Ne oluyor bu hastaneye?

Şu Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma hastanesi!
Enva-i hadisenin mekânı.
Garip bir yer.
Ne Başhekimliği, ne Hastane Yöneticiliği.
Ve ne de Kamu Hastaneler Birliği Genel sekreterliği.
Ciddi bir "vurdumduymazlık" içinde!
***
Öyle ki!
İdareci "yontan" bir kurum halini aldı.
6 ayda bir görev değişimi.
Yolsuzluk.
Usulsüzlük.
Keyfiyet.
Ve en vahimi "politize" olmuşluğun nedeniyle; "idari bir dikiş" tutturulamıyor.
“Gelen-gideni aratır” misali.
Sağlık bazında "dökülüyor?"
***
 
Burada, kaç kez konu ettiğimi ben bile hatırlayamıyorum!
Ama nafile!
Gelen idareci.
Hastanede "sağlık" hizmeti kalitesinden çok akçeli mevzuularla ilgileniyor.
Temizlik ihalesi.
Güvenlik ihalesi.
Röntgen, MR, Ultrason.
Otomasyon, Yemek, İlaç alımları.
Kısacası "hizmet" alımına ilişkin ihaleler.
***
İyi de.
Bu ihaleler; "yararlı ve sağlıklı" olsa.
Diyeceğim bir şey yok.
Ama hiç de iyi niyet hasıl olmadığı belli.
Soruşturmalar.
Müfetiş raporları.
Gösteriyor ki tamamen “kim kime nasıl akçeli rant temin eder” hesabı kurgulanıyor.
Durum böyle olunca da o hizmet alımı, en basit ifadeyle "angarya" oluyor.
***
Bir hasta yakınının ifadesiyle!
Bu hastanede tek işleyen mekanizma var o da "güvenlik."
Tabi olaylara müdahale için değil.
Sağlık personeli yok, Doktor yok.
Acil müdahale gerekli; kimse yok.
Tepki veriyorsun.
Birden "güvenlik" elemanları başınıza dikiliyor.
Sağlık hizmeti değil de yasadışı bir talepte bulunuyormuş gibi oluyorsun.
Tabiri caizse "ben bilmem, merkez bilir."
***
Düşünün!
Hastanenin "tuvaletleri" kapalı.
Açık olan da bozuk.
Kapı anahtarları; "temizlik elemanlarının" cebinde.
Neymiş!
“Tuvaletler kirli görünmesin. İdare kızıyor”
***
Çevre düzenlemesi.
Daha bir yıl önce; "milyonlarca lira" harcandı.
Var olan drenaja yok dediler.
1.5 milyon liralık ihale yaptılar.
İlk kazmada; "drenajın varlığı ortaya" çıkınca, alelacele kapattılar.
Ne oldu; 1,5 milyon lira heba oldu?
Kazanan "rant çarkı" oldu.
***
Parke taşlar kaldırıldı.
Yerine asfalt döküldü.
Sonra olmadı; bu kez hastane kampüsü "köstebek yuvasına" döndü.
Park alanları yerle bir edildi.
Anlayacağınız!
Koca hastane; "idari zafiyet ve rant çarkı" sayesinde ömründen 20 yıl yedi.
Yazık!
***
Evet, nereye kadar devam edecek?
Meçhul.
Doğrusu bir süre önce;
Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğine atanan Dr. Murat Karğın için.
Yanlışların "düzeltilmesi".
Hastaneyi "yeniden" normal hayatına döndüreceğini "umut" ediyordum.
Ki bunun için de yazmıştım; “6 ay tolerans veriyorum” diye!
***
Ne gariptir ki bu süreyi devirmesine rağmen; "mevzuu bildik".
Hatta daha vahim bir seyir içerdiğini de söyleyebiliriz.
Neden bilinmiyor?
Karğın "kapalı kutu" gibi!
Eski Devlet Hastanesi Başhekimliği.
Eski Kadın Doğum Hastanesi Başhekimliği dönemi gibi değil.
Sanki Üç maymunu oynuyor.
Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum.
***
Kısacası zafiyet büyük!
Eee.
Durum böyle olunca da; "hizmet" çarkı da atıl oluveriyor?
Zaten!
Doktor-hasta,
Hasta-doktor,
Hemşire-Doktor.
Personel, hasta ve yakını arasındaki kavgalar bu nedenle bitmiyor.
***
Rüşvet çarkı desen tam teşeküllü devam ediyor.
Özellikle; "bıçak" parası!
Nitekim "akçeli bu durumla" alakalı, doktorların birbirleriyle sıkça kapışması da bu nedenledir?
Ameliyatlar.
***
Sormak lazım!
Son 6 ay içerisinde, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi hangi "Sağlık ve başarı içeren" çalışma ile organizasyonla gündeme gelmiştir.
Yok.
Peki, konuşulan ne; "hastanenin" dökülüyor olması.
 
***
Gelelim Kantine!
Kampüs içerisindeki "tek kantin".
Kim işletiyor.
Hangi yasal mevzuat kapsamında alınmış.
Denetleyen veya sorumlu makam kim, tartışmasına girmek istemiyorum.
Çünkü "kirli çarkı" başlı başına bir yazı konusu.
Onu bilahare; hasb-i hal edeceğiz.
***
Ama ben!
Yaygın olarak gelen şikâyetten söz etmek istiyorum.
Özellikle; "burada" satılan ürünler hakkında.
Çünkü fiyatların çok ama çok "fahiş" bir rakam içerdiği söyleniyor.
Mesela; 50 kuruşluk bir pet su bir liraya satılıyor.
Çay fiyatı.
Ekmek arası döner, ya da diğer gıda ürünleri.
***
Eee diyeceksiniz ki;
Çevrede başka da kantin olmayınca durum böyle olur...
Şehirden de, 10 kilometre uzaktasınız.
Yani "kazıklanmaya" el mahkûm!
Aynen de öyle.
Ha bu arada.
Bu şikâyet yüzlerce kez; "hastane idaresine" bildirilmiş.
Ama "dinleyen" yok.
***
 
Velhasıl.
Gazi Yaşargil Hastanesi.
Hiç ama hiç, asrın tıp adamının "ismine" yakışan bir hal-i vaziyet içerisinde değil.
Ayıp.
Ne diyelim; Karğın'a "biraz da" odanızdan çıkın; etrafa bakın neler oluyor-neler bitiyor bir görün, demekten başka.
***
Tabi bir de; "kurumsal" politize olmuşluğun müsebbibi siyasiler.
Özellikle iktidar mensubu vekiller.
Siz de bu arıza-i durumları görün.
Şikâyetleri aldığınızı biliyorum.
Haberdar değiliz diyemezsiniz!
İl Valisi Hüseyin Aksoy'dan da meseleye eğilim bekliyoruz.
Malum; "sağlık" her şeyin başında gelir.
Hele ki, siyasal iktidar "sağlıkta devrimler" yaşatıyoruz dediği bir dönemde.
Gazi Yaşargil Hastanesi'nin "dökülüyor" olması.
Çok şeyin; sorgulanmasına vesile olur...
Hayırlı Cumalar.