SAYGISIZLIK HER CEPHEDEN

Mevzuya!
Dâhil olup, "konu yazımı" etmem.
Hakikatten; "içimden" gelen bir fikr-i beyan da değil.
Ama!
Bazen yanlış ile doğrunun karışımında çıkan "doğruyu sonucu" ortaya koymak, gerekiyor.
Yani, "iki yanlış" bir doğru eder mi hesabı.
O'nun için de!
Nezaket.
Teamül.
Ve pek tabi ki.
Ev sahibi olma noktasındaki; "kültürümüz"
Misafirperverlik…
Sorgu getirici; "bir" duruma girdiği için mevzu ettim.
***
Konu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır gezisi…
Erdoğan.
İstasyon meydanında ne konuştu, hangi mevzuya odaklandı?
Kimi yerdi…
Kimi yüceltti.
Ya da, 7 Haziran seçimi için, nasıl bir "tarafgirlik" ortaya koydu…
Ve Cumhur'un başı olma noktasında, "duruşu" net miydi?
"Kendini" tartışmalı hale getirdi mi?
***
Hele ki…
30 yıllık çatışmalı süreci sonlandırma noktasındaki; "çözüm süreci"
Gelinen aşama.
Tarafların "masa etrafındaki" birbirlerine laf yetiştirmeleri…
Sosyal…
Siyasal ve ekonomik mevzulara dair; bir ileri iki geri beyanı…
Tüm bunları…
Yazı konusu etmeyeceğim…
***
Zaten!
Ahali olarak; "mevzuları" bilip, düşünce üretiyoruz.
Pozitif ve Negatif dürüş!
Var ise de; " o da zamanı" gelince gereği yapılır.
Neyse, asıl mevzuya gelelim.
***
Ki; Cumartesi günkü yazımda da aktarmıştım…
Ne olursa olsun!
Diyarbakır "ev sahibi" olma vasfıyla; "misafirperverliğine" halel getirmemeli.
Tartıştırılmamalı.
Gelen!
Cumhur'un başı.
Sevsek de, sevmesek de…
Fikrine, söylemine, düşüncesine "inansak da-inanmasak da"
***
 
Ya da!
Reis olması için "oy vermiş-vermemiş" olsak bile!
Mitinge!
Vatandaş olarak, "katılım gösterdik veya göstermedik"
Önem arz edici olan; tavrımız!
Gelip-gittiği zaman dilimi içerisinde; "pozitif" olmak…
Negatif olmamak…
***
Doğrusu!
Bu "ince hassasiyeti" Diyarbakır ahalisi olarak, kusursuz!
Yorum getirecek…
Ya da farklı "algılar" oluşturabilecek, "bir tavır" ortaya koymadı.
Saygılı…
Mütevazı…
Sağduyulu bir hareket gösterildi.
***
Geçmişteki; "gerilimden" uzak!
Ne taş atan,
Ne laf üreten
Ne de gösteri yapıp, "ortamı" geren bir hadise yaşanmadı.
Yani olması gerektiği gibi!
***
Lakin Belediye Eş Başkanları…
Yani Eş Başkanlar!
Onların tavırlarıyla alakalı mevzu "arıza-i bir durum" ortaya koydu ki, tartışılan da bu!
Neden; Ev sahibi misafiri ağırlamadı.
Karşılamaya katılmadı.
Randevu vermedi.
O saatte, "kendileri" için program ikmal etmeye kalktılar?
Neden?
***
Tüm bunların!
Elbette ki, Başkanlar açısından.
DBP.
Ve Siyasi akımın fikriyatında "bir gerekçe" söz konusu olabilir?
Haklı gerekçeler.
Ancak kamuoyu.
Pek tabi ki bizler için; "çift eksenli" bu agresiflik niye dedirtiyor?
Neden; "köprüler" yıkılıyor.
Yükselen tansiyona neden "tuz" olunuyor.
***
Çünkü!
Herkeste şu beklenti hâsıldı.
Eş Başkanlar.
Kışanak ve Anlı için diyorum.
"Nezaket ve teamül" gereği Erdoğan'ı havaalanında karşılayacak.
Şehrin sahibi olarak!
Diyeceklerdi;
"Şehrimize hoş geldiniz!
Buyurun, bir kahve içelim"
Ki bu durum, Diyarbakır programının başlamasına saatler kala "vücuttaydı?"
***
Gerek; günler öncesi.
Gerek gün içerisinde Belediye "hummalı" bir çalışma içerisindeydi.
Belediyenin önü düzenlendi.
Çizimler yapıldı.
Sokaklar…
Caddeler temizlendi.
Yol çizgileri yapıldı.
Yani "misafiri" ağırlama babında, Belediye büyük bir hazırlık yaptı.
***
Ancak ne olduysa kapılar kapandı…
Ne karşılamaya gidildi…
Ne de randevu verildi…
Peki, kim ne diyor bu duruma?
Erdoğan diyor ki;
Kandil'den "talimat" geldi.
DBP'nin beyanı.
"Belediye Başkanları karşılamaya gitmeyecek. Randevu verilmeyecek?"
***
Bazı isimlerle görüştüm?
Neden; "bu istemezlik"
Farklı gerekçeler üretildi.
Kimi "bölgesel" partinin yani DBP'nin "bir siyasi duruş" ortaya koymasına bağladı.
Kimi de, "Kürt sorunu yoktur" deyip, Kürtler de "iticilik" yaratması nedeniyle "protesto" edildi.
Haklı-haksız. 
Doğru-yanlış.
***
Ama!
Erdoğan bu tavrı şu şekilde yorumladı.
"Emri dağdan alıyorlar?"
Eee.
Kimseye "koz vermemen" gerekir…
Netice itibariyle…
Demem o ki; tüm taraflar için diyorum.
Ayırım gözetmeden…
***
Hakikat şudur ki;
Kötü söz,
Olumsuz davranışlar,
Siyasi kin,
Hata,
Adavete varan tavırlar "hiç bir zümreye" yakışmaz.
***
Ne siyasi adamlığa,
Ne toplumsal duruşa,
Ne de herhangi bir oluşuma "yarar" getirmez!
Bilakis!
Tüm kesimler için "olumsuzluk" arz eder.
Temsile ve temessüle "layık" olmak varken…
Sorumluluk "makamından" kaçış ve adavet göstermek "doğru" bir karakter ikmali değildir.
***
Bakalım!
Bu mevzu bugün için.
Mardin'de…
Siirt'te "tekerrür" edecek mi?
Malum.
Erdoğan bugün de; "buralarda" olacak?
***
Bir not da!
Erdoğan'ın; "seçim mahiyetli" bu mitingleri de.
Siyasi…
Ve Devlet adamlığı "ilkelerine" pek yakışmadığını da söylemek gerekir.
Tarafgir oluyorsunuz.
Bırakın!
Davutoğlu rakip siyasileriyle; "meydanlarda" hesaplaşsın.
Hal-i vaziyetiniz; "AK Parti'ye" yarar yerine zarar verdiğini de söylemek gerekir.
Sandıkta, Erdoğan "tepkisi" gümlerse!..
Kimse "şaşırmasın.?"
Hele ki, AK Parti!…