üyeleri çıkıp da bu millete anlatmalılar. Bu duruma bir açıklık getirilmelidir. “Laikliğin” tanımını yapmalılar…

***

Yineliyorum, “Türkiye dinsiz” değildir… Türkiye insanı “laik” hiç değildir… Hodri meydan diyorum… Buyurun ne kadar bilim adamları varsa, Profesörler varsa çıksınlar desinler ki “Laiklik dinsizlik değildir...” Diyemezler... Ağızlarından çıkacak sözcükler “kem küm den” öteye gitmez…

***

Türkiye dinsiz değildir. Türkiye camileriyle, minareleriyle, vaaz kürsüleriyle, imamlarıyla, müezzinleriyle, tüm Diyanet Teşkilatıyla, milletiyle Müslüman’dır. Hem de İslamiyet’e bin seneden beri hizmet ede gelmiş bir millettir. Şu hâlde nasıl oluyor da “laik Türkiye” diyebiliyorsun. Dememelisin, diyemezsin de!?

***

Çünkü Türkiye hiçbir zaman dinsiz değildi. Dinsiz olmadığına göre bunu Türkiye’ye yutturmak isteyen hıyanet erbaplarının uydurduğu kasıtlı bir ifadedir. Bu kavramın Anayasa’da yer alması, devletin ciddiyetine, rejimin bütünlüğüne yakışmaz. Onun için de doğrudan doğruya millet ciddiyet istiyor. Gerçek ne ise o millete söylensin.

***

Tekrar ifade ediyorum… Türkiye laik değildir. Yani dinsiz değildir ve olamaz da.  Bu itibarla gerçekler ne ise millete onlar sunulsun, öğretilsin, bildirilsin. Türkiye İslam ülkesidir, Müslüman’dır, laik değildir.

En derin saygı ve sevgilerimle.