“BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKMAMIZ LAZIM”!? (II)

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzere dünkü sohbetimizde de ifade ettiğim husus; Cumhurbaşkanının “ABD ittifakında samimi durmuyorsa, bizi üç beş çapulcu terör odaklarıyla aynı seviyede tutuyorsa veyahut fazlasıyla onlara el altından ve açık bir şekilde silah veriyorsa, biz de başımızın çaresine bakmalıyız” sözlerinin önem arz ediciliğiydi…

Çünkü bu tarihi sözler Amerika’yı zıplattı.

Tabiri caizse, "paçalarını" tutuşturdu..

Nitekim, “Cumhurbaşkanı Beyaz Saray’da” başlığını birçok medya kullandı.

Erdoğan’ın tüm bu direniş çabalarına karşı Trump da dünkü görüşmelerde çok güzel şeyler söyledi…

Teselli ve ümit verici konuşmalar yaptı.

***

“Sezar’ın hakkı Sezar’a” misaliyle yola çıkarsak;

ABD Başkanı Donald Trump, "Erdoğan'ı ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz" diyerek sözlerine başladı.

“Terörle mücadeledeki yeni düşmanımıza karşı çalışıyoruz” diyen Trump, “Türkiye'yi terörle mücadelesinde destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Trump sözlerine şöyle devam etti:

“Erdoğan’ı konuk etmekten şeref duyuyorum.

Türkiye komünizmle savaşta önemli bir ülkeydi.

Sovyetlere karşı efsanevi bir varlık gösterdiler.

Onların muhteşem cesareti Kore’deki bizim unutmadıklarımızdandır.

Şu anda terörle mücadelede ortak bir düşmanımız var ve beraber çalışmak istiyoruz.

Türk halkına desteğimizi sunuyoruz.

Türkiye’yi terörle mücadelede PKK, DAEŞ gibi terör örgütlerine karşı destekliyoruz.

Tüm bu yaşananlar insanlık vicdanını yaralıyor, Suriye’deki şiddet…

Barışçıl bir sonuç için gerçekleşen çabaları takdir ediyoruz.”

***

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise Trump’ın konuşmalarına karşılık öncelikle, "Çalkantılı bir dönemde yakın işbirliğinin önemine dikkat çekti..

Erdoğan daha sonra şöyle dedi…

“Diyalog ve dayanışmamızı devam ettireceğiz. Bu ziyaretimiz tarihi bir dönüm noktası teşkil edecek.."

Karşılıklı olarak saygı, sevgi, misafirperverlik, mihmandarlık gibi büyük bir ahenk içerisinde dünya kamuoyuna karşı adeta meydan okudular.

Bizim de vatandaş olarak ve kamu görevini yapan bir medya grubu olarak da diyoruz ki;

Bu her iki liderin ümit ve teselli verici konuşmaları, artık az öz değil, tarihi bir konuşma olduğu gibi Amerika’yla Türkiye’nin dostluğunun yeniden pekiştirilmesinin bir miladı olarak kabul edilmesi gerekir.

Ama dünkü yazımızda da belirttiğim gibi acaba gayrimüslim olan Hıristiyan ve Yahudilerin hiçbir zaman taahhüdüne sahip çıkamayacaklarını belirtmiştik.

Eğer sahip çıkmış olsaydılar, bugün terörün “T” harfi bile olmayacaktı.

Ama hani diyorlar ya;

“Gavurun sözü söz değildir” misaliyle yola çıkarsak…

Gerçekten söz verme, sözleşme, taahhüt, dinimizde çok önemli bir unsur olduğu gibi diğer dinlerde de keşke öyle olmuş olsaydı.

Allah’tan ümit kesilmez ama “Görünen köy kılavuz istemez” misaliyle, Trump’ın Erdoğan’ı karşılaması gerçekten gurur verici ve Erdoğan’ın yüceliğini, büyüklüğünü yine tartışmaz hale getirdi.

Dış siyaset bugüne kadar hep güzel gittib

İnşallah bundan sonra da daha güzel olacaktır.

Halkımız Erdoğan’a son derece güvenmelidir, güven beslemelidir.

Ancak ne var ki bize göre iç meselelerimiz daha vahim, daha tehlikeli.

Devletin birçok önemli kurum ve kuruluşları, kendi bünyesinde ahlak dışı, kanun dışı, hukuk dışı ve antidemokratik mezalim yaşarken ve millete de yaşatırken, ne yazık ki iç siyaset gözükmüyor?

Der demez, görmezlikten mi geliniyor sorusu akla gelmiyor değil?

***

Gazetemizin Genel Yayın Koordinatörü Ömer Büyüktimur’un da iki günden beri Dicle Üniversitesi’nin kampüsündeki olup biten rezaletleri kaleme alırken, biz de önceki akşam “İslam’da Helal ve Haram” programımızda aynı olaylara değindik.

Ama kime diyorsun?

Aynı Üniversite değil miydi ki daha düne kadar hükümetin, AK Parti iktidarının çok seçkin, muhafazakâr bir yönetime ulusalcı, Marksist, solcu bir kesim tarafından “Dicle Üniversitesi FETÖ’nün Kandil’i” diye karalama üstüne karalama yapıldı.

Ama bugün bakıyoruz ki FETÖ’nün değil, PKK’nın Kandil’i durumuna getirilmiştir aynı Üniversite.

İki gün önce oradaki bir sanatçının konser rezaleti, ilim ve irfan yuvasına yakışmadığı gibi uygulatılamaz da.

Ama merakla bekliyoruz…

Bakalım bu iş nereye varacak?

En derin saygı ve sevgilerimle.