YAŞAM KALİTESİ
Değerli okurlar bugün sizlerle bir hepatit B hastasının "hepatit B taşıyıcılığından kurtulma tedavisini" irdelemek istiyorum. Hasta bu taşıyıcılıktan kurtulmak için bir çeşit tedaviye başvurduğunu söylemektedir.
Hastamız öncelikle bir gastroenteroloji uzmanına gittiğini ancak muayneden dört gün önce kendi kendine bir çeşit tedavi uyguladığını söylemekte. Tahlillerdeki hızlı değişme nedeniyle kendisinde hiper karaciğer rahatsızlığı (ne demekse ?) düşündüğünü sonra da yok yok bu "hepatit b"dir, dediğini vurgulanmakta. HBV-DNA tetkikine göre ömür boyu hepatit b taşıyıcısı olarak kalacağını ilgili hekim belirtmiş. Hekim kendisine hepatit b taşıyıcılığı ile nasıl yaşanması gerektiğini anlatan bir kitap vermiş (çok güzel bir davranış !). 3 ayda bir karaciğer enzim değerlerine bakılmasını ve olası yükselişle tedavi başlanacağı vurgulanmış. Ancak ömür boyu hepatit b taşıyıcısı olarak kalacağı söylenmiş.
Ömür boyu hepatit b taşıyıcılığı kararından iki ay sonra vücudundaki değişiklikler üzerine başka bir hastanede bir iç hastalıkları uzmanına giderek muayene olmuş. İlgili hekim kendinse indirekt bilirubin yüksekliği nedeniyle sende "Gilbert sendromu" düşünmekteyim. Kan bağışı yapmanda bir sakınca yok demiş. İyi ki başka doktora gitmemişsin durumunu anlayamasalar seni ilaç ile maffederlerdi demiş.
Teşhisnin değiştiğine fazlasıyla mutlu olan hasta kendi çapında yaptığı araştırmalar sonunda gilbert sendromunun karaciğer kanserine neden olmayacağını öğrendim. Bir ay sonra tüm tahlillerimi tekrar inceleyerek 3 ay önce hepatit b hastalığına yakalandığımı ve iki ay önceki tahlile ve dna tahliline göre de taşıyıcı olduğumu söyledi. Buna göre sende gilbert sendromu yok bizim tahliller yanlış diyerek aslında hepatit B hastası olduğunu kendisine söylemiş.
Bunun üzerine hasta bir takım bitkiler ile kendine bir tür bitki tedavisi uygulamış. Kendisi düzeldiğini ifade ediyor ve pozitif bilim olan tıp dünyasına da inanmadığını yazmış.
Yani bunu niye yazdığımı sorduğunuzu duyar gibiyim. Ancak bu örnek aslında bir çok hastada dönem dönem saptanan bir durumu yansıtmaktadır. Hastaların çoğunlukla ortak olarak ifade ettikleri durum; hekimden hekime değişen yorumlama şeklidir. Yani var olan bir kronik hastalık örneğin "hepatit B" A hekiminde farklı, B hekiminde farklı ve C hekiminde daha farklı olarak yorumlanmaktadır. Ancak hepatit B gibi kronik hastalıklar yorum farkına neden olan tablolar içermektedir. Yani üç ayrı hekim olayı farklı yollardan yorumlayabilirler ancak tek doğru noktada sonuçlandırmaları gerekir. Bu yüzden bu konuda işin ehli olan hekimden sağlık hizmeti almak en doğru yol olmalıdır.
Diğer bir konuda hastanın hekime olan güvensizliği, bu konu hekimle ilişkili bir konu olsa da aslında hastadan da bağımsız değildir. Hastalar genelde kendileri gibi düşünen hekimi görmek ve ona güvenmek isterler, aksi olduğu an bir güvensizlikte başlamış olur. Bir diğer önemli konuda hekimin hastayı konu ile ilgili olarak bilgilendirmemesi yani hasta ile konuşmamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle hasta-hekim ilişkisinde güven ve durum değerlendirmesi esastır.