ABDALLIĞIMA VERİN

Dünkü yazımın başlığı 45 günlük tatil süreci barış planlarının,programının olgunlaştırıldığı süreç olsun şeklinde idi.

O yazımın yazıldığı saatlerde Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay beyin konuya ilişkin açıklamaları gelmemişti. Öğleden sonra Sayın Bakan yapmış olduğu açıklamasında,

Konu üzerinde hassasiyetle durduklarını,

Ciddi çaba sarf ettiklerini,

Sürecin zor bir süreç olduğunu,

Herkesin bunun farkında olması gerektiğini söylediği açıklamasını akşam haberlerinde dinleme imkanı bulduk.

Aslında Beşir Beyin konu üzerinde kuyumcu hassasiyeti ile çalıştığı her gün biraz daha iyi anlaşılıyor.

Kürt sorununun çözümü bağlamında bir süre önce çıkarılmış olan Çerçeve yasayı önceleri, kimileri her şey oldu bitti, tamam şeklinde anlamıştı.

Hatta Ramazan ayında Çevre ve Şehircilik Bakanının vermiş olduğu iftara katıldığımda, masamızda bulunan ve gurup başkan vekilliği yapmış olan bir arkadaş, artık bu yasa ile dağdan inişler önünde bir engel kalmadığını beyan etmişti.

Ben Sayın Başkan bu görüşünüz “ temel olarak doğru, muhteva açısından eksik” demiş ve ardından “bu yasa ile önce konu ile ilgili “taraf sıfatı” ile görüşme yapacak arkadaşların güvenliği sağlanıyor. Devlet yetkilileri veya siyasiler artık her kademede İmralı ile Kandil ile doğrudan görüşme yapma imkanı bulacaklar ve bu yapmış oldukları işten ötürü, ileriki zamanlarda olsun, herhangi biri soruşturmaya tabi tutulmayacaklar. Önce bu sağlandı ve zannımca bundan sonra örgütün her kademesi ile yapılacak olan görüşmeler yüz yüze ve daha kapsamlı olacak. Pek tabii bundan böyle çıkarılması gereken kanunlar var.

Mesela dağdakilerin evlerine dönüşleri nasıl olacak?

Silah teslimleri nasıl gerçekleşecek,

Örgütün silahlı eylemi bıraktığı nasıl ilan edilecek,

Kimlik sorununun çözümü nasıl olacak,

KCK tutuklularının durumu ne olacak,

Bu suçlamalardan  ceza alan ve cezası kesinleşenlerin durumu ne olacak,

Ceza alıp da dosyaları Yargıtay aşamasında olanların sorunu nasıl çözülecek,

Kürtçe Eğitimin ülkenin her tarafında ve devletin resmi okullarında eğitim dili olarak verilmesi nasıl sağlanacak,

Örgüt davalarından ceza alanların, cezasını çekmekte olanların durumu Parlamentoda bir af kanunu çıkarılmadan sağlanamayacağına göre,

Çıkarılacak olan affın umumi manada tesir icra edeceği( Balyoz-Ergenekon v.s) bir sır değil, böyle bir yasa kısa zamanda çıkarılabilecek mi?

Şeklinde işin asıl önemli yanına işaret eden betimlemelerde bulundum.

Gördüğüm şey şu.

Örgüt ile barış sürecini Ak Parti hükümetlerinden başka hiçbir parti ve hükümet bu kadar radikal ölçülerde ele almamıştı.

Bundan 3 ay kadar önce özel bir sohbette bir bankanın yönetim kurulunda bulunan bir arkadaşıma, bu konularda Sayın Başbakanı cesaretlendiren isimlerden birisinin İhsan Aslan bey olduğunu söylediğimde, vallahi hiç de böyle düşünmemiştim, ama gerçekten önemli bir alana parmak bastın demişti.

Şimdi Ak Parti Genel Başkanı ve el an seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beyin, insan bir defa ölür konusundaki cesaretini bu alanda da kullandığını ve Cumhurbaşkanı sıfatı ile bu yetkisini daha anlaşılır ve kimilerine göre radikal sayılacak ölçüde kullanacağından hiç şüphe yok.

Artık kara görülmüş ve ne İmralının, ne Kandilin ve ne de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu noktadan geriye dönüşleri kalmamıştır.

Abdala malum olur derler ya, yazılı olduğu için kimsenin inkarı etmesi mümkün değil, bundan 5 sene önce yazdığım bir yazıda bu sürecin iki önder insanından söz etmiş ve başarırlar ise, her ikisi de NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ alırlar demiştim. İşte o iki insan şimdi tam gaz süreci tamamlamaya çalışıyorlar. Başbakan/seçilmiş Cumhurbaşkanı/ Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan.

Çok değil, bir iki yıl içerisinde bu ikisine NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ verilir ise, siz yine Abdallığıma verin.