TAVSİYEMDİR!

Kayyumlara dair…

Tabi hepsi değil…

Bazıları…

İsim zikretmeye gerek yok…

Ki bilen de biliyor…

Zat-ı muhteremler de kendilerini iyi bilirler…

Kimleri kast ettiğimi?

Nitekim kimin faal, kimin "saman altından" su yürüttüğü herkesin malumu!

Kimin; "sessizlik" içerisinde, harman savurduğu da!

***

Ahaliden gelen serzenişe binaendir; bu ifadelerim…

Ki tavsiyemdir…

Bilesiniz ki…

Sizler "seçilenler" değilsiniz!

Halk tercihiyle…

Seçmen tercihiyle…

O makama; "getirilmediniz!"

Sizler…

Kanunun verdiği yetki…

Hükümetin icrası…

Devletin yasal mevzuatının ikmaliyle…

Zorunluluğun hâsıl oluşuyla; "atanmışlarsınız!"

Bu "nüansı" bilin…

Ve bunu gözeterek, "o makamı" ifa edin…

***

Belediye "hizmetlerini…"

Faaliyetlerini…

Yapılması.

Yapılmaması...

Edilmesi gerekenler nedir; "diye" sıralamayacağım…

Mevzuat belli…

Ama!

Hizmet alımınızdan.

İhalelerinize…

Park-bahçe…

Çiçek-böcek misali işlerinizde…

Güvenlik…

Temizlik…

İlaçlama…

Ve daha bilumum, "akçeli" işlere dair…

Sizden…

Evet, sizden istenilen arıza-i durum olmasın…

Hele ki, "gelen-gideni aratmasın!"

***

Özellikle de…

Tevdi edilen o koltuk; "Ali babanın çiftliği" olmasın…

Kullanılmasın…

Birilerinin nam-ı hesabına işlemesin…

Bu kentin hakkıdır…

Her bireyinin hakkı var…

Yetimin.. Dulun.. Yoksulun…

Yani, 7'den 70'e herkesin; "hakkı ve hukukuna" naildir…

***

Biliyoruz!

Siyasal iktidar…

Diyarbakır'ın belediyecilik alanında "kazanımlar" elde etmesi…

Halkın "hizmete" susamışlığının giderilmesi…

Yani "sosyal belediyeciliğin" icrası adına…

Sıkıntı…

Ödenek beklentisi "içerisine" girilmemesi için kesenin "ağzını" sonuna kadar açmıştır…

Tabiri caizse, oluk gibi para akıtılıyor…

***

Belediyelere…

Şu an aylık gelen bütçe, çok yüksek…

Önceki yıllara göre "üç-dört" misli!

Ama gel gör ki…

“Amacına uygunluk arz edici değil” inancı giderek yükselmektedir…

Özellikle; "merkez" dışı belediyelerde…

Anakentte…

Daire başkanları…

Yardımcılar…

Yani bir dizi; "şaibelerden"  söz ediliyor…

Klişeleşmiş bir ifade ama hakikatin beyanıdır…

Derler ya "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!"

***

Tavsiyem…

Kendinize…

Yönetiminizdekilere…

Yetki verdiklerinize "çeki düzen" verin…

Vebali ağırdır…

Ha şunu da unutmayın…

Biz atanmışız "kimse hesap" soramaz diye de, "düşünmeyin!"

Burunlar Kaf dağında olmasın…

"İktidar bizi atadı…

Bizde "kelle koltukta" gelip, görev yapıyoruz…

Ayrıcalığımız var; "diyerek" keyfiyet arzı içerisinde olamazsınız…

Bilesiniz ki…

Kimse dokunulmaz değil…

***

Hele ki…

Soylu gibi İçişleri Bakanı var iken,

Yıldırım gibi Başbakan var iken

Erdoğan gibi Cumhurbaşkanı var iken!

Benden, "tavsiye ve nasihat!"

Velhasıl…

Ayrıntılara yer ve zamanı gelince bilahare mülahaza edebiliriz…

Ki edeceğim.

Çünkü o makam da…

Gelen bütçe de…

Yapılması gereken harcama da…

Kadim Şehrime özgüdür…

Başkasına özgü değil…

Özetle…

Şimdilik, bu kadar diyorum…

***

 

GÜN NEYİN GÜNÜ…

Demirel…

Sıkışınca ne diyordu?

Dün dündü, bugün bugündür…

Siyasetin yeni kulvarında, bu söz değişti…

Artık yerini;

"Dün dünde kaldı”ya bıraktı…

Bence…

İkisini de; "terk-i diyar" edelim!

Yeni şeyler bulalım…

Sahi niye bunu söylemiyoruz…

Gün neyin günü?

***

OLACAKSAN OL!

Baykal diretiyor…

Hem de; gündemden düşürmeden…

Ortam buldu mu, çakıyor…

Fena da bindirmiyor değil...

Diyor ki…

Kemal bey…

2019'da, "Partili Cumhurbaşkanlığı" için aday olacak mısın, olmayacak mısın?

Olacaksan…

Şimdiden çalışalım, hep birlikte "arkandayız!"

Değilsen söyle…

Yani, "olmayacaksan", "ben olabilirim!"

Lakin Kemal Bey…

Pek işe "oralı" değil…

Hatta "formülü" kendisine bildirilmesine rağmen!

Baykal inatçı biri…

Tabi Kemal bey'in de, "yenilen pehlivan" ruhuna sahip olduğunu da unutmayalım!

Tez bırakacak değil…

Bakalım kimin feni kimi mağlup edecek?

Şimdiden, favorimi açıklıyorum…

Baykal, fena bindiriyor…

Çünkü " o kasetin" intikamı hala askıda…

Eee…

CHP koltuğuna "talip de" çok…

Omuz omuza verilirse…

Kemal'in işi harap olabilir…

Baykal…

Ha gayret, sarsıyorsun…

Devirmeye az kaldı…